Gecenin Sesi🥀

127 2 0
                                    

Saat sabah 7 ye geliyordu erken uyanmıştım Gofret'le birlikte yürüyüşe çıkmıştık yeni evimize yakın çok güzel bir yürüyüş parkı vardı orada yürüyorduk hava çok güzeldi fazlasıyla serindi.Gofret hızla büyüyordu ve bu beni inanılmaz mutlu ediyordu. "Çok mutlusun bakıyordum da" cevap verircesine gelip bacaklarıma kafasını sürttü kucağıma alıp yanaklarına öpücükler kondurdum tekrar bıraktığımda mutlulukta yürümeye devam etti birbirimize gün geçtikçe daha çok bağlanıyorduk. İki saat kadar parkta oyanlanmıştık fırından sıcak simit ve poğaça alıp eve gelmiştim balkona kahvaltı hazırlayıp Sezen'i kaldırdım. Yarın dersler başlıyordu onun hakkında konuşuyorduk. Sezen bıkınca konuştu "Üffff tatil iyi gidiyordu ya staj da başlayacak kim uğraşacak" ağzıma koca bir dilim salamı attım " benim bir senem daha var rahatım valla ohh" yüzünü buruşturdu "hain".
Kahvaltımız çoktan bitmişti ama hala kahvaltı masasında oturuyorduk bunu yapmayı çok severdik en yakın dostunla aynı evde kalmak bulunmaz bir nimetti bu konuda gerçekten şanslıydık. Çalan kapı keyfimizi bozdu Gofret koşarak kapıya gitti kapı çalınca çok heyecanlanıyordu söylenerek yerimden kalktım "kim bu densiz" kapıyı açtığımda az kalsın aynı hızla geri kapatacaktım Serhat gelmişti. "Merhaba Piraye" dün geceden sonra onu görünce boğazıma bir yumru oturdu "Merhaba Serhat" sorar bakışlarla yüzüne bakıyordum "bir işim vardı burdan geçiyordum sizi balkonda görünce uğramak istedim" nedense bu adamın işleri,yürüyüşleri hep benim evimin etrafında oluyordu hala aval aval yüzüne bakmaya devam edince tekrar konuşmaya başladı "müsait değil miydiniz, rahatsız mı ettim" öküz gibi adamı hala içeri davet etmemiştim "yok Estağfirullah gel lütfen hoşgeldin" gülümseyerek içeri girdi direk balkona doğru ilerledi "afiyet olsun Sezen" Sezen'in gözleri pörtledi içtiği kahveyi de zorlukla yuttu şokunu net bir şekilde görebiliyorum gülmemek için kendimi sıktım "Teşekkür ederim,hoşgeldin" Serhat hoşbulduk diyip bana döndü "biz içerde otursak olur mu" yutkundum "tabi" berjerlere karşılıklı oturduğumuzda Gofret hemen gelip kucağıma oturdu gülümseyip başını okşadım "ne içmek istersin" "kahve olabilir" başımı sallayıp mutfağa geçtim hızlıca bir kahve hazırladım tam içeri gidecekken Sezen geldi "lan enişteyi eve alıyon benim niye son dakika haberim oluyo dilimi yutacaktım" güldüm "sus lan duyacak ne eniştesi" "hadi hadi yedik bizde ben Gofreti de alıp balkona geçiyorum siz rahatça oturun artık" hınzırca göz kırptı yanaklarını sıktım Gofret' i de kucaklayıp balkona gitti bende kahveyle birlikte Serhat'ın yanına geldim "ellerine sağlık" "afiyet olsun". Garip bir sessizlik oldu bunu bozan Serhat oldu "dün gece için tekrardan özür dilerim, abim biraz rahat biridir" saçlarımı kulaklarımın arkasına sıkıştırdım "önemli değil, abinle aranız pek iyi değil sanırım" abisinin konusu olduğunda bile bakışları değişiyordu sanki "evet, onunla çok görüşmüyoruz" neden diye sormak istedim ama fazla mı ileri gitmiş olurum diye düşündüm ve vazgeçtim "anladım" dediğim de sanki nedenini sormamı beklermiş gibi yüzüme baktı. Birden "abin ne iş yapıyor" diye sordum. Serhat sanki çok zor ve absürt bir soru sormuşum gibi adeta dumura uğradı yüzündeki ifade değişti ağzını açtı tam bişey diyecekken vazgeçti kahvesini Kafaya dikti neden bu kadar gerilmişti ki "bir şirketi var, onu işletiyor" merakla yeniden sordum "ne şirketi? Ne üzerine çalışıyor" bu konudan aşırı derece de rahatsız olmuştu "inşaat" diyip kestirip attı. Bu tavrına şaşırmıştım abisi konu olunca onu hep farklı hiç görmediğim tavırlarda görüyordum. "Derslerin ne zaman başlıyor" diyerek konuyu değiştirdi "yarın" kafasını salladı içim aşırı derecede ona sarılma isteğiyle doluyordu kafayı mı yemiştim acaba ona nasıl baktığımın farkında değildim ama birden güzel gülümsemesiyle kendime geldim neredeyse yerimden sıçrayacaktım birden ona dalmıştım galiba çok utandım hemen önüme döndüm. Serhat'ın çalan telefonu beni kurtardı "efendim" karşı tarafı dinledi "tamam,geliyorum" ayaklandı "gitmem gerekiyor kahve çok güzeldi, başka bi zaman yine içmek isterim" az kalsın nefesim duracaktı neler söylüyordu birden öyle utanmıştım gülümsedim "afiyet olsun" kapıya ulaştığımızda tekrar döndü "kendine çok iyi bak" "sende".
🥀
Bu dönem okula 4 gün gidiyordum. Eve geldiğimde aşırı derecede yorgun hissediyordum Gofret'le hasret giderme seansımızdan sonra kendimi hemen duşa attım duştan çıktığımda bornozla yatağa uzandım oldukça yorucu bir gündü. 4 gündür Serhat'ı görmüyordum ama sürekli mesajlaşıyorduk işlerinin çok yoğun olduğunu söylemişti. Biz şimdi flörtleşiyor muyduk bu durum ne oluyordu acaba bunu düşününce birden mideme bi yumru oturdu. Ben korkuyordum Serhat çok iyi bir adama benziyordu bana hiç hissetmediğim şeyleri hissettiriyordu ona güvenmek istiyordum ama bir yanımda çok korkuyordu işte ben hiç alışkın değildim zorlanıyordum. Bu düşünceleri bir kenara bırakıp kalkıp güzel bir müzik açtım üstümü giyindim ve yemek yapmaya başladım. Salçalı makarna yapmıştım Sezen' de bende çok severdik. Yemeğimi yiyip Gofret'i de kucağıma alıp tv karşısına kuruldum. Kapının sesiyle yerimden sıçradım tv karşısında içim geçmişti anlaşılan kapıya baktığımda gelen Sezen'di. Sarılma, hasret giderme,günün özeti,dedikodular ve Serhat'la durumlarımızı konuştuktan sonra Sezen annesiyle görüntülü konuşmak için odasına çekilmişti bende balkona çıkmış Serhat'ı düşünmeye başlamıştım. Ben gerçekten garip bir insandım kendime anlam veremiyordum hem deli gibi korkuyordum,hemde onu özlüyordum,görmek istiyordum ben galiba onu seviyordum.. İlk kez bunu kendime itiraf etmiştim. Benden bağımsız bir şekilde gözyaşlarım birer birer akmaya başlamıştı. Bu ani ruh hali değişikliklerime bir türlü ayak uyduramıyordum normal de sürekli ağlayan bir insan değildim ama Serhat'tan sonra ruh halim duygu durumun sürekli değişiyordu. Cebimde ki titreşimle irkildim ekrana baktığımda Serhat arıyordu sessize aldım şu an konuşmak istemiyordum. İkinci kez aradığında yine aynısını yaptım ama artık üçüncü kez aradığında merak edip açtım,ben sesimi düzeltmeye çalışırken o hemen konuştu "neden ağlıyorsun" dumura uğradım ağladığımı nerden biliyordu hemen ayağı kalkıp etrafa baktım oradaydı arabasına yaslanmış bana bakıyordu "napıyorsun burda" diyebildim "Piraye.."derin bir nefes aldı, "hadi aşağı gel konuşalım" sanki refleks gibi birden "hayır" dedim kaşlarını çattı "neden?"
