{2}

321 38 3
                                    

Yanıma gelmiş karşıma otururken hızlıca bir şeyler söylemişti ama söylediği şeylerden tek bir kelime dahi anlamamıştım.

Yabancıydı, Çinliydi. Sanırım beni de Çinli sanmıştı derken bir anda dilimize dönüp benden özür dilemiş bir anlık heyecan ile çince konuştuğunu ancak çok acil yardıma ihtiyacı olduğunu söylemişti.

O da benim gibi sınava girecekti anlaşılan derken elime bir kağıt parçası uzatmıştı. Jaemin ile çalmayı söylemeyi en sevdiğim şarkının notalarını. Show Me Love'ın notalarını...

Donup kalmıştım, ne kadar kaçarsam beni buluyor gibiydi. Şaşkınlıkla karşımda oturan minik bedene neden bunu bana verdiğini sormuştum.

Bu şarkıyı söyleyeceğini ancak telefonunun şarjı bittiğinden ve bir türlü ritmi oturtamadığını onun için sadece bir kez çalıp çalamayacağımı sormuştu.

Sınavına kaç saat olduğunu sorduğumda 20 dakika olduğunu zaten bu yüzden bu kadar endişeli olduğunu ritmi unuttuğunu söylemişti, tüm bunları söylerken elleri titriyordu. Ben elinin üzerindeki morluğa odaklanmışken zamanının az kaldığını söylediği gibi gözlerimi yüzüne çevirmiş ardından hızlıca teklifini kabul edip hazır olup olmadığını sormuştum.

Suyundan son bir yudum alıp boğazlarını temizledikten sonra hazır olduğunu söylemişti. Zaten adım gibi bildiğim notalara bir bir basarken aklıma Jaemin ile anılarım gelmesi gerekirken karşımdaki minik bedenin cennetleri önüne serdiren sesi tüm bedenimi kaplamıştı. Farkında bile olmadan gözlerim karşımda gözleri kapalı bir şekilde tüm hisleri ile şarkıyı söyleyen çocuğa tutuklu kalmıştı.

Tuhaf hissediyordum, güzel bir tuhaflık. Uzun zaman sonra ilk defa bir şeyi doğru düzgün hissedebiliyordum onda da ne hissettiğimde bir ad veremiyordum.

Karşımda tüm notalara kolayca iniş çıkışlar yapan, sesi tüm bedenimi kaplayan biri varken bir şeylere odaklanmakta zorlansam da sonunda bitirmiştik şarkıyı. Sımsıkı kapattığı, bir anlığına açmayacağını düşündüğüm gözlerini açıp uzunca bakmıştı yüzüme.

Bir yorum bekliyordu ya da tepkisiz donup kalmış yüzüm onu sesinin kötü olduğu ile ilgili endişeye sokmuştu. Ben hâlâ kendime gelemezken kolumdaki saate hızlı bir bakış atarak endişe ile ince kollarını boynuma sarmıştı ardından hızlıca ayağa kalkarak teşekkür etmişti. Bahçenin çıkışına gidene kadar şaşkınlıkla ona bakakalmıştım.

butterfly effect ° norenWhere stories live. Discover now