•We're having a baby•

899 86 237
                                    

Harry

"Lensey henüz inmedi mi?"

Birkaç kutu içeceği içeriye taşırken başımı iki yana salladım.

"Hayır,birazdan burada olur."

Elimdekileri diğerlerinin yanına,masanın üzerine bıraktım. Lose gömleğimin yakalarına kendine göre şekil verirken bir oyuncak gibi dikilip,işini bitirmesini bekledim.

"Harika görünüyorsun,"

Gülümsemeye çalıştım. "Belki de akşam kendi kutlamamızı yapmalıyız?"

Dudaklarını benimkilere bastırıp,içeriye yöneldiğinde iç çektim. Buna bir son vermem gerekiyordu,olabildiğince çabuk.

"Harry,yukarıya çıkman gerek. Acilen."

Beck merdivenlerden koşar adımlarla inip,önümde durduğunda kaşlarımı çatım.

"Bir sorun mu var?"

Başını salladı. "Evet. Büyük bir sorun var."

Devamını dinlemeden Lensey'nin odasına koşturdum. Kapıyı tıklamadım bile,kendimi hızla içeriye attım.

"Lens?"

Bunca zamandır hazırlandığını düşünürken,o şortu ve iç çamaşırıyla yatağının üzerinde oturmuş,yemyeşil olmuş suratıyla yere bakıyordu.

"Ed,seni öldüreceğim."

Saçını parmaklarının arasından geçirip yana attı. Kapıyı kapatıp önünde eğildim.

"Yine ne yaptım?"

Derin bir nefes aldı. Kendini boşluğa bırakıp sırtını yatakla buluşturdu.

"Sanırım çocuğumuz oluyor,"

Büyük bir sakinlikle söylediği bu cümle beni deliye döndürmüştü. Hemen ayaklanıp başına dikildim.

"Ne?"

Başını salladı. Eli karnına giderken gözlerini yumdu.

"1 aydır regl olmuyorum. Çok kilo aldım. Bu sabah kusmam son işaretti."

Dudağını büzdü. "Tabi,bu depresyonda olduğumu da gösterebilir. Ama ihtimaller üzerine konuşursak işimiz çok uzar."

Elini tutup doğrulmasına yardımcı oldum.

"Lensey!" Dümdüz bir surat ifadesiyle bana bakarken ellerimi omzuna yerleştirdim.

"Çocuğumuz oluyor,bu büyük bir olay!"

Başını salladı. "Aynen. Ben de öyle söyledim."

Göz devirdim. Heyecanlanmama bile izin vermiyordu.

"Bu seni heyecanlandırmıyor mu?"

Omuz silkti. "Her türlü onu doğurmayacağım. Neden heyecanlanayım?"

Hayal kırıklığıyla düşen suratımı fark ettiğinde dudakları aralandı.

"Oh,ben...bunu düşünmemiştim."

Dudağını ısladı. "Kesin bir şey yok," dedi. "Olmayan bir bebeği aldırmaktan bahsetmeyelim."

Başımı salladım. "Doğum gününden sonra ilk iş gidip test alacağım," dedim. "Mutlu yıllar."

Odasından çıkmak üzereyken elimi tutup beni durdurdu.

"Bana böyle davranma."

Kaşlarımı kaldırıp suratına bakındım.

"Nasıl davranmayayım?"

Kapıyı yeniden kaparken iç çekti.

"Ben çocuk bakamam," dedi. "Lose değilim. Her gün eve geldiğinde sana yemek hazırlayıp, gününün nasıl geçtiğini soramam."

Derin bir nefes aldı.

"Böyleyim ben. Anlıyor musun?"

Ellerimi yanaklarına yerleştirip soluk tenini okşadım.

"Anlıyorum,Lens."

Burnunun ucuna minik bir öpücük bıraktığımda gözlerini yumdu.

"Böyle biri olmanı istemiyorum,olduğun kişiyi seviyorum."

Boynuna sıkıca sarılıp,belime sardığı güçsüz kollarını hissedince başımı onunkine yaslayıp gözlerimi yumdum.

"Ben her zaman yanında olacağım. Kararın ne olursa olsun."

Başını yukarıya kaldırıp,beni görmeye çalıştığında kıkırdadım.

"17'yi dolduruyorsun,ha?"

Başını salladı. "Bu 18'e çok az kaldı demek."

Dağılmış saçlarını düzeltmeye koyuldum.

"Sana bir hediye alamadım," dedim. Güldü.

"Sorun değil,bana bir çocuk verdin."

Dediği şey her ne kadar kulağa kötü gelsede kendimi tutmayıp büyük bir kahkaha attım. Bunun gerçek olmaması için dua ediyordum, onun ve benim minik bir parçamızı öldürmeye dayanamazdım.

"Herkes seni bekliyor,hazırlanmaya başlasan iyi olur."

Başını salladı.

"Aşağıda görüşürüz."

Odasından çıkmadan önce suratımdaki büyük gülümsemeyle yüzünü incelemeye koyuldum.

"Görüşürüz."

Kapıyı kapatıp merdivenlere doğru yürümeye başladığımda yan odadan duyduğum sesle adımlarımı durdurdum.

"Biliyorum," dedi. "Ne yapmamı bekliyorsun?"

Kurumuş dudaklarımı ıslattım.

"Bildiğimi bilmiyor."

Alnım kırışırken,gerginlikten terleyen avuç içlerimi pantolonuma sürtüyordum.

"Lensey yakında üniversiteye gidecek,her şey yolunda olacak,güven bana."

Kaşlarımı çattım. "Pekala,kapatmam gerek. Seni seviyorum."

Lose telefonu kapadığında hızla merdivenlere yürüdüm. Sikeyim,bir şeyler çeviriyordu.

...

Öncelikle şunu şöyle bırakıyım,sonra sövebilirsiniz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Öncelikle şunu şöyle bırakıyım,sonra sövebilirsiniz

BAKIN ÇOCUK VAR MI YOK MU BELLİ DEĞİL VAR DİYE SALDIRMAYIN BANA

Ve üzülerek söylüyorum,birkaç bölüm içinde -bu 5 de olabilir,20 de- kitabı sonlandırıyorum. Ama güzel bir haberim de var,bir devam kitabı düşünüyorum. Her şey çok çok farklı olacak tabi,Lens artık 16 değil.

Şimdilik sadece plan hepsi,ama yine de yanımda olduğunuz için teşekkür ederim veda konuşması sırası değil şu an ama o an geldiğinde hepinizi ağlatıcam. Öpüldünüz ❤️

16 Years Old // Harry StylesWhere stories live. Discover now