KAHRAMAN JONGİN

215 16 8
                                    

"Abi buldum buldum!" Jin'in bağırması ile jongin irkildi ağzında duran  sigara titredi. Sigarayı eline alıp kaşlarını çatıp heycanla telefon ekranına bakan jin'e gözlerini çevirdi.

"Aşıyı bulmadıysan, böyle bağırdığın için seni sikerim." Dedi baş parmağını üst dişlerine koyup kafasını yukarı doğru kaldırdı. Jin ona döndüğünde heycanla ekranı ona doğru tuttu. Watsapp'da bir sohbet açıktı.

"Abi mark itinin açığını yakaladım." Dediğinde jongin heycanla elinde ki sigarayı yeniden dudaklarına götürüp ona doğru yaklaştı ve ekrana kısık gözleri ile baktı.

"Neymiş lan?" Dediğinde sigara her kelimede oynamıştı.

"Bu mark'ın babası min soo, türkiye'in en saygın iş adamlarımdanmış..." dedi jin heycanli bir şekilde, jongin gözlerini ekrandan ayırıp jin'e baktı. Bitmek olan sigarayı yeniden aldı.

"Mal. Bunu biz de biliyoruz." Dedi ona malsın bakışlarını atarken. Jin gözlerini devirdi ve "bir dinle abi ya, hemen mal diyorsun."

"Ben şimdi bir polis arkadaşımla konuştum, bilgisayar ile uğraşan biri. Yani inciğine kadar öğreniyor... bunun adını attım, biraz zor olsa da buldu sonunda. Bu mark uyuşturucu satıyormuş, bir ara yakalanmış ama büyük bir para ile bu olayı örtbas etmiş..." Dediğinde jongin ona kaşlarını çatık bir şekilde baktı.

"Mark, bugüne kadar hep uyuşturucunun zararları ile ilgili projeler düzenleyip, kendisine devlettin ve halkın gözünde bir kahraman yaratmış. Eğer şimdi oğlu böyle bir skandal ile magazinlere düşerse bittiğinin resmidir." Dediğinde jongin sırıttı. Sandalyesinde geriye yaslandı. Bitmek üzere olan sigarasından bir duman çekip buraların kralı benim gibisinden yayvan bir şekilde oturdu.

"Şimdi siktim seni mark..." dedi kafasını tehditkar bir şekilde sallarken.

_ _ _

Gel pisi pisiii." Dedi jongin mahallenin kenarında dururken, köşede duran yavru kediyi görünce. Kedi ona masum bir şekilde bakıyordu ama ürkek bir şekilde geriye adım atmıştı. Jongin halen tesbihli elini diğer eline hafifçe vurup kediyi çağırıyordu.

"Jongin." Arkasından kyungsoo'nun sesi geldiğinde sırtını dikleştirip sırıttı.

"Çağırıldığını duyunca hemen nasıl geldin." Dediğinde kyungsoo, o mark piçine yakalanma korkusu ile etrafına bakınıyor jongin'e aldırmıyordu.

"Ne oldu niye çağırdın? " dediğinde jongin gözlerini yavru kediden ayırıp, kendi kedisine dikti. Yine o kömür gözler.

"Bu nasıl güzel bir siyah ya?" Dedi konudan alakasız bir şekilde. Kyungsoo halen etrafına bakınıyordu. Siyah gözlerini yeniden adama çevirdi.

"Hadi söylesene..." Dediğinde, jongin sırıtıp ona doğru yaklaştı.

"Mark'ın işine bitireceğim bugün. Daha fazla korkma baykuşum." Dediğinde kömür gözler büyümüş bir şekilde ona bakıyordu.

"Nasıl?"

"Bende kalsın nasıl olduğu, merak etme korkmadan eskisi gibi dolacaşacağız." Dediğinde kyungsoo ona doğru yaklaştı.

"Hayvanları katletmek caniliktir!" Dediğinde kyungsoo sırıttı. Bu adam salaktı.

"Ne yapacaksın?" Dediğinde jongin baykuşunun gözlerinin içine baktı.

"Yavrum, kocanın işine karışma ya. Dizini kır git evinde otur hadi çiçeğim." Dediğinde kyungsoo tam ona vuracakken geri çekildi.

"Gir içeri asabımı bozma benim!" Dedi yalancı bir sinirle jongin. Kyungsoo dilini çıkarıp sinirle dudakları yaladı, şuan cidden kedi gibi görünüyordu.

