1

21.4K 1.2K 1.4K
                                    

İyi okumalar🥰🍓

⚠️keyfime göre başka shiplere de uyarlayacacağım (bknz:woosan)

Jisung

Hyunjin'in bir anda gülmesiyle kafamı okuduğum yorumlardan kaldırıp "Ne oldu?" dercesine baktım. Yanımdaki Jeongin de aynı şekilde bakıyordu. Hyunjin bakışlarını bize çıkartıp "Bir hayran grup içinde birbirimizi kıskanıp kıskanmadığımızı sormuş." dedi. Aklına gelen şeyi anlayıp gülümseyerek kafamı iki yana salladım. Jeongin bir anda ellerini çırpıp kameraya doğru eğildi.

"Stayy~~ Grup içinde normalde birbirimizi kıskanmıyoruz ama özellikle biri Jisung hyungu paylaşmaktan hoşlanmıyor."

Bilmemezliğe vurup gözlerimi pörtleterek "Kim?" dedim. Hyunjin elindeki telefondan gözlerini çekerek "Anlatmanı istiyorlar." dedi. Yaptığımız şey çok riskliydi. Ama umrumuzda değildi pek. Bu yayını yaparken arkada bir çalışan olsaydı çoktan azarlanmıştık. Ama toplantı salonunda tektik. Jeongin de elindeki telefonu bırakarak anlatmaya başladı.

"Hyung ile bazen aynı yatakta yatıp dizi izliyoruz. Ya da sadece sarılıp yatıyoruz. Yine öyle yatarken Minho hyung odaya girip başımızın üstünde dikildi. Beni resmen yataktan aşağı atıp odasına geri döndü."

"Görüyorsunuz beni asıl seven Minho hyung. Beni paylaşamıyor bile."

Hyunjin ile birlikte gülerken Minho'nun Jeongin'i ittikten sonra bana sarılıp uyuduğunun da bilincindeydik. Hyunjin mızmızlanarak "Ben en ufak bir şeyde ağzıma ıslak peçete yiyorum. Resmen sana kıyamıyor." dedi. Bir elimle küçük bir çocukmuş gibi kafasını okşarken "Ah biz çünkü yakınız." dedim. Jeongin gülerek "Hyung sen ağzına ıslak peçete soktuğuna şükret. Changbin hyung çoraplarını yatağında bırakmış diye top haline getirip hyungun ağzına sokmuştu." dedi.

Ben kıkırdarken Hyunjin dehşetle ağzını açıp "Bu hyung tam bir şeytan. Korkuyorum." dedi. Hyunjin'in telefonunu elinden alıp gelen yorumları okumaya başladım. Bizi shipleyenler çıldırıyordu. Kameraya doğru sırıtıp "Stayyy~~ Bugünlük bu kadardı galiba. Bir dahaki vlive da hatırlatın da eski komik anılarımızdan bahsedelim. Sizi seviyoruz." diyip el sallamıştım. Jeongin ve Hyunjin de el sallayıp kalp yaparken yayını kapatmak için ilerledim.

Yayını kapattığımdan emin olduktan sonra gülerek "Böyle şeylerden zevk alıyorsunuz dimi?" dedim. Hyunjin hızla kafasını sallayıp "Kamera önünde kışkırtınca bir şey diyemiyor. O yüzden bilerek sana yanaşıyorum. Yemi de yutuyor." dedi. Jeongin de katılarak "Sizinle uğraşmak gerçekten sarıyor. Az önce burada kıpkırmızı oldun." dedi. Tüm ciddiyetimle "Bir gün gerçekten sizi öldürecek." dedim.

Hyunjin omuz silkip "Korursun en yakın arkadaşını ve kardeşini." dedi. Alaycı bakışlarla "Aynen aynen. Korurum. Hadi yurda gidelim." dedim. Beni onaylayıp ayağa kalktılar. Eve gidince ne yesek diye tartışırken otoparka gelmiştik. Hyunjin "Durun şoförü arayayım." deyip eliyle ceplerini yokladı. Gözlerimi devirip "Şakanın sırası değil Hyun. Üşüdüm hadi." dedim. Dudaklarını ısırıp "Yukarıda unutmuşum." dedi.

"Neyi unutmuşsun?"

Gelen sesle arkamı dönüp gülümsedim. Bizi daha doğrusu beni beklemiş olmalıydı. Jeongin Hyunjin'in koluna girip çekiştirirken "Telefonunu unutmuş Minho hyung. Ben de içinde kirli çamaşırlarımın olduğu çantamı unuttum. Hemen alıp geliyoruz. Çağırın siz şoförü." dedi. Bir şey dememizi beklemeden koşar adımlarla uzaklaşmışlardı.

Şoförü çağırdıktan sonra üstümdeki hırkaya sıkıca sarılıp Minho'ya baktım. Titreyen bedenimi fark edip kollarını iki yana doğru açtı. Başımı iki yana sallayıp "Biri görür." dedim. Gözlerini devirip beni kolumdan  tutup kendisine doğru çekti. Vücudumu kendi vücuduna iyice yapıştırıp kollarını etrafımda doladı.

dispatch Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin