Mezuniyet🥀

88 2 0
                                    

Eve girdiğimizde hızla ışıkları açtım ve banyoya çıkıp pansuman için ilk yardım malzemelerini aramaya başladım istemsizce ellerim titriyordu. Kutuyu bulduğumda aldım ve aynı hızla aşağı inip Sezen'e verdim. Sezen malzemeleri elimden alıp Can'ın yanına oturdu ve yüzünü temizleyip pansuman yapmaya başladı. Sezen yüzüne dokundukça Can acıdan inliyordu. "Can, çok mu acıyor hastahaneye mi gitsek yoksa?" Dedim yanlarına yaklaşarak "yok yengecim sen üzülme ben alışkınım" Sezen'e döndüm "gerek var mı?" Sezen kafasını iki yana salladı "yok yok ben bunlarla hallederim yüzeysel yaralar hep" o Canın yüzünü temizlerken ben ayakta durmuş onları izliyordum Gofret gelip Can'ın kucağına çıktı.Can bir eliyle onun kafasını okşamaya başladı. Birden belime konan ellerle yerimde sıçradım "otursana güzelim, ayakta durma" sanki bu komutu bekliyormuşçasına koltuğa oturdum Serhat'ta önüme diz çöktü ellerini dizlerime koydu "özür dilerim" kaşlarımı çattım ellerinin üzerine ellerimi koydum "neden özür diliyorsun"
"Abim iti yüzünden tekrar kötü oldun onu görmemeni sağlayacağım üzülme lütfen, yüzün gerginlikten bembeyaz olmuş"
"O senin abin sonuçta buna alışacağım" dedim kafasını onaylamazca salladı "hayır hiçbir şeye alışmak zorunda değilsin bitanem, ben seni üzen her şeyi senden uzak tutacağım" Can inleyince ikimizde oraya döndük Sezen malzemeleri elinden indiriyordu "tamam bitti" Can kafasını kanepeye yaslayıp gözlerini kapadı Gofret'te onun kucağında uyumuştu. Sezende bitkin bi halde ayağa kalkıp tuvalete doğru ilerlemeye başlamıştı. Geri geldiğinde Can'ın yanına oturdu ve omzuna başını koydu. Can da tek koluyla onu kendisine yaslamıştı. Ayağa kalktım. "Siz bu gece burda kalın" dedim Serhat'ta ayağa kalktı ve elimi tuttu. Can gözlerini açmadan konuşmaya başladı "tamamdır yengecim kalırız" herkes fazla bitkin ve neşesizdi. Serhat elimi bırakıp Can'ın yüzüne eğildi Sezen ve ben merakla ona bakıyorduk. Serhat'ın nefesini yüzünde hisseden Can irkilerek gözlerini açtı. "Bismillah" istemsizce tebessüm ettim o kadar komik duruyorlardı ki şu an. Sedat pisliği yüzünden Can'ın yüzü neredeyse dağılmıştı. "Bana bak lan baldımızın odasına bir metreden yakın yaklaşmayacaksın hatırlatmama gerek yok aslında ama neyse" Can yalancı bir öksürme yaptı "baldızın benimde sözlüm oluyor abicim" Serhat ağzını açacağı sırada Can onu yanaklarından öptü "ama olsun abiler ne derse o olur tamamdır anladım kuralları"
"Puşt" diyip Serhat bana döndü ve elimi tuttu bende onlara iyi geceler dedim ve odamıza çıkmaya başladık. Odaya girdiğimizde Serhat bana sıkıca sarıldı bende ona sarıldım. Ayrıldık ve yüzünü ellerinin arasına aldı "canımızı çok sıkacak bizimle uğraşacak belli ki" dedim abisini kast ederek "Can'ı yanıma alırım ona destek çıkarım sıkma sen canını" dedi dudaklarını öptüm "sen çok güzel bir adamsın,iyiki benim kocamsın" dedim
"Sende iyiki benim karımsın papatyam" duş almıştık Serhat saçlarımı kuruttuktan sonra cam kenarına geçip koltuğumuza oturmuştuk. Daha doğrusu o koltukta oturuyordu ben onun kucağında oturuyordum. Komidinin üzerinde çalan telefonumla birlikte kocamın kucağından kalkıp oraya ilerledim annem arıyordu. "Efendim anne"
"Yavrum aramadın rahat gittiniz mi nerdesiniz"
"Unutmuşum annem kusura bakma, iyiyiz evet geldik"
