Bölüm 8: Sen

1.7K 140 402
                                    

Bölümü geç attığım için üzgünüm. Yoğun zamanlar geçiriyorum.

Bu bölümde Dream'in hisleri daha yoğun bir şekilde geçecek. Yine çok iyi bir bölüm. İyi okumalar :)

Dream derine indikçe iç dünyasındaki zorluklarla karşılaşır.

Bölüm 8: Sen

Dream'in omuzları ağrıyordu.

Öğle güneşinin altında, arka bahçesinin çimenlerinde oturuyordu. Hava nemli, parlak ve gürültüsüzdü. Toprak bok gibi kokuyordu.

Ağrıyan kasları gevşemeye çalışıyordu. Ancak yeşil çimenler ve toprak cildine batıyordu. Çaresiz parmaklarının altında kökler ve parçalanmış yabani otlar toplanıyordu.

Yavaşça mavi gökyüzünü saran beyaz bulutlara baktı.

Tamirci iki buçuk gün önce ziyarete gelmişti. Soğuk havanın kırılgan akışı ayaklarını ısırmak için döndüğünden ve boynundaki tüyleri diken diken ettiğinden beri kendini boş hissediyordu. Kendini battaniyeler ve kapüşonlular içinde dolaşırken ya da duş buharında otururken, kendisinden kaçan sıcağa yapışırken buluyordu.

Onu yok eden şeyin peşinden koşmaktan yorulmuştu, ta ki saf bir sessizlik içinde, özüne kadar yanana kadar.

Güneş ışığına doğru iç çekti.

Sadece hayalleri, onu tüketen yalnızlığa iki taraflı bir mola vermişti. Baltasına dolanan kırmızı su sarmaşıkları tarafından ayaklarına kadar yutulmuştu. Başucu ışığını yakana kadar morarmış ellerini fark etmemişti bile, korkuyla uyanmıştı ve çıplak parmaklarının titrediğini görmüştü.

Kazanıyordu. Tekrar, tekrar, ve tekrar.

Bu sabah mutfakta, yanağını zemine bastırılmış şekilde ve göğsünün yanında bir karton sütle uyanmıştı. Orada uyuduğunu hatırlamıyordu. Uyuduğunu bile hatırlamak istemiyordu.

Sen bana ulaşıyorsun, demişti George, huzurlu çarşaflar ve rahatlatıcı dokunuşlar arasındayken.

Tweetler ve ekran görüntüleri hayatını doldurmuştu. Nereye gittiğine dair sorular, saatlerce süren 'Dream'i özlüyorum,' lar, yüzlerce hayran günlerdir Spotify'ın neden tek bir şarkıya takılıp kaldığını merak ediyordu. Neden karanlık odasında, boş koltuğunda oturuyor, sıcaklık dalgalarını tekrar ve tekrar, defalarca dinliyordu, sıcaklık dalgaları, sıcaklık dalgaları, sıcaklık dalgaları...

Ulaşıyorum, Dream bir gece yemek için çok yorgun olduğunda korkunç not koleksiyonuna dökmüştü yazıyı, ulaşmaktan kendimi alamıyorum.

Telefonu cebinde uğuldadı. Elindeki toprağı bıraktı.

Tamam Dream, Bulutların parlamasını engellemek için telefonu yukarıda tutarak Sapnap'tan gelen mesajı okudu, Yapabileceğin zaman bana geri dön.

Suçluluk duygusuyla artık uyuşmuştu.  Sapnap'in acımasız endişesi zaman geçtikçe sessizliğe bürünmüştü.

heat waves ▲ bxb ✓Where stories live. Discover now