"Ben..konuşmak istemiyorum"
"Sen yanıma gelene kadar gitmeyeceğim burdan" bu dediğiyle ağlama istediğim daha da arttı ne diyeceğimi bilemiyordum bok gibiydim şu an "gelmeyeceğim sen bilirsin" telefonu yüzüne kapatıp içeri girdim. Ellerimi yanaklarıma bastırdım,alev gibiydi gözyaşlarımı sildim. Ne yapacağımı bilmez bir şekilde bir sağa bir sola gidiyordum perdenin arkasından Serhata' a baktım ordaydı. 10 dakikadır hala sağa sola gidiyordum Sezen içeri geldi "n'oluyo lan bu ne hal niye ağladın sen" yüzüne baktım "Serhat aşağıda ben inmeden gitmeyecekmiş" Sezen'in gözleri pörtledi camdan baktı "oha noluyor lan"
"Sezen napıcam ben, beni balkonda ağlarken görmüş aradı ya ben bilmiyorum neden burda neden hep etrafımda neden ben ona bakınca kalbim böyle oluyor, ben çok kötüyüm" Sezen ellerimi tuttu bana sarıldı saçlarımı geriye itti "canımın içi bi sakin ol, sen inmek istiyor musun onun yanına?" Ellerimle boğazımı tuttum "bilmiyorum" Sezen anlayışla gözlerime baktı "tamam kuzum gel oturalım gider o da zaten hatta o yokmuş gibi davranalım"
"Tamam".
Saat gece 11 olmuştu 1 saattir Sezen'in dizlerinde yatıyordum. "Daha iyi misin kankam" dizlerinden doğruldum, iç çektim "bilmiyorum, bi bakıcam gitmiştir bence" kalkıp cama ilerledim perdenin arkasından baktığımda şoke oldum hala 1 saat önceki pozisyonda eve bakarak orada duruyordu "Sezo gitmemiş hala bu" Sezen de şoke biçimde cama geldi "yok artık" telefonumu elime aldım aradım hemen açtı "git burdan, naptığını sanıyorsun sen?" Cama bakarak konuşuyordu sanki beni görüyor gibiydi "sana söyledim,yanıma gelmeden gitmeyeceğim" çok sinirlenmiştim "ben senin yanına gelmek zorundamıyım saçmalamayı kes git burdan" Serhat sakince konuşmaya devam etti " Neden ağladığını bilmek istiyorum, yanında olmak istiyorum yanıma gel..lütfen Piraye" gözlerim yeniden doldu "neden bu kadar önemsiyorsun git burdan iyiyim ben"
"Çünkü benim için çok önemlisin anlıyor musun,gitmem..gidemem" bir şey demeden telefonu kapattım ve üzerime bir hırka aldım Sezen'e döndüğümde bana sıkıca sarıldı " hadi kardeşim içinden ne geliyorsa onu yap ben her zaman ki gibi yanındayım" bende ona sıkıca sarılarak karşılık verdim "iyiki varsın kardeşim".
🥀
Ellerim titreyerek apartmandan çıktım Serhat'a doğru ilerlediğim her adımda sanki kalbim yerinden çıkacaktı. Yanına ulaştığımda yaslandığı arabadan doğruldu karşı karşıyaydık gözlerimin içine öyle bir bakıyordu ki bu bakışlar bende arkama bile bakmadan koşma isteği uyandırıyordu. "Neden ağladın?" Cevap vermedim yineledi "neden Piraye konuş Benimle hadi" sorusuna soruyla karşılık verdim "neden buraya geldin, neden git dediğimde gitmedin?" Derin bir nefes aldı "çünkü..." duraksadı "çünkü ben sürekli seni görmek,seninle konuşmak,senin yanında olmak istiyorum" söylediği şeyler kulağımın uğuldamasına neden oluyordu öylece yüzüne bakıyordum sanki dilim lal olmuştu tekrar derin bir nefes aldı ve devam etti "seninle ilgili her şeyi bilmek istiyorum sen hep Gül istiyorum o gözyaşların hiç akmasın akacaksa da benim yanımda aksın onları sileyim istiyorum" istemsizce bir adım geriye attım ellerimi öyle bir sıkıyordum ki sanki kırılacaktı Serhat hemen bana bir adım daha attı ve aramızdaki boşluğu geri kapattı "yapma işte yapma bunu,benden korkma benden kaçma Piraye" sonunda zor bela kendimde konuşma cesaretini buldum ve " ben..kaçmıyorum Serhat.. sadece ne diyeceğimi,ne yapmam gerektiğini bilmiyorum" gülümsedi buruk bir gülümsemeydi bu " biliyorum Piraye seni o kadar iyi tanıdım ki.. ne kadar karma karışık olduğunu,korktuğunu,ellerini şu an nasıl sıktığını hepsini çok iyi biliyorum" şaşkınlıkla ona baktım "sen.. beni nasıl tanıyabildin ki bu kadar kısa sürede" derin bir nefes daha verdi "güneşin doğuşunu izlediğimiz yere gidelim mi orda konuşuruz" kafamı salladım ve arabaya bindik.
