Düğün🥀

98 1 0
                                    

Sabah erkenden uyanmış kahvaltımızı yapmıştık. Serhat Sezenle beni kuaföre bırakıyordu. Kuaförün önünde durduğumuzda gelinliğimi ve ayakkabılarımı indirmemize yardım etti Sezende kıyafetini ve ayakkabısını yanına almıştı. "Kaç gibi geri geleyim güzelim"
"Ben seni ararım".
Saatler sonra sonunda işimiz bitmişti odadan çıktığım da Sezen'in gözleri dolmuştu "saçmalama bak makyajın akacak" omuz silkti gelip bana sarıldı önümüzde ki aynaya baktım balık model bir gelinlik seçmiştim saçlarımı açtırıp kalın bir şekilde maşalatmıştım taç ve duvakla da tutturmuşlardı. Sezen ise siyah uzun belden oturtmalı bir elbise giymiş ve saçlarını enseden topuz yaptırmıştı. Çalışanlar fotoğrafımızı çekmişti. Açılan kapıyla Serhat içeri girmişti oda hazırdı siyah bir damatlık giymişti. Onu böyle görünce nefesim kesilecek sanmıştım sakince yanıma yaklaştı ellerimi tuttu "kalbim..duracak galiba..o kadar güzel olmuşsun ki benim olduğuna inanamıyorum" utançla gülümsedim diyecek bir şey bulamıyordum bugün bizim miladımızdı..
Sade bir stüdyo çekimi istemiştim. Kısa süren bir çekimin ardından düğünün yapılacağı mekana gidiyorduk yolda Can'ı da alacaktık. Kenarda bekleyen Can'ı görmemizle araba durdu ve Can bindi "Bismillah bu ne abi cennete mi düştüm" kendimi tutamayıp güldüm "Yengem melek gibi olmuşsun hele kardeşiniz adeta bir huri gibi" Serhat homurdandı "önüne bak lan" düğün yerine geldiğimiz de Serhatla benim için hazırlanan odaya geçmiştik. Baş başa kaldığımızda heyecanım kat be kat artmıştı.Camdan mekana bakıyordum insanlar gelmeye başlamıştı birden karnıma sarılan ellerle irkildim Serhat arkadam sarılıyordu "o kadar şanslı bir adamım ki.." yavaşça ona döndüm ellerini bu sefer belime yerleştirdi ben de ellerimi göğsüne koydum "gözlerimi alamıyorum senden nefesim kesiliyor, keşke seni içime saklayabilsem kimse göremese.." ellerimle yanağını okşadım damat traşı olmuştu "traşın çok yakışmış" dedim gülümsedi yanağında ki elimi öptü "seni çok seviyorum Piraye'm,sana her dakika daha çok aşık oluyorum" bunları duyduğum için o kadar şanslıydım ki her şeyi bir kenara bırakıp gülümsedim "bende" gözlerinin içi parladı yavaşça yüzüme yaklaşmaya başladı kalbimin atışlarına artık yetişmem mümkün değildi dudağımın üzerinde dudaklarını hissettiğimde yere yığılacak gibi hissediyordum çok kısa ve yumuşak bir öpücük kondurduktan sonra çekildi alnını alnıma yasladı ne diyeceğimi ya da napacağımı bilmiyordum. İlk kez beni dudaklarımdan öpmüştü bu o kadar tarifsiz bir histi ki kalp atışlarımı düzene sokamıyordum. Tıklanan kapıyla birbirimizden ayrıldık ve kanepelere oturduk. İçeri gelen Sedat abiydi. Elinde kadife kutular vardı. "Artık tamamen aile olduk Piraye, ailemize biraz tatsız bir giriş yapmış olsanda hoşgeldin her şeyi unutup yolumuza bakalım" ona hala çok öfkeliydim cevap vermedim o ise kutuları açmaya başladı elmas bir gerdanlık çıkardı Serhat eline alıp bana takacakken onu durdurdum "Zaten bir sürü şey taktınız Serhat bunlara gerek yok" Sedat abi atıldı "sen kardeşimin kıymetlisisin bu ailenin gelinisin tabiki de bunları takacağız"
"Aynen güzelim bunlar senin için hepsini gülerek kullan" Elmas gerdanlığın ardından elmas bir küpe, iki bileğime de altın bilezikler taktılar ve Sedat abi odadan çıktı. "Kendimi bunlarla bir değişik hissettim" dedim  kollarımı sallarken Serhat güldü "bence çok yakıştı, tam bir gelin oldun" bende ona güldüm tekrar kapı tıklatıldığında gelen garsondu "yemeklerinizi getirdim efendim" o kadar heyecanlıydık ki ikimizde çok az yemiştik. Serhat sürekli bana bakıyordu "neden sürekli bakıyorsun" dedim güldü burnunu kaşıdı şu an ne kadar yakışıklı olduğunun farkında mıydı acaba içimi eritiyordu "gözlerimi alamıyorum,hem..sende sürekli bana bakıyorsun" hayretle ağzımı açtım "bak sen" ikimizde gülüşürken içeri Sezen ve Can girmişti "Abi bir şey diyi mi annen seni cidden Kadir gecesi doğurmuş" kahkaha attım "niye ki Can?" "Ya yengelerin güzeli niyesi mi var adama bak kaptı Gül gibi sevdiğini çıktı kenara bide bize bak halimiz itten beter" Sezen gözlerini devirerek gelip yanıma oturdu ve elimi tuttu Serhat ise bir ellerimize bir bana bakıyordu içimden kahkahalar atıyordum birbirlerini kıskanıyor olamazlardı değil mi...