"Jongin yemin ederim döve döve adam ederim seni dediğinde jongin tesbihli elini kaldırıp ona turist chanyeol selamı verdi.

"Konu adamlığa geldiyse ben kaçar." Dedi jongin, ardından geri geri yürüdü.

"Hadi içeri içeri!" Dedi bir kediyi kovar gibi.

"Miyavvv!" Kyungsoo'ya bakarken, varlığını unuttuğu yavru kedi sanki kyungsoo'nun sinirli halini yansıtan bir şekilde miyavlayınca jongin kahkaha attı.

Kyungsoo şaşkınlıkla yerde ki küçük kediye bakınca, kedinin ayağına dolanmış olduğunu gördü. Kyungsoo hafif bir gülümseme ile eğilip küçük kediyi avuçlarına alıp kafasını tutup sevdi ve tüylerini okşadı.

Jongin kendinden korkan kedinin, kyungsooya kendi isteği ile yaklaşması kedigillerden olduğunu bağlamıştı. Arkasında iki kedi bırakırken önüne dönüp sırıtarak tesbihini çevirerek yürümeye devam etti.

Akşam olmak üzereydi ve hava biraz da olsa çökmüştü. Jongin geldiğinde tesbihini savurarak gevşek adımlarla mekandan içeri girdi.

"Mark! Hyungun geldi çık dışarı...! Diye bağırdı mekana doğru. Birkaç adam kendisine dönmüş şok ile bakarken jongin mekanın ortasında durmuş tesbihini çeviriyordu sırıtarak.

Adamlar birbirine bakıp tam ona doğru adım atmışlardı ki oda gibi bir yerden mark çıktı. Jongin'e sinirle baksa da daha sonra ifadesini düzeltip sırıtarak yanına gitti.

"Hayırdır kıro bey..? Dedi yaylana yaylana yürüyüp karşıda ki tesbihli adama doğru giderken. Jongin sırıttı.

"Hayır, hayır." Dedi yanına gelen piç kurusuna bakıp. Mark onu bir anda böyle ziyaret etmesinden şüphelenmişti. Kyungsoo'nun söylediğini düşündü ama öyle bir şeye cesaret edemezdi öyle değil mi?

"Ne istiyorsun? " dediğinde jongin sırıtıp kafasını hafifçe eğdi, ardından tesbihini iki eliyle tutup boncuklarını çevirmeye başladı. Bir mesaj sesi geldi.

"Telefonuna bak." Dedi tesbihe doğru bakarken. Mark kaşlarını çattı, birkaç saniye ona baksa da cebinden telefonu çıkarıp gelen mesaja baktı. Bir resimli belgeydi. Ve bunun ne olduğunu çok iyi biliyordu. Korkuyla yutkunurken ekrana bakakalmıştı.

Ardından karşısında ki adama bakınca, halen kafasını eğik bir şekilde durduğunu gördü. Jongin ardından seri ve yavaş iki adım atıp ona doğru yaklaştı. Kafasını kaldırıp beti benzi atmış adama baktı.

"Sana görüntüleri sil demeyeceğim, çünkü şerefsizsin ananın amı kadar kopyalamışsındır." Dedi adamın duyacağı bir şekilde.  Tesbihini çevirmeye devam ediyordu." Bu yüzden, eğer o görüntüler ya da o dedikodu etrafa yayılırsa, seninde babanın da hayatını bitireceğimi bil." Mark halen korkuyla ona bakıyordu, kendi elinde de güçlü bir kez vardı. Ama, bu kadar değildi. Bu sadece mahalleyi ilgilendiriyordu, ama jongin'in elinde ki koz daha geniş bir kitleye hitap ediyordu.

Jongin tesbihli elini kaldırıp mark'ın omzuna koydu ve sıktı. "Anlaşıldı mı?"

Mark kafasını salladığında jongin gülümsedi, elini çekecekken durdu ve ona doğru yaklaştı. Mark kaşlarını çattı.

"Bir daha manitamı korkutma, ecelin olurum." Dedi ardından omzu sıkıp elini çekti.

Jongin sırıtarak mekandan çıkarken, arkasında sinirden deliye dönmüş bir mark bırakmıştı.

_ _ _

Senin işinden jongin gelirdi zaten😈😈

KavgalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin