🍀

188 24 4
                                    

(felix yaş: 11
boy: 97cm
chan yaş:20
boy:170cm)

(felix ile tanıştıktan 3 ay sonra)

felix bugün 11 yaşına giriyordu. kedi çocuklar insanlara göre daha hızlı büyürdü belli bir yaşa kadar. chan, felix ile tanıştığından beridir kedi çocuklarla ilgili bir çok araştırma yapmıştı. felix gelmeden önce de araştırıyordu ama bu kadar detaylı yapmıyordu.

onun geldiği ilk günü doğum günü olarak sayıyordu. ve tarihe bakılırsa bugün bir yaş daha büyümüştü. chan bunu bildiği için bir kaç gün önceden hazırlıklara başlamıştı. küçük bir parti yapmayı düşünüyordu. sadece yakın arkadaşları ve yeni tanıştığı komşusu hyunjin'i çağıracaktı.

(iki gün önce)

sadece 3 tane davetiye hazırladı. birini hyunjine, diğerini seungmine ve son kalanı da yarın yurt dışından dönecek olan yakın arkadaşı jisung'a verecekti.
seungmin ile liseden beridir yakın arkadaşlardı ve hâlâ kardeş gibiydiler. ama bu aralar seungmin üniversitede fazla yoğundu. sınav haftası yaklaştığı için bir kaç ay kendini derse vermişti. chan ile aynı üniversitedeydiler ama chan okula ara vermişti. yılın başında bir çok dans ve şarkı yarışmasına katılmıştı. ve yarışmalar bitince ülkesine dönüp kafede çalışmaya başlamıştı. bir sonraki sene tekrar okuyacaktı kaldığı yılı.
jisung ise yurt dışında okuyordu. onunla da lisede arkadaş olmuşlardı. ama jisung yurt dışında okumaya başlayınca aralarına mesafe girmişti. fakat arkadaşlıkları hâlâ iyiydi. onlar da kardeş gibiydiler. jisung birkaç hafta ailesini ziyarete gelecekti bu yüzden onu da çağıracaktı.

felix uyuduktan sonra resim defterini alıp bir şeyler çizmeye başladı. bir kaç çiçek ve süs çizip davetiyeleri hazırladı. yarın götürüp verecekti. felix ile beraber çıkacaklardı ama ona çaktırmamalıydı.

(şimdi)

davetiyeleri dağıtmış pastayı hazırlatmıştı. felix'i evde tek bırakmayacağı için hyunjin pastayı alıp gelecekti. evde geçen seneden kalma süslemeler vardı. çoğu yılbaşı içindi ama aralarında doğum günü için kullanılabilecekleri vardı. chan süslemeleri ararken telefonu çaldı. seungmin arıyordu.

"alo, günaydın seungmin."
"günaydın chan. nasıl gidiyor felix bir şeyler fark etti mi?"
"hayır fark etmedi ama arada yanıma gelip meraklı meraklı bakıyor. süslemeleri nasıl yerleştireceğim bilmiyorum."
"merak etme ben gelip onu alırım. hem onu biri ile tanıştıracağım"
"uuu kim ile tanıştıracaksın?"
"ona yeni bir arkadaş buldum. bir kedi çocuk. benim. onu üst komşum sahiplenmişti. fazla yaşlıydı, kimsesi yoktu bu yüzden onu dilemiş. ama bu aralar fazla kötüydü. geçenlerde beni çağırdı. kedi çocuğa bakmakta çok zorlandığını ve yakında hastaneye tedaviye gideceğini söyledi. benden de kedi çocuğa bakmamı istedi. bende kabul ettim. zaten sonraki hafta kadın vefat etti. jeongin çok bağlanmamıştı hanımefendiye bu yüzden çok sorun yaşamadık."
"kadın için çok üzüldüm. ama sana vererek çok iyi yapmış cidden. adı jeongin mi?"
"evet adı jeonginmiş. bende değiştirmek istemedim. sevimli bir isim zaten."
"hmhm. ne zaman geleceksin? acele etmemiz gerek."
"jeongin kahvaltı yapıyor birazdan çıkarız."
"tamam. iyi günler."
"iyi günler."

chan tekrardan süsleri çıkarmaya devam etti. süslerin arasında doğum günü ile ilgili güzel bir süsleme de buldu. kendi doğum gününden kalmalıydı. ayak sesleri duydu. felix geliyor olmalıydı. süslemeleri bir kenara saklayıp hemen odadan çıktı.

