53. Bölüm

29K 1.7K 451
                                    

Merhabalar.

Ahmet Yalçın - Acele acele

Beklettiğimiz için özür diler, sağ gözümün oyun bozanlığı yüzünden gözden kaçan hatam var ise de affınızı dilerim.
Zira fazla ekrana bakamıyorum, biricik arpacığım yüzünden görüntüm bulanıklaşıyor.

Bölüm sonuna; sizlere opia için kapak seçenekleri bırakacağım.
En beğendiğinizin hangisi olduğunu belirtirseniz; mutlu olurum.
Şimdiden tüm oy ve yorumlarınız için teşekkür ederim sevgiler 💫

"Prezervatif içinde kaldı..."

Sanırım hayatımda kurduğum en ilginç cümle bu idi. Yaşadığım en ilginç olayda ancak bu olabilirdi. Normal bir sevişme, hazzın dorukları... Ne sertlik var, ne de zorlama. Aşk var, his var, doyumsuzluk var ama birde içeride kalan bir prezervatif var!

Yıldız'ın yüzü öyle bir şekil aldı ki; konuşmayı unuttuğunu yüzünden okuyabildim. "Ne?" dedi şaşkınca. Şaşkınca bile değil daha doğrusu... Ne diyeceğini bilemediğin anlarda dökülür ya dilinden öylece; işte öyle bir dökülme idi o 'Ne?'. Anlamsız, amaçsız ama aynı zamanda sorgulayıcı. Ben yüzüne olduğum yerden şaşkınca bakarken; hafifçe öksürüp kendisini topladı. "Ne saçmalıyorsun Mazlum?" dediğinde daha bir sakin hale geçmişti. "Ne demek içinde kaldı?"

İki elimi panikle havalandırdım. "Bak sakin ol, tamam mı?" Dur dercesine ellerimi havada sallandırdım. Şu an en son ihtiyacım olan şey; Yıldız'ın paniği idi. "Çıkartacağız oradan. Bulacağız yani bir çözümünü. Sen sakin ol yeter!"

Ben taramalı tüfeğe bağlamış bir halde konuşurken; Yıldız tok bir kahkaha eşliğinde sağ elini yüzüne kapattı. "Bana diyene de bakın!" dediğinde sesinde bariz bir alay mevcuttu. Ardından gözünün üzerindeki elini indirip, o iri cennet yeşili gözlerini gözlerime dikti. Gözlerindeki hazzın etkisi hala kaybolmamışken, birde o gözlerine oyuncu bir tavır ekledi. "Her an, kalk hastaneye gidelim diyecekmişsin gibi bakıyorsun!" diyerek gülümser bir tavırla başını iki yana sallandırdı. "Evde doğum yapsam bu kadar panik olabilirsin ancak!"

Yüzümden sinirli değil ama bozulmuş bir gülümseme geçti. "Sen," diyerek alt dudağımı ağzımın içine yuvarladım. "Sen benimle eğleniyor musun?"

Yıldız yattığı yerden hafifçe omuzlarını oynatıp, dudak büktü. "Başka biriyle mi eğlenmemi tercih ederdin?"

Tek bir cümle. Tek bir soru cümlesi. İnsanın içindeki tüm ateşi harlar mıydı? Harlarmış... Kaşlarım oyunbaz bir tavırla havalandığında, yüzümde işini bilir bir gülümseme oluştu. Yıldız'ı olduğu halde bırakıp usulca ayaklandım. Masanın üzerinde bulunan; sigaramı, çakmağımı ve kül tablasını alıp Yıldız'ın tam karşısına geri döndüm. Evin içerisinde henüz sigara içmemiştim ama karşımdaki manzara tam sigara yakılacak cinstendi ve bunu kaçırmak istemedim. Usulca dudaklarımın arasına yerleştirdiğim sigaramı ateşlediğimde; Yıldız'ın gözlerinde şok olmuş bir manzara vardı. "Ne?" dedim başımı iki yana, gri duman efekti ile birlikte sallarken. "Panik yapıyormuşum ya," diyerek omuz silktim. "Rahatlamanın yollarını arıyorum."

"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Opia | TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now