Kalbim gümbür gümbür atıyor, göğsüm hızlı hızlı yükselip alçalıyorken nefes nefese geriye attım başımı. Kapıya yasladığım başımı ona yer açmak ister gibi sola eğdim, "Kızgınım sana." dedim kulağıma yabancı gelen arzulu bir sesle.
Boynumdaki dudakla...
🔱 'İlk önce konuşmaktan korkarsın sevdiğinle, sonra ona aşık olmaktan. Bunlar neyse de, en son kaybetmekten korkarsın işte...' -Sunay Akın- 🔱
Pinhani & Kalben - İyi Değilim Ben
Dolu Kadehi Ters Tut & Sedef Sebütekin - Gitme (Bu şarkı o kadar bu bölüm ki...)
🔱 Bu bölüm daha önce yayımladığım bazı bölümlerin üç, bazı bölümlerin dört, yazdığım en kısa bölümün beş katı uzunluğunda. 11400 kelimelik bir bölümden bahsediyorum canlarım. Çok bekledik, çok uykusız bıraktı, çok baş ağrıttı bu bölüm biliyorum ama değdiğini düşünüyorum. Ben sonuçtan memnunum. Sizin de memnun olmanızı temenni ediyor ve keyifli okumalar diliyorum...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
İki gün boyunca uğraştığım fotoğraf nihayete erdiğinde rahat bir nefes alabilmiştim sonunda.
Uykusuzluk ve onlarca saat bilgisayar ekranına bakmanın getirisi olan sızlayan gözlerimi ovuşturarak gerindim sandalyemde.
Odama kapanıp bilgisayarıma gömüldüğüm bu iki günde yemek yemek için bile inmemiştim aşağıya. Babama ettiğim ricayla bir damacana suyu odama çıkarttırmış, kahve kavanozumu odama taşıyıp kettle'a el koymuştum.
Hâlâ yaşıyor muyum diye kontrol etme amacıyla ara ara odama gelen annem ve babam yemek getirmişti, meyve getirmişti açlıktan bayılıp kalmayayım diye.
Tuğra ise Marş'la birlikte büyük bir nimet saydığım sessizliği sağlamıştı evde.
Kısacası tüm SANCAK'lar birlik olmuş, üzerinde çalıştığım fotoğrafın önemini kavrayarak destek olmuştu bu iki günde bana.
Gülümsedim yaptığım iş ve çıkardığım sonucun oluşturduğu memnuniyetle.
Hareket ettikçe ses çıkaran kemiklerime sızlanarak şarja takılı olan telefonuma uzandım. Telefonu şarjda olmasına rağmen elime aldığımda hızlıca kontrol ettim gelen bildirimleri.
Ne yaptığımı, fotoğrafı bitirip bitirmediğimi soran arkadaşlarıma her şeyin yolunda gittiğini ve nihayet bitirdiğimi söylediğimde konuyu yarın için planladığımız pikniğe getirmişlerdi bu defa.
Kimlerin geleceği, kimlerin ne getireceğiyle ilgili son teyitleri yaptığımız gruptan çıktım. O sırada gözüme takılan boş profil duraksamama neden oldu birkaç saniye.
Gözlerimin önünde o son bakışı, dudaklarımı dişleyerek 'Ömer' yazısına baktım saniyelerce.
O son sözleri, o son bakışı şimdi bile sızlatıyordu içimde bir yerleri.
Huzursuzca soluklandım.
Havanın bunaltıcı sıcaklığından, bedenimi kaplayan rahatsız edici ter tabakasından ve aklımı karıştıran düşüncelerden kurtulmak için iyi bir kaçış yoluydu ılık duş.