" günaydın felix."    "günaydın hyung. ne yapıyorsun?"  "hiiiç. hadi sen kahvaltını yapıp hazırlan. birazdan seungmin seni almaya gelecek."  "seungmin hyung mu?! tamam hemen yapıyorum kahvaltımı." dedi ve mutfağa koştu. masadaki gevreğin içine süt doldurup yemeye başladı. chan da sessizce süslemeleri alıp salona götürdü.

aradan uzun bir süre geçmeden kapı çaldı. seungmin gelmişti. chan felix'le vedalaşıp kapıyı kapattı. hızlı olmalıydı, sadece iki saati vardı. merdiveni getirdi. girişe yakın olan iki kolona doğum günü süsünü asacaktı.

aradan bir saat geçmişti bile. işlerin çoğu bitmişti. şimdi pastanın gelmesini bekleyecek ve biraz etrafı toparlayacaktı.
çok geçmeden kapı çaldı. gelen hyunjin'di. "hoş geldin hyunjin." "hoş buldumm. pasta hazırdı. onu getirdim. bir de birkaç tane uçan balon aldım. arabadalar kapıyı açık tut getireceğim."
"bekle bende yardım edeyim."  chan önden gidip kapıyı açtı. balonları alıp içeri geçti. hyunjin de arkasından pastayı getirdi.

"bunu buz dolabına koyacağım."  "tamam. ama ilk pastaya bakalım istediğimiz gibi mi diye."
pastanın zemini çimen gibi yapılmıştı. yeşildi ve bazı yerlerde çiçekler vardı. üstünde mantar şeklinde bir peri evi vardı. felix bu aralar perilerle. çok fazla ilgilendiği için chan böyle yapılmasını istemişti. pastanın üstünde güzel durması için minyatür periler de vardı. ve bir kaç sincap. tam chan'ın istediği gibiydi. pastaya baktıktan sonra dikkatlice dolaba yerleştirdiler. seungmin arayınca pastayı da salondaki sehpaya koyacaklardı.

felix ve seungmin'in gelmesine yaklaşık yarım saat kala kapı çaldı. hyunjin ve chan işlerini bitirmiş oturuyorlardı. chan hızlıca kalkıp kapıya baktı.
"dostum!! hoş geldin" jisung gelmişti. chan sıkıca ona sarıldı. "biraz yorucu bir yolculuktu. ama eve gidip dinlendim. doğum günü çocuğu nerede?"
"o daha gelmedi. birazdan burada olur. sen salona geç. bir şeyler içmek ister misin?"   "su alabilir miyim? biraz susadım da yolda."  chan başını sallayıp mutfağa gitti. jisung da salona geçip hyunjin ile selamlaştı.

chan elinde su ile salona geldi. "hyunjin, bahsetmiştim liseden arkadaşım."  "hmhm. tanıştık az önce."  chan'ın cebindeki telefon titredi. "ah. seungmin arıyor."
"alo. seungmin"
"selam chan. biz yaklaştık, geliyoruz."
"tamam. jisung da geldi. siz gelene kadar biz hazır oluruz." vedalaşıp telefonu kapattılar.
"bu doğum günü şapkalarını takın. felix içeri girince de konfetileri patlatırsınız."
"tamamdır. pastayı yerleştirelim mi?"
"evet evet. jisung kanepedeki masa örtüsünü serebilir misin sehpaya?" "tabi." chan ve hyunjin mutfağa gidip pastayı çıkardılar.

Şimdi her şey tamamen hazırdı. pastayı yerleştirir yerleştirmez kapı çaldı. jisung ve hyunjin konfetilerini alıp geçmeleri gereken yerlere geçtiler. chan da kapıyı açtı. açtıktan sonra biraz geriye geçti. konfetileri patlattilar. felix çok korkmamıştı neyse ki. "hyung. bu ne?"
"iyi ki doğdun felix'im."   "hyung." felix konuşmadan ağlamaya başlamıştı. koşarak chan'a sarıldı.

~
sonunda bolum atabildim. ozur dilerim ilham gelmiyor:(.
bu bolum fazla uzun olacagi icin en iyi kisimlari sonraki bolume biraktim. bu sadece hazirlik bolumu.
iyi okumalar sizi seviyorum<8

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 14, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

dilek kutusu,,   chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin