19. Bölüm

37.5K 2.6K 490
                                    

Media; ZehraAyar0 ♥️
Çokça teşekkür, çokça kalp ♥️

"Yıldız." diye adımın seslenildiğini duyduğumda, yüzümü buruşturup, bulunduğu sert zemine daha çok bastırdım sağ yanağımı.

"Hıı." dedim boğazımdan ama uykunun o kadar tatlı bir anındaydım ki, uyanasım yoktu. Ve hafif aralanan gözlerimden gördüğüm üzere etraf henüz yeni aydınlanıyordu.

"Yıldız, kalkman lazım." deyince Mazlum sesli bir nefes verdim.

"Ama neden?" dedim boğuk bir tonda. "Bugün tatil." Hayatımda son üç ayı hariç, korkusuz ve huzurlu bir uyku uyuyamadığımdan, beş dakika daha huzurlu bir uyku uyumak için resmen yalvarabilirdim. Çıplak sırtımda bir el hissedince, kaşlarım çatıldı. Ardından sanki sol göğsümde, bir zelzele meydana geldi. Nefesim sıklaştı ve midemde kramplar başladı. Gözlerimi usulca araladığımda, Mazlum'un tişörtü görüş alanıma girdi. Kirpiklerim birbirinden ayrılsın diye birkaç kez kırpıştırmak zorunda kaldım.

"Yola çıkacağız." dedi Mazlum kendisini açıklamak ister gibi. Sırtımda parmak uçlarının hareketini hissedince kaskatı kesildim ve peşi sıra gözlerim irileşti. "Ümran'a oyalanırsan asla beklemem dedim. Şimdi biz oyalanırsak, yol boyu çenesini çekeriz." dediğinde ise jetonum paraşütle aşağı doğru salınmaya başladı. Gözlerimi hafifçe aşağı doğru indirdiğimde, ilk çıplak gerdanımı gördüm ve hışımla gözlerimi geri yumdum. Sadece sutyen ile uyumayı nasıl başarabilmiştim? Uyurken iyiydi ama şimdi nasıl kalkacaktım? Mazlum, göğsünden kalkmamı bekliyordu. Ben kalkacaktım ki kendisi de kalkabilsin. Ama bana kalsa, kafamı kuma gömer gibi bulunduğum noktaya kafamı gömmeyi tercih ederdim. "E hadi ama!" dedi çocukça bir ses tonuyla. "Başka zaman naz, niyaz yaparsın. Çıkmamız lazım." diyerek gülümser bir ses tonuyla devam etti.

"Sen çık." diyerek üzerinde bulunan ellerimi geri çektim. "Sen, elini yüzünü yıkayana kadar giyinmiş olurum ben." derken yatak içerisinde ufala ufala geri gitmeyi başardım. Mazlum benim tarafımda uyuduğu için, onun tarafına kaydıkça kokusu daha da bir harmanlandı. Sağ elimi, sol omzumun üstüne atarak, göğsümü böğrümü kapatabilmenin derdine düştüm kendimce. "Hadi, çık artık." dedim dişlerimi birbirine bastırır bir tonda, yalvarır gibi.

Mazlum, dudaklarını birbirine bastırarak bana doğru soldan bir bakış attı. Kendisini tutabildiği kadar tuttu ama ardından alt dudağını dişleyerek gülümsemeye başladı. Sol elini hafifçe havalandırıp, saçlarımı karıştırdı aşırı çocuklar gibi. "Sana da günaydın." dedi bastıramadığı kahkahalarının arasından.

"Ya git." diyerek kendisini ittirdiğim için haliyle sağ elimi de kapattığım göğsümden çekmiş bulundum.

Mazlum yataktan ayaklandı ama arkasını dönüp gitmek yerine yüzü bana dönük bir biçimde ayakta durmayı tercih etti. "Denize gidiyoruz, farkındasın değil mi?" dedi kaşlarını havalandırarak.

Farkındaydım ama aniden yanında sutyen ile uyanınca ne yapacağımı da bilememiştim. Gerçi şimdiden böyleysem, bir plaj orasında bikini diye nitelendiren iki kumaş parçasıyla nasıl gezecektim orası da muammaydı.

"Aaaaa." dedim, sabır dilenir gibi. Ardından sağımda kalan kendi yastığımı alıp, yattığım yerden üstüne doğru fırlattım. "Git diyorum ya! Git işte. Gelmeyeceğim göreceksin bak!" dedim isyanla.

Benim olmayan kuvvetimle fırlattığım yastığı Mazlum havada yakaladı. Ardından bana fırlatmadan önce genişçe gülümsedi. "O yataktan, beş dakika içerisinde çıkmazsan, seni o yatağa gömerim." diyerek yastığı bana geri doğru savurdu. İkimizin kuvvetinin aynı şiddette olmasının imkanı yoktu. Ama yastık benim ona attığım hızdan, çok daha düşük bir hızda bana doğru uçmuştu. Mazlum, gülümser bir ifadeyle odadan çıktığında benim zihnimde tek bir düşünce vardı.

Opia | TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now