"Bak onda doğru söylüyorsun halin itten beter" Sezenin konuşmasıyla Can kalbinden vurulmuş gibi hareketler yapıyordu "öyle mi diyorsun be güzellik bu hassas kalbimi daha ne kadar kıracaksın acaba" Serhat yavaşça ayağa kalktı ve ağır çekimde Can'ın yanına gitti omuzlarına sertçe vurdu "oğlum bak gelmişsin burda karıma iltifatlar yağdırıyorsun sonra yetmiyor baldızıma sulanıyorsun ben şimdi seni boğazlayınca suçlu mu oluyorum" Can Serhat'ı yeni görmüş gibi ayağa kalktı ve ona sarıldı "abime bak be şu yakışıklılığa boya posa bak" yanaklarından öptü "ee ne demişler abim damat oluyor  sırada bana geliyor" diyip bize döndü ben Can'ın bu haline gülsem mi ağlasam mı diye düşünürken Sezen kahkahalar atıyordu o sırada odanın kapısı tıklandı ve içeri Gökhan girdi Serhat'la sarıldılar sonra benim yanıma geldi elimi sıktı "tebrik ederim Piraye çok sevindim" gülümsedim ve "teşekkür ederim" dedim sonra Serhat'a sitem etti "kardeşimiz evleniyor ama biz el gibi son dakika çağırılıyoruz "
"Oğlum apar topar oldu yoksa sen ilk çağıracağım adamsın biliyorsun" Serhat'la Gökhan konuşurlarken Can yanıma yaklaştı "yengem biliyor musun hiç sevmiyorum şu mıymıntı Gökhan'ı" güldüm "neden ki neyi varmış" "mıymıntı herifin teki yenge ya görmüyor musun" tekrardan güldüm "sen öyle diyorsan" Can daha sonra dikkatini Sezen'e verdi bir süre bakıştılar "annem seni çok sevmiş" dedi "bende onu çok sevdim" dedi Sezen. Ahsen teyze konu olunca hepimiz istemsizce çok duygusallaşıyorduk.
Artık çıkma vaktimiz gelmişti Serhat la heyecanımız yüzümüzden okunuyordu "hazır mısın" "sanırım" dedim elimi sıkıca tuttu ve çıktık herkes bizi alkışlarken annem ve Ahsen teyze hem gülüyor hemde ağlıyorlardı. İlk dansımızı etmeye başlamıştık. Serhat gözlerini gözlerimden bir saniye bile ayırmıyordu. "Hep çiftlerin bu anda ne koştuklarını merak etmişimdir" dedim Serhat güldü "bence etraftakilerin dedikodusunu yapabiliriz" bende güldüm "çok iyi fikir"
"Benden duymuş olma ama Can Sezen'e tektaş almış bugün verecek galiba" gözlerim yuvalarından fırlayacaktı "sen ciddi misin"
"Evet güzelim" "ama onlar ayrılar Serhat"
"Öyle ama seviyorlar birbirlerini"
"Her şey sevgi mi? Can'ın neler yaptığı ortada Sezenle evlenmesini istemiyorum"
"Haklısın.. ne diyeyim ki onlar gibi olmadığım halde ben bile pisliklerinden kurtulamıyorum" dansımızdan sonra göstermelik nikahımız da kıyılmıştı. Gerçek nikahımda şahitlerimiz Can ve Sedat abi olmuştu bu nikahta ise Can ve Sezen şahitlerimiz olmuştu. Masamızda gelen tebrikleri kabul ediyorduk. Liseden ve üniversiteden birkaç arkadaşımda gelmişti aralarında Emir'i görünce biraz gerilmiştim. "Bu lavuğun ne işi var burda" Serhat Emir'e öldürecekmiş gibi bakıyordu "bilmiyorum Serhat hem gerilmeyelim onun yüzünden boşver"
"Sahi sen hala söylemedin bana o gün ne istiyordu senden" derin bir nefes verdim "boşver dedim ya gerilmeyelim"
"Aşık dimi sana"
"Serhat düğünümüzdeyiz lütfen, boşver dedim gider zaten şimdi" arkadaşlarım masaya yaklaştı sarıldık hatıra fotoğrafı çekindik Emir de uzaktan tebrik edip gitmişti.
Can heyecanla yanıma geldi "yengem senden bir şey istesem"
"Sezen'e evlilik teklif etmene yardım etmeyeceğim Can" dedim hüzünle suratıma baktı "neden yenge"
"Nedeni mi var, ne işler yaptığını biliyorum kardeşimin başını yakamam"
"Birbirimizi seviyoruz ama hem..ben ona zarar gelmesine asla izin vermem" cevap vermedim hala yüzüme bakıyordu "peki yengecim canın sağolsun ben yine de bugün bunu yapacağım" gideceği sırada kolunu tuttum "şimdi mi yapacaksın" Gülümsedi "hayır yengem, yani düğün bitmesine yakın" kafamı salladım "sen yine de bana haber ver o zaman" tamam diyip heyecanla gitti "kıyamadın dimi" Serhat'a döndüm "Ondan değil aslında yani o da var ama böyle bir anda Sezen'i yalnız bırakmak istemiyorum" düğün ilerlerken yanımıza orta yaşlı bir adam ve yanında oğlu yaşlarında bir adam yaklaşmıştı ayağa kalkacağım sırada Serhat beni durdurdu "kalkma" anlamamıştım ama o an sorgulayamadan kendi ayağa kalktı "Tebrikler Serhatçım,çok sevindik" resmi bir şekilde tokalaştılar ve adamlar bana döndü "gelin hanım sizi de tebrik ederiz" başımı salladım genç olan adam konuştu "ayrıca söylemeden geçemeyeceğim Serhatcım karın söylediklerinden de güzelmiş, mutluluklar" Serhat dişlerini sıkarak konuştu "önüne bak"
Adamlar pişkince sırıtarak gitmişlerdi Serhat'ın yumruk yaparak sıktığı elini avucuma aldım yüzüme baktı "ne oldu? Neden bu kadar gerildin, kimdi onlar" "amcam ve oğlu olacak şerefsiz" dedi tükürür gibi şaşırmıştım çünkü çok resmilerdi. "Arada böyle leş sineği gibi ortaya çıkıp mide bulandırırlar" bu konuyu daha sonra konuşmak üzere aklıma yazdım elini okşadım "tamam boşverelim onları canımızı daha fazla sıkmayalım" elimi öptü "tamam güzelim".
Gecenin sonuna yaklaşıyorduk Can uzaktan işaret verdiğinde anlamıştım Serhat'la beraber onu takip ettik mekanın arka bahçesine çıkmıştık Sezen oradaydı "ne oluyor Can ne konuşacağız?" Bizi görünce duraksadı tekrar sordu "noluyor?" Bi tepki vermedim Serhatta öyle. Can Sezeni kendine çevirdi "bana kırgın kızgın ve hatta öfkelisin biliyorum ama sensiz olmuyor be Sezenim ben..ben ilk kez böyle oluyorum cebinden yüzüğü çıkardı lütfen tak bunu parmağına bizde evlenelim bizde sonsuza dek birlikte olalım..benimle evlenir misin?" Sezen transa geçmiş gibi bir Can'a birde uzattığı yüzüğe bakıyordu gözleri dolmuştu içinde ki savaşı anlayabiliyordum bana baktığında benimde gözlerim doldu Can hala heyecanla yüzüne bakıyordu "bir şey demeyecek misin" Sezen kendini topladı "üzgünüm Can ben bunu kabul edemem" dedi ve ağlayarak hızla bahçeden çıktı içim acıyordu kardeşimi böyle görmek içimi acıtıyordu Can da hüsrana uğramış bir halde orda dururken "ben yanına gidiyorum Serhat" dedim ve Sezen'in peşinden hareket ettim peşinden lavaboya girdiğimde hüngür hüngür ağlıyordu bana sarıldı "yapamam kanka yapamam..bile bile evet diyemem ona o.. o bir katil.. Serhat gibi de değil o bir katil" sırtını sıvazlıyordum ayrıldık yüzüme baktı "ben onu çok seviyorum Piraye" tuttuğum gözyaşlarım artık benimde akıyordu elimden hiçbir şey gelmiyordu bir süre daha sarılıp ağladık "özür dilerim kanka senin düğün gecende Halime bak" gözyaşlarını sildim "saçmalama..keşke elimden bir şey gelseydi" o sırada kapı açıldı Serhat içeri girdi yanıma gelip yüzümü avuçladı "içeri gitmemiz lazım" kafamı salladım aynada makyajımı düzelttim Sezen'e baktığımda o da yüzüyle uğraşıyordu "siz çıkın bende geliyorum" Serhat'la el el içeri girip masamıza oturduk "Can nerde"
"Bilmiyorum gitti" üzüntüyle nefesimi dışarı verdim elimi tuttu "alışacaklar ya da bir yolunu bulacaklar sıkma canını" bir şey demedim..
