6.BÖLÜM

18 4 0
                                    

6."KATİL KİM"

"Bir kaybedilişin hikayesi."

Sen ve ben, bu bizim hikayemiz. İçimde bir yangın var, söndürecek olan sensin. Kalbimde bir acı var, hafifletecek olan sensin.

Güne mutlu uyanmak, varlığını bilerek gözlerimi açmak beni mutlu ediyordu. Saat, sabahın sekizi iken hemen yerimden kalktım ve ihtiyaçlarımı gördükten sonra hazırlanmaya başladım. Askılıktan beyaz çizgili bir penye alırken, diğer bir askılığa elimi uzattım ve seçtiğim tuluma baktım. Geceliklerimi çıkardığım zaman hemen giyinmeye başladım. Önce beyaz çizgili penyeyi giydim ve ardından kramit rengi tulumu. Tulum, ince askılıydı. Göğüs hizamda başlıyordu ve çok zarif duruyordu. Sıra makyaja geldiğinde, rimel ve mat ruj sürdüm. Takı olarak, kulağıma ince uzun küpe taktım. Ayakkabı rafından siyah stiletto seçtim ve giydim. En son gri trençkotumu alarak üzerime geçirdim. 

Hazır olduğumu görerek, çantamı alarak odamdan çıktım. Sokak kapısına geldiğimde vestiyerden evin anahtarını aldım dışarı çıktım. Kapıyı kapatırken kapıyı kilitledim, annemler evde yoktu sonuçta. Anahtarı çantama atarken önüme döndüm, bir kaç basamak inmiştim ki önümdeki park halindeki araba beni şaşkına çevirdi.

Yavaş adımlar ile yürürken, anlamsız bir bakış ile Berkeye baktım. Aklıma gelen düşünceye inanamazken yanına kadar gittim. Uyuyordu canımın içi. Kollarını birbirine kenetlemiş, başı omzuna düşmüştü. Gülümsedim. Alnına düşen siyah tutamları geriye çekmek istedim, rahatsız olabilirdi. Daha çok gülümsedim.

Acaba tüm gece burada beklemiş olabilir mi? Eğer böyle bir şey olmuşsa, neden içeriye gelmemişti? Âh belki de davetini geri çevireceğimden korkttu. 

Ben onu izlerken sokağa bir araba giriş yaptı. Araba yanımda durunca hemen tanımıştım. Gelen Hakandı. Yönümü ona çevirdim, Hakan arabadan indi ve anlamsız bakışlar ile yanıma geldi. "Günaydın güzelim." Dedi ve arkamdaki araba camından Berkeye düştü. "Aşkından kapılarında mı yatıyor çocuk?"

Aşkından… Hakan'ın dediği kelime kalbime ağır gelirken o gülümsüyordu. "Çekil bakayım, uyandırayım." Dedi ve ben açıklama yapmaya koyuldum. Bu arada geriye çekiliyordum. "Muhtemelen gece evde tek olduğum için, beni korumak için gelmiş olmalı…" dedim ve camı tıklatacak eli durdu. Kaşlarını çattı. "Evde tek miydin?" dediğinde kısaca dün akşam annem ile konuşmalarımızı anlattım. "Beni veya içimizden birini arayabilirdin Gazel?" 

Hakan'ın korumacı yapısına alışmıştım. Gülümsedim. "Ama korkmadım, ufacık korksaydım aradım biliyorsun?" Hakan gülümsedi ve Berkeyi işaret etti. "Biliyorum, neyse ki Enişte bey buradaymış."

Söylediği kelime ile gözlerim kocaman olurken çığlık atarcasına sesim yükseldi. "Enişte mi? Enişte bey mi!" Hakan kulaklarını tutarken, "Sen de mi ya!" Dedim ve ısınan yanaklarımı saklama girişiminde bulundum.  

"Başka kim söylüyor ya!" 

"Aras!" 

"O yer cücesi her yerden çıkıyor, pinokyoyu geçti. Tek fark yalan söylemiyor ama burnu uzadıkça her yerde bitiyor." Benzetmesi beni gülümsetirken, Hakan yine canımