on dokuzuncu bölüm

3.4K 266 49
                                    


🗣: Yılbaşı Gecesi, Jungkook

"İncelemen bittiyse içeriye girebilir miyim? Hayır yani normalde bekleyebilirim ama şu an baya soğuk." Yüzümde nasıl bir ifadeyle onu incelediğimi bilmiyordum kesinlikle. Hayır yani, kesinlikle benim için bir ters köşeydi bu. Herkes gelebilirdi, annem gelebilirdi, babam gelebilirdi, New York' daki kuzenlerim bile gelebilirdi, ama Taehyung'un kapımı çalma ihtimali, çok garip gelmişti şu anda bana. Ve aklıma takıldı da aslında NY'da kuzenlerim yok. Neyse. Bir yarım dakika önce idrak ettiğim cümleleri tekrar kafamda canlandığında, fazla göz teması kurmak istemediğim için, hafif geri çekilip elimle geçmesi için içeriyi gösterdim. Kendime geldiğim şu dakikalarda fark ediyordum ki hava cidden soğukmuş.

Kapıyı kapayıp, onun peşi sıra yürüdüğüm salonda o gelmeden oturduğum koltukta oturduğunu gözlemlemiştim ama şimdi düşünüyordum, yanına mı oturmalıyım, yoksa karşısına mı?

Bu sefer kalbimi dinlemeyip, karşısına oturmuştum. Kalbimi dinlesem şu an karşısında ağlar, boynuna sarılırdım. Fakat güçsüz görünmek istemiyordum (!)
daha ne kadar güçsüz görünebilirsin diyen iç sesime karşılık duraksamıştım, haklıydı o cover videosunda kesinlikle ağladığım ya da moralimin eksilerde olduğu çok belliydi. İş işten geçti diyerek kendimi avutmuş, yerime oturmuştum.

"Neden geldin?" dudaklarımın arasından benden bir hayli habersiz çıkan bu iki kelimeye karşılık tepkisini ölçmek için bakışlarımı, güzeller güzeli yüzüne çıkarmıştım. Soğuktan kızarmış burnu o kadar sevimliydi ki, şu an için gülmek istemiyordum. Bu nedenle dudaklarımı ısırıp, kendimi dizginliyordum sanırım(?)

"Seni görmek istedim, gruba hiç yazmadığını ve attığın şu cover videosunu gördüm. Üzerime alındım, alınmalı mıydım yoksa alınmamalıydım bilmiyorum ama bir şekilde alındım işte. Ne kadar içerli söylediğini fark ettim, ayriyeten birçok insandan mesaj aldım. Bu da beni harekete geçiren bir etken tabi." Cümlesi ufak bir yutkunmayla sonlandığında, avucumun içinde ufak ufak ter döken ellerimi ovuşturuyor, ne demem gerektiğini aklımda tartmaya çalışıyordum. Birçok insandan mesaj almasa gelmeyecek miydi? Kendisi beni kırdığının farkına varamamış mıydı?

"Bak, içimdekileri sana en doğru şekilde dile getirmeye çalışacağım tamam mı? Lütfen lafımı kesme ve dinle." Kafamı avucuma dikili ellerimden kaldırıp, ona odaklandığımda kafasıyla onayladığını ama yüzündeki ifadenin ilk baştaki ifadesine göre daha buruk olduğunu fark etmiştim.

"Birbirimizi tanıyalı çok olmadı, sen beni ilk kez reaction videonda görmüştün ya da duymuştun ama ben seni sürekli görüyor yahut duyuyordum. İstesem de istemesem de bir şekilde hayatımdaydın. İlk başlarda videolarını izliyordum sadece, normal bir insan gibi bu durumdan keyif alıyordum. Zamanla duygularım değişti, artık bir gün bile videonu izlemesem, ya da instagramda bir paylaşımını görmesem garip hissediyordum. Bu kesinlikle iyi bir gariplik değil ama. Sonra bu yılın sonlarına doğru hayal edemeyeceğim bir şey oldu. Yakınlaştık. Her şey bir anda gelişti. Ve ben kendime hakim olmak yerine bu rüzgara kapılıp beni nereye götürecekse oraya gitmeyi seçtim. Çünkü ilk kez böylesine güzel biriyle tanışıp, böyle içimi sıcacık eden duyguları hissediyordum."  Boğazım kuruduğu için yavaşça yutkunmuş, gözlerimi rastgele sabitlediğim ama konuşurken asla farkında olmadığım yerden çekip, onun aramızdaki bir buçuk metreden bile ışıldayan gözlerine dikmiştim. En başında bahsettiğim gibi kesmeden beni dinliyordu, pür dikkat.

"Daha önce hiç yaşamadım, bu yaşıma geldim ama abi kardeş, anne baba sevgisinden, dost sevgisinden başka bir şeyi tatmadım. Şimdi sana karşı böyle hissediyor olmam, içimdeki harlanmaya yüz tutmuş o ateşi öylesine harekete geçirdi ki, yandım da kavruldum. Yanlış anlama beni, tedbirsizliğim benim tamamen saf ve sana olan güvencemden ötürü aramıza koymadığım bir engeldi, bilmiyordum senin böyle düşüneceğini. Ben sanmıştım ki, sende benim gibisindir, kısa bir sürede beni tanıdın ama etkilendin benden bunu anlayabildim, o kadar da amatör değilim. Ki amatör olsam dahi anlardım, gözler kalbin aynasıdır, senin gözlerin, bana olan bakışların o kadar güzeldi ki, bakıp nasıl davransam bilemiyordum hiç.
Bu yüzden bazen kaçınıyordum göz temasından."

the youtuber diarysWhere stories live. Discover now