Gecenin sonuna geldiğimiz de artık çok yorulmuştuk annem,Sezen ve Ahsen teyze ile vedalaşma ve ağlaşma faslımızdan sonra Serhat'la arabamıza binmiştik yılbaşında gittiğimiz dağ evine gidiyorduk. Telefonu çaldı "efendim abi" "hayır abi dedim ya gerek yok" "eminim abi" ve kapattı. "Noldu" dedim "abim peşimizden adam yollamak istedi gerek yok dedim" kafamı salladım
"Sen biraz uyu istersen" "yok iyi böyle" uzun süren bir yolculuktan sonra gelmiştik tam inmek için yeltenirken Serhat dur dedi kendi hızla indi ve benim tarafıma geldi duvağımı kapattı beni kucağına aldı "ay dur napıyorsun" güldü "gelinimi kucağıma alıyorum, içeri böyle gireceğiz" bende güldüm ve kapıya geldik "anahtar ceketimin cebinde" uzanıp aldım ve kapıyı açtım girdiğimizde hala beni indirmemişti yatak odasına kadar bu şekilde çıktık içeri girdik "indirmeyecek misin hala" bir şey demeden ilerledi ve o şekilde yatağa oturduk derin derin gözlerime bakıyordu "bundan sonra her şey çok güzel olacak sana söz veriyorum Piraye'm" ellerim buz gibi olmuştu ve istemsizce titriyordum duvağımı kaldırdı alnımdan öptü "seni çok seviyorum" "bende" dedim cebinden bir kutu çıkardı içinden papatya şeklinde pırlanta bir yüzük çıkardı ve parmağıma taktı "bu çok güzel teşekkür ederim" dedim sıkıca sarıldık ayrıldığımızda elleriyle yüzümü avuçladı yavaşça yüzüme yaklaştı bayılacakmış gibi hissediyordum dudaklarını yeniden dudaklarımda hissettiğimde nefesim sanki bana yetmiyordu titreyen ellerimi kollarına koydum o ise bir eliyle belimi diğeriyle yüzümü tutuyordu dudaklarımız ayrıldığında nefes nefeseydik "hazır olmadığını biliyorum papatyam sen ne zaman hazır hissedersen o zaman olur kendini kasma lütfen" minnetle gözlerine baktım tekrar kısaca dudağımı öpüp çekildi başımı omzuna koydum elleriyle belimi sarmaladı bende ensesini okşuyordum o sırada dışardan gelen bir sesle irkildik başta umursamasakta sesler tekrar etti Serhat beni yatağa bırakıp ayağa kalktı "sen üzerini değiş güzelim ben bir balkondan bakayım" kafamı salladım o balkona çıkınca etrafı inceledim her yer Gül yapraklarıyla hazırlanmıştı ve mumlar yanıyordu yatağın üzerinde ki geceliği elime aldığımda gözlerim yerinden fırlayacaktı bunu hiç giymesem daha iyiydi ayağa kalkıp komidinin çekmecelerinde başka giyecek bir şey aramaya başladım ama bulamıyordum o sırada Serhat'a seslendim ama cevap vermiyordu tekrar seslendim yine cevap yoktu duymuyor herhalde diye düşündüm ve balkona doğru ilerledim çıktığımda ise dünyam sanki başıma yıkılmıştı ellerim ayaklarım boşalmıştı,dizlerimin bağı çözülmüştü.. Çığlık attım.. Gözümün önünde ki manzaraya inanamıyordum Serhat vurulmuştu kanlar içinde yerde yatıyordu...

Melal Où les histoires vivent. Découvrez maintenant