"Oh tamamdır iyi yavrum hayırlı geceler selam söyle oğluma"
"Aleykümselam annem yarın konuşuruz öptüm" diyip kapattım. "Annem selam söylüyor" diyerek kocama ilerledim ve kucağına oturdum "Aleykümselam, merak etmiştir bizi aramayı unuttuk" dedi başımı salladım "evet" göğsüne kafamı koyup gözlerimi kapadım o da kollarıyla beni daha sıkı sarmaladı birden aklıma gelen şeyle kafamı kaldırdım "Yeşim'le bir daha görüşemeyeceğiz sanırım " kaşlarını çattı "olur mu öyle şey güzelim, görüşeceğiz tabiki"
"Abin buna zorluk çıkarır gibi sanki" dedim
"Hiçbir şey yapamaz bitanem, sen rahat ol" gülümsedim "uykun geldi mi aşkım?" Dedim
Gözlerime dikkatle baktı "karımın gözleri bu kadar canlıyken, benim uykumun gelmesi imkansız"
"O zaman dolapta ki limonatadan alıp geleceğim, içelim" dedim kafasını salladı "harika olur" kucağından kalktım sabahlığımı giyip aşağı inmeye başladım. Mutfağa girip limonatalarımızı hazırladım yanına Serhat'ın sevdiği kırakerlerden de koymuştum. Elimdeki tepsiyle yukarı çıktım. Hem sohbet etmiş hemde limonatalarımızı içmiştik. "Bulaşıkları da ben götüreyim" dedi ve tepsiyi alıp ayaklandı. "Bende bir Sezen'e bakacağım aşkım, uyumamıştır muhtemelen" kafasını salladı odadan çıktı. Tuvalete girdim ve daha sonra odadan çıkıp Sezen'in odasına yönelmeye başladım. Kapıyı çalma gereği duymadan odaya girdim ve girdiğim an olduğum yerde donakaldım. Sezen ve Can öpüşüyorlardı. Kapının sesiyle bir hışımla birbirlerinden ayrıldılar. Sezen utançla "Piraye" dedi ve sustu.
"Pardon ben.." diyecek bir şey bulamadan bir hışımla kapıyı çarptım. Tam ilerleyeceğim sırada Serhat yanıma geldi "noldu bitanem yüzün niye böyle? Yanakların kızarmış" elini tuttum "hiç, yok bişey hadi gidelim odamıza" eliyle çenemi tuttu yüzümü incelemeye başladı. Yüzümden her şeyi okuyabiliyordu bu yüzden onu odamıza çekiştirmeye başladım. Ama nafileydi. "Bence o odaya bakmam gerekiyor"
"Ya hayır uyumuş Sezen" dememe kalmadan odanın kapısı açıldı. Can odadan çıkınca Serhat bir hışımla elimi bırakıp ona doğru ilerledi daha doğrusu uçtu ve yakasına yapıştı "lan ben sana ne dedim it! Ne işin var senin burda" Can sakince Serhat'ın yakasını tutan ellerini tuttu ve indirmeye çalıştı ama Serhat bırakmıyordu. "Abi şimdi şöyle oluyor" dedi ve sustu ve biraz durduktan sonra devam etti "abi ben yalan bulamıyorum" istemsizce güldüm ve onlara doğru ilerledim kocamın ellerini tutup Canın yakasından indirdim. "Hadi uyuyalım benim uykum geldi" Serhat hırsla konuştu "bu puşt köpek kulübesinde yatacak"
"Ya Serhat, bak yüzünün haline rahat bırak çocuğu"
"İşte yenge dediğin böyle olur be"
Serhat tekrar yakasına yapışacakken onu sürükleyerek odaya götürdüm ve içeri adeta fırlattım "sen yat ben Sezo'ya bakıp geliyorum" diyip odadan çıktım. Hızla Sezen'in odasına girdim camdan dışarı bakıyordu. "Lan sen varya" dedim ve yanaklarını sıktım utançla konuştu "ne var be"
"Azgın seni" dedim kahkahalar atarken o da kahkaha atmaya başlamıştı. "Kanka düğün günümüze karar verdik sonra işte" dedi ve sustu "yaa ne zaman" diye sordum heyecanla "5 temmuz, Can'ın da doğum günü aynı zamanda" ona sarıldım ve konuşmaya devam ettim "çok sevindim kardeşim, hem iyi oldu bence kudurmuşsunuz çünkü" burnumu sertçe sıktı "acıdı" dedim "diyene bak sen kudurmakta sizin üstünüze mi var"