🥀
Buraya gelip o gece ki oturduğumuz yere oturduğumuz da Serhat'ın yüzüne bakamıyordum bir süre manzaraya baktıktan sonra cesaretimi toplayıp ona döndüğümde beni izliyordu..Hemen gözlerimi kaçırdım. Konuşmaya başladı  "belki bana bunu yaptığım için kızacaksın ama.. Seni ilk gördüğüm an o kadar çok etkilendim ki Piraye bu duyguyu ilk kez hissetmiştim aklımdan bir saniye bile çıkmıyordun halada öyle..Seni sürekli gözlemledim,araştırdım.." merakla ona döndüm "araştırdım derken?" 
"Neler yaparsın,çevren,hayatın bu şekilde..zaten evi kiralayacağım kişileri yüzeysel araştırırım hep ama seninki daha farklı ve detaylı oldu." Sadece ona  bakmakla yetindim "kızdın mı?"
"Hayır Serhat sadece ben bilmiyorum garip hissediyorum"
"Biliyorum.. ben beni yanlış anlayıp benden uzaklaşmanı istemiyorum seni senden dinlemek istiyorum mesela,hatta sürekli seni dinlemek istiyorum." Peş peşe ettiği bu itiraflar kalbimi durduracaktı artık. "Tamam sor o zaman ne merak ediyorsun" dedim gözlerinin içi parlıyordu sanki " aslında bir sürü şey..mesela neden bugüne kadar hayatında kimse olmadı?"
"Kimseye karşı doğru düzgün bir şey hissedemedim, kendi halimde olmaktan mutluydum" dedim gülümseyerek " ben gerçekten çok şanslıyım" dedi kızardığıma emindim konuyu dağıtmak için bu seferde ben konuştum " ya sen,senin hayatında biri oldu mu?" Duyacağım cevap beni çok geriyordu "duygusuz ilişki yaşayacak bir adam olmadım hiçbir zaman özel hissetmediğim bir şeyi istemedim ve ben ilk kez seninle çok özel duygular hissediyorum ilk kez bir şeyi bu kadar çok istiyorum " midemde bu sefer gerçekten kelebekler uçuyordu galiba. "Seni ve sınırlarını,hislerini biliyorum Piraye seni kalbimde hissediyorum Ordan tanıyorum.." sadece gözlerine bakmakla yetiniyordum sanki sesim bir daha hiç çıkmayacaktı. Bu gecenin sesi Serhat olmuştu konuşmaya devam etti " seni üzmek,sana zarar vermek bu dünyada isteyeceğim son şey" derin bir nefes aldı "bana,bize bir şans verir misin?" Evet şu an gerçekten nefesim durmuştu galiba kalbim yerinden çıkmıştı ben hayatımda böyle bir an yaşayacağıma olan inancımı tamamen kaybetmiştim böyle anları herkes yaşardı ama ben hep izlerim,dinlerim gibi gelirdi.. Şu an rüya mıydı ben yaşıyor muydum bu anı ayırt etmekte güçlük çekiyordum. Utanmasam Serhat'ı çimdikleyecektim. Gerçekten benim gibi olan bir insan mı karşımdaydı? Kabusum değil ama güneşim olacak adam mı karşımdaydı yani .O kadar çok heyecanlıydım ve o kadar utangaçtım ki sorusuna ne diyeceğimi bilemiyordum o güzel gözlerinde kaybolmak istiyordum. Bir süre bakıştık "bu bakışlarını olumlu bir cevap olarak anlayabilir miyim?" Sadece kafamı sallayabildim konuşamayacaktım galiba. Bu hareketimin üstüne o kadar içten gülümsedi ki kalbimin eridiğini sandım.. "Bugün güneşin doğuşunu yeniden izleyelim mi? Bu Sefer bizim için doğsun" biz.. biz.. Serhat ve ben.. zor bela" izleyelim" diyebildim. Bu gece sanki benim hayatımda milattı sessiz bir gece gibiydi aslında ama gecenin sesi yanımda gözlerinde kaybolduğum adamdı ve ben bu sesi ömrümün sonuna kadar dinlemek istiyordum...

Melal Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum