dilek kutusu,, chanlix

🍭

(felix yaș:10
boy:90cm)
(chan yaș:21
  boy:170cm)

pov: bangchan

yanımda uzanan en fazla bir metrelik bir canlı vadı. ama o kadar tatlıydı ki korkamadım bile.
"hey sen kedi çocuksun, ah tanrım dileğim gerçek oldu!"
"ben kedi çocuk muyum? o zaman sen nesin?"
"ben bir insanım. ow inanamıyorum kulakların ve kuyruğun var."
elimi onun saçlarında gezdirip ensesini kaşıdım.

"hırlıyorsun ah bu aşırı şeker!"
biraz sonra şeker krizi geçirecek gibiydim. tüyleri çok yumuşaktı.
"aç mısın? neler yersin sen? makarna sever misin? sana ondan yapabilirim"
"makarna ne?"
"makarnanın ne olduğunu bilmiyor musun? bir yemek adı, yapması çok basittir." dediğime cevap vermeden yatağımdan inip odamda dolanmaya başladı. onların çok hızlı büyüdüğünü biliyordum sadece. bu kedicik hakkında daha fazla şey öğrenmeliydim. ben öylece düşünürken o da dolaplarımı ve çekmeceleri karıștırıyordu. dolabımdaki kıyafetleri boşalttıktan sonra çekmecelere yöneldi. içindeki çoraplarımdan birini çıkarıp "bu ne?" dedi. "o çorap, ayaklara giyilir."
"Çok kötü kokuyor ama"
"hey o yanlışlıkla çekmeceye girmiş olmalı. ver onu kirlilere atacağım."

**

onun için makarna hazırlıyordum. durmadan soru soruyordu; "bu ne? șu ne? o ne?" biraz sinir bozucu olsa da bunda benim de hatam vardı. sadece sağlıklı ve tatlı olmasını dinlemiştim, bir şeyler bilmesini değil. ve gerçekten de aşırı tatlıydı. "hey senin adın ne küçük bebiș?"
tabağına makarnayı doldururuken aklıma yeni gelen bu soruyu sordum.
dudaklarini büzerek, "bilmiyorum" dedi. "peki senin adın ne sormuştum ama hâlâ söylemedin"   "a unuttum söylemeyi o heyecanla. benim adım bang christopher chan"
"ne kadar uzun bir adın var! herkesin adı bu kadar uzun mu oluyor dünyada?"
"hayır hayır, herkesinki bu kadar uzun değil. ama bana sadece bangchan hyung ya da chan hyung diyebilirsin"
"ben chan hyung diyeceğimm"
"nasıl istersenn. peki sen gerçekten adının ne olduğunu bilmiyor musun?"
"hayır bilmiyorum" yine dudaklarını büzdü. o dudakları ısırmak istiyorum aşırı tatlı!

"hmmm. sana isim düşüneceğim. pamuğa ne dersin?" hey chan kendine gel o sadece kedi değil! "ımmm ben bunu pek beğenmedim. senin için sorun olur mu beğenmemem?"  "hayır sorun olmaz tabi ki bende pek beğenmedim bu ismi. çok sıradan ve bir kedi çocuğa pek uygun değil gibi. biraz daha düşüneceğim"
yemeğimi yerken isim düşünüyordum. ne olabilir? biraz eski anılarımı canlandırdım. küçükken hep bir kedim olsun isterdim ve şuan yarısına sahiptim. o zamanlar bir kedim olursa adını Felix koymak isterdim. ah evet "FELİX" bunu yanlışlıkla sesli söylemiştim ve yanımdaki küçük canlı irkilmiști. "bunu beğendimmmm."
"cidden mi? o zaman adın artık Felix!!"

~
bangchan dileğini biraz eksik dilemiş. sadece sağlıklı ve tatlı olmasını dilemişti önceki bölümde. bu yüzden felix şuan neredeyse hiçbir şey bilmiyor.
~