"Bana bak, daha fazla odaya alma sözlünü  kocamın sinirleri hopluyor sonra" ikimizde kahkaha attık yanaklarını öptüm ve odadan çıkıp kendi yatak odama gittim. İçeri girdiğimde Serhat sırt üstü uzanmış uyuyordu. Yanına uzandım ve onu izlemeye başladım sonra biraz doğruldum ve yüzüne tepeden bakmaya başladım bu kadar çabuk uyumuş olamazdı herhalde. Elimi karnına koydum tepki vermedi bende yavaş yavaş elimi yukarı kaydırmaya başladım hala tepki vermiyordu ama kendini sıktığını anlayabiliyordum boğazına kadar gelince birden onu gıdıklamaya başladım tuttuğu kahkahasını sonunda atmıştı bir süre onu gıdıkladım sonra beni altına aldı ve o beni gıdıklama başladı "yapma dur! dur!lütfen" diye hem kahkahalar atıyor hemde bağırıyordum. En sonunda durduğunda ikimizde nefes nefese kalmıştık "sen başlattın yaramaz" dedi itiraz ettim "hayır sen başlattın, uyuma numarası yaptın bana" gülümsedi "sen beni izlerken birden öpmeyi planlıyordum" dedi gülümsedim öpüştük ve  uykuya daldık...
🥀
Sabah Sezen ve Can'ın hazırladığı mükellef bir sofraya uyanmıştık. Can'ın morali oldukça bozuktu. Sedat'ın yaptıklarını düşündükçe daha çok ağırına gittiği belliydi. Kafasını dağıtmak için konuştum "düğün tarihi belli olmuş,çok sevindim" dedim Can ve Sezen aynı anda gülümsediler. "Sağol yengelerin güzeli"
"Yengende sizi kutlamada bastı yani anlıyorum..anlıyorum.." Serhat konuşunca istemsizce gülmüştüm "biraz öyle oldu abicim"
Elindeki zeytini Can'ın kafasına fırlatarak Serhat konuştu "ite bak bide pişkin pişkin konuşuyor" kahvaltımıza devam ediyorduk.
"Haftaya mezuniyetim var" Sezen bunu sevinçle söylemişti. "O zaman hemen kıyafet bakmaya başlamalıyız" dedim kafasını hızla salladı "kesinlikle". Kahvaltıdan sonra Serhat ve Can Sezen ile beni okula bırakmışlardı. Okul çıkışı da beraber kıyafet bakacaktık. Artık 4. sınıfıda bitirmiştim. Okulda ki son haftam sayılırdı. Son yılıma geçmiştim. Bu seneye başladığım ve bitirdiğim anlar ne kadar garipti. Serhat ile tanışıp başladığım seneyi onunla evli olarak bitiriyordum. Oldukça düşünceli bir okul günü sonunda Sezen'le kıyafet bakmıştık ve almıştık. Bende kendime ve Serhat'a bir şeyler almıştım. Ayaklarım sızlıyordu. Akşam yemeği için bize geçecektik. "Kanka benim bi eve uğramam lazım sen şimdi taksiyle eve geç bende evde işlerimi halledip geleyim olur mu?" Kafamı salladım "olur kuzum"
Taksiden indiğimde gördüğüm kişiyle ellerim buz kesmişti. Sedat abi evin önünde arabasına yaslanmış bana bakıyordu. Onu görmemezliğe vurup eve ilerleyeceğim sırada kolumdan tutup buna engel oldu hırsla bağırdım ve kolumu çektim "bırak beni"
"Sakin ol, konuşmak istiyorum sadece"
"Ben konuşmak istemiyorum git burdan"
"Kardeşim benim tek ailem her şeyim, onu kaybetmek istemiyorum" dediği şeyle tekrar ona döndüm
"Napabilirim? Kendi yaptığın hatalar yüzünden kaybettin onu bu senin sorunun"
"Senden başka hiçbir şeyi gözü görmüyor Piraye, kardeşim sana o kadar aşık ki tek dünyası sensin" konuşmaya devam etti " demek istediğim sen istersen beni affeder "
"Beni aranızdaki şeye karıştırma ayrıca seni hiçbirimiz hayatımızda istemiyoruz sen çok kötü bir insansın"
"Bak inanmayacaksın belki biliyorum ama sen benim kardeşimin benim canımın karısısın,canısın yani sende benim kardeşimsin kızım seni annesi gibi seviyor ben sizin kızımın ve benim hayatımdan çıkmanızı istemiyorum" ironiyle güldüm
"Sen beni öldürecektin! Senin yüzünden hayatımdaki en kötü şeyleri yaşadım!"
"Sayemde aşık olduğun adamla evlendin!" Dedi tekrar ironi bir şekilde güldüm onunla daha fazla uğraşamayacaktım  "git burdan"
"Şimdi gidiyorum ama yine geleceğim" dedi ve gitti.
Eve geçtim gofretle hasret giderdikten sonra akşam yemeğini hazırlamaya başladım. Dalgın bir şekilde hazırladığım yemekten sonra hala gelen giden yoktu. Telefonumu elime alıp Sezeni aradım. Canla gelecekmiş onu beklediğini söyledi. Sonrasında kocamı aradım.  "Nerde kaldın bitanem?"
"Yoldayım güzelim, geliyorum"
"Tamamdır aşkım merak ettim de"
"Çok mu özledin beni?"
"Evet tabiki"
"Hemen geliyorum o zaman"
"Bekliyorum aşkım" diyip kapattım.
Annemle görüntülü konuştum. Daha sonra bahçeye giren arabayla hemen dışarı koştum kocamın elleri poşetlerle doluydu. Beni görünce elindekileri yere bıraktı. Kucağına atladım ve sıkıca sarıldık. Sarılmamız bitince yere baktım "bunlar ne"
"Öyle sevdiğin şeylerden aldım biraz" poşetlere dikkatle baktığımda sevdiğim abur cuburlarla dolu olduğunu gördüm yanağından öptüm "teşekkür ederim" o da kafamdan öptü. Eve geçip poşetleri yerleştirdik. Ben sofrayı kurarken Serhat'ta üzerini değiştirmek için yukarı çıkmıştı. Can ve Sezen de bu sırada gelmişlerdi. Beraber yemeğimizi yedik ve kahve içtik. Beraber yürüyüş de  yaptıktan sonra onlar gitmişti. Eve gelip yatak odamıza çıkmıştık. Serhat'ın kucağına oturmuştum.Cam kenarında dışarıyı izleyerek konuşuyorduk. Göğsünden kafamı kaldırdım "abin geldi bugün" kaşlarını çattı va doğruldu "ne? Ne zaman?"
"Dur sakin ol, dışardan geldiğimde kapıdaydı, konuşmak istedi"
"Ne konuştu" dedi
"Senin onu affetmeni istiyor sen onun tek ailesiymişsin bende kardeşiymişim falan falan işte böyle şeyler"
"Onu affetmem içinde seni araya sokmak istiyor değil mi?" Dedi kafamı salladım "evet"
"Çok bekler" dedi ve tekrar yaslandı "zamanla illaki düzelir aranız abin sonuçta" dedim
"Adam olursa belki, sen kafana takma bitanem"
"Can nasıl oldu?"
"Abim geri adım atacak belli ki ama Can geri döner mi bilmiyorum,hisselerini satıp yeni bir iş kurmayı düşünüyor ki hisselerini satması abimin pek işine gelmez" kafamı tekrar göğsüne koydum "güzel şeyler olsa keşke bir an önce" dedim saçlarımı okşadı "olacak meleğim"  bir süre daha o şekilde konuştuk. "Masaj yapsana bana" kaşlarımı çattım ve kafamı kaldırdım muzipçe konuştum  "nerden çıktı bu"
Göz kırptı "canım istedi"
"Tamam yapayım madem" dedim koltuktan kalktık ve yatağa ilerledik üzerinde ki tişörtü bir çırpıda çıkardı pantolonunu da çıkarıp kenara attı ve boxerıyla yüz üstü yatağa uzandı. Bende üzerimdekileri çıkarıp pjamalarımı giydim ve poposuna oturup sırtına masaj yapmaya başladım. Bir süre sonra "yeter mi" diye sordum. Kafasını sallayınca üzerinden inip yanına uzandım hemen doğruldu ve üzerime çıktı ellerimi öptü "ellerine sağlık güzelim"
Gülümsedim. "Şimdi sıra bende" kaşlarımı çattım "nasıl?" Bir çırpıda pijamamı çıkardığında sütyenimle kalmıştım sonra beni yüz üstü çevirdi ve sırtıma masaj yapmaya başladı ben şaşkınlıkla gülüyordum. "Ya nerden çıktı bu şimdi" güldü ve sırtımı öptü "gevşe hadi" masaj bitince yavaşça sütyenimin kopçasını açtı ve beni çevirip sırt üstü uzanmamı sağladı bakışlarındaki derinliği görünce heyecanım daha da artmıştı sanki her yerimden ateşler fışkırıyordu. Yavaşça dudaklarımı öpmeye başladığında ona karşılık veriyordum. Biraz önce kopçasını açtığı sütyenimin askılarını kollarımdan indirirken kendimi tamamen sevdiğim adama bırakmıştım...
🥀
Günler hızla geçiyordu. Sezen'in mezuniyetine çok az kalmıştı. Benim derslerim artık bitmişti. Kahvaltımı yaptıktan sonra Gofretle birlikte yürüyüş yapmıştık. Duştan çıktığımda yüzüme maske yaptım. Giyinip Serhat'a sürpriz yapmaya karar vermiştim.Hava güneşli ve oldukça sıcaktı. Sıfır kol beyaz belden oturtmalı bir elbise giydim. Saçlarımı maşaladım. Hafif bir makyaj yaptım. Topuklu bir sandalet giyip takılarımı taktığım zaman hazırdım. Arabamla gitmeye karar vermiştim. Son kez aynadan kendime bakıp evden çıktım. Kapıyı açtığımda kapının önündeki takım elbiseli adamları görünce ödüm patlamıştı. "Neler oluyor? Kimsiniz siz?" dedim
"Sedat abinin adamlarıyız biz yenge, güvenlik için buradayız" gözlerimi devirdim "ne güvenliği?"
"Biz bu kadarını biliyoruz yenge" sinirle kapıyı kilitledim. Arabama bindim. Sedat abiden artık gerçekten bıkmıştım.Her gün yeni bir sorunla karşımıza çıkıyordu. Müzik açtım ve bunları düşünmemeye çalıştım. Restaurantın önüne geldiğimde arabamı valeye verdim ve içeri girdim. Garsonların biri beni karşıladı "hoşgeldiniz Piraye hanım" Gülümsedim "hoşbulduk, Serhat nerde?" Eliyle üst kattaki masayı gösterdi
"Şurada efendim"
"Tamam teşekkür ederim, kolay gelsin" yukarı çıkmaya başladım ve Serhat'ın yanına ilerledim arkasına geçip gözlerini kapattım ellerini ellerimin üzerine koydu "bunlar karımın elleri,onun kokusu" gülümsedim yanağından öptüm. Yanındaki sandalyeyi çekip oturdum. "Ne güzel bir süpriz bu" dedi
"Seni özledim, evde de sıkıldım" dedim elimi tutup öptü "çok iyi yapmışsın güzelim, yemek yiyelim mi?" Başımı salladım "olur aşkım" yemeğimizi beklerken sohbet ediyorduk. Yemeklerimiz gelince yemeye başlamıştık. Spagetti söylemiştim çok lezzetliydi. Serhat yüzümü inceliyordu "noldu?" Dedim uzanıp dudağımın kenarını yaladı sonrada öptü "sos bulaşmış" diyip göz kırptı. Telaşla etrafa bakındım "biri görecek" omuz silkti "görmez" gülümsedim ve yanağını sıktım "tatlı da yiyelim mi?"
"Olur bitanem ne istersin?" Dedi
"Baklava" dedim söyledik ve yemeye başladık. Elimi karnıma götürdüm "çok yedik" yanağımdan makas aldı "beğendin mi güzelim"
"Evet, teşekkür ederim" dedim. Elimi tuttu ayağa kalktık "odama gidelim" odasına girdik beni baştan ayağı süzdü "çok güzel olmuşsun, çok beğendim" gülümsedim yanağını öptüm "senin için" dedim elleriyle belimi doladı beni kendisine çekti bende ellerimi boynuna sardım "daha fazla ne kadar aşık olabilirim diyorum ama her seferinde daha fazlası oluyor" dedi güldüm "bana da öyle oluyor" o da güldü tam öpüşeceğimiz sırada kapı çaldı birbirimizden uzaklaştık "gel" çalışanlardan biri gelmişti "Serhat bey ağabeyiniz ve yeğeniniz aşağıda efendim"
"Tamam geliyoruz" dedi bana döndüğünde ondan önce davranıp konuşmaya başladım "bugün kapıda iki tane koruma vardı abin göndermiş, güvenlik için" dedim kaşlarını çattı "ne güvenliğiymiş?"
" bilmiyorum ki" dedim el ele tutuşup aşağı inmeye başladık Yeşim bizi görür görmez koşarak yanımıza gelmişti eğilip ona sarıldım "seni çok özledim Piraye abla"
"Bende seni çok özledim bitanem" benden sonra Serhatla da sarıldılar sonra tekrar bana döndü "babamla küstünüz mü?"
"Olur mu öyle şey güzelim, bizim işlerimiz vardı o yüzden size hiç gelemedik" minik elleriyle ellerimi tuttu "beni unutmadın değil mi?" Sedat abi yüzünden hepimiz çok fazla zarar görüyorduk. Küçücük bir çocuk neler düşünüyordu. "Olur mu hiç öyle şey unutmadık tabiki hadi gel oturalım biz seninle" dedim ve cam kenarındaki masaya onu götürdüm. Ona pasta ve meyve suyu söyledim. Serhat ve abisi hararetle konuşuyorlardı uzaktan onları izliyordum. Daha sonra Serhat yanımıza geldi kafamı öptü "biz odamda konuşacağız biraz  siz burda durun olur mu"
"Bir sorun yok değil mi?" Dedim
"Yok güzelim, korkma"
"Tamam" dedim o odasına giderken biz Yeşimle oturmaya devam ediyorduk. Ben yokken neler yaptığını bizi ne kadar özlediğini anlatıyordu. Bir süre sonra aşağı indiler "hadi kızım gidiyoruz" dedi Sedat. Yeşim üzülmüştü "baba azcık daha dursak?"
"Yine geliriz kızım, hadi vedalaş Piraye ablanla"
Sıkıca sarıldık yanaklarımı öptü "yine görüşeceğiz değil mi Piraye abla"
"Görüşeceğiz tabi kuzum" onlar gittiğinde biz tekrar Serhat'ın odasına çıkmıştık. Odasının manzarası çok güzeldi. Sanki bütün Ankara ayağımızın altındaydı.Camın önünden ayrılıp beni izleyen kocamın yanına doğru yürümeye başladım ve yanına oturdum. "Ne oldu, neler konuştunuz abinle?"
"Her zaman ki abim işte, her seferinde aynı şeyleri yapıyor, duygu sömürüsü"
"O korumalar ne içinmiş?"
"Muhtemelen nereye gidip geldiğimizi öğrenmek için, yolladım zaten orada değiller artık" kafamı salladım "anladım aşkım" kafamı dizlerine koyup uzandım oda gülümseyip saçlarımla oynamaya başladı. Gözlerimi kapattım ve bu anın tadını çıkarmaya devam ettim.
🥀
Rujumu sürdükten sonra aynaya baktığımda hazırdım. Siyah askılı bir elbise giymiştim. Serhat'ta aynı şekilde siyah bir takım giymişti. Sezen'in mezuniyetine gidiyorduk. Odadan çıkıp aşağı indiğimde aynadan yakasını düzelten kocamı gördüm. O kadar yakışıklı olmuştu ki.. Yanına yaklaşıp arkasından ona sarıldım. Ellerimi karnına koydum ve boynunu öptüm "çok yakışıklı olmuşsun" gülümsedi cebinden telefonunu çıkardı ve aynadan fotoğrafımızı çekti daha sonra telefonunu cebine koyup bana döndü. Bir elini belime koyarken diğeriyle saçlarımı okşadı "rüya gibisin yine..gerçek olamayacak kadar güzelsin" sakallarını yanaklarıma sürtmeye başladığında gıdıklanmıştım yerimde kıpırdandım gülerek boynuma eğildi ve oraya da sakallarını sürtmeye devam etti sonra boynuma derin bir öpücük bıraktı kafasını kaldırmadan dudaklarını sürterek sol göğsümün üzerine kadar ilerledi ve elbisemden açıkta kalan kısma derin bir öpücük daha bıraktı. Kafasını kaldırıp yüzüme baktığında bakışlarındaki derinlik kalbimi durduracak gibiydi. Gülümsedim "hadi gidelim" kaşlarını kaldırdı "bir şey unuttun sanki" tekrar gülümsedim ve dudaklarını öptüm geri çekileceğim sırada beni kendine sabitledi ve öpüşmeye devam ettik. Ayrıldığımızda rujumun bir kısmının dudağına bulaştığını gördüm güldüm ve parmağımla dudaklarını sildim "artık gidebiliriz" dedi el ele tutuştuk ve evden çıktık.
Okul oldukça kalabalık ve çoşkuluydu. Can ve Sezen'de uyumlu giyinmişlerdi ve oldukça şık duruyorlardı. Sezen'in annesi ve babası, Ahsen teyze, Yeşim buradalardı. Hazırlanan gösterileri izliyorduk. Kep atma töreni de çoşkuyla gerçekleşmişti. Hep birlikte fotoğraflar çekiniyorduk. Sezen'in annesi ve babası Ahsen teyze ile birlikte yemek yemek için Ahsen Teyzenin evine gitmişlerdi. Bizde Sezen'in mezuniyetini kutlamaya devam edecektik. Yeşim de bizimle kalmak istemişti. Can ve Sezen'in fotoğraflarını çekiyorduk. Can Sezen'i birden kucağına aldı. Hem kahkahalar atıyorduk hemde fotoğraflarını çekiyordum. O kadar güzel duruyorlardı ki. "Çok güzel oldu bu fotoğraf kep ve cübbeyle sözlünün kucağında" dedim "seneye bizde veririz aynı pozu fıstık" diyen Serhat'a döndüm ve gülümsedim.  "Ee napalım" dedi Can
"Restauranta gidelim yemek yiyelim sonra da bir cafeye gideriz ne dersiniz" hepimiz onayladık. Sezen arkadaşlarıyla fotoğraf çekinmeye gitmişti. "Ben bir kantine tuvalete gideyim aşkım o içtiğimiz şey midemi bozdu biraz galiba"
"Bende geleyim mi güzelim iyi misin?"
"Gerek yok bitanem, bi elimi yüzümü yıkayıp geleceğim, iyiyim" kantine gittiğimde çok kalabalık olduğunu gördüm ve okuldaki tuvalete gitmeye karar verdim.Okulun içine girdim herkes dışarda olduğu için neredeyse okulun içi bomboştu. Tuvalete gidip tuvaletimi yaptım elimi yüzümü yıkadım aynada kendime de baktıktan sonra tuvaletten çıkmıştım. Dışarı yöneleceğim sırada bir kız seslendi "şey sen Piraye misin?" Kaşlarımı çattım "evet?"
Şu amfide küçük bir kız seni arıyor kaybolmuş galiba" Yeşim peşimden gelmiş olmalıydı "tamam teşekkürler" dedim  kız da hızla oradan uzaklaşmıştı dediği amfiye doğru ilerledim içeri girdiğimde görünürde kimse yoktu "Yeşim, nerdesin kuzum?" biraz daha ilerleyip etrafa bakındım ama kimse yoktu kapının kapanma sesiyle arkamı döndüm bu sesi kapının kilitlenme sesi takip etti ve ben döndüğüm anda gördüğüm kişiyle olduğum yerde kalakaldım. Gözünü bile kırpmadan bana  bakıyordu. Simsiyah giyinmişti. Siyah kapşonlusunu kafasından indirdi. Sanki her şey  ağır çekimde oluyordu. En sonunda konuşabildim "Hakan?"...

Melal Where stories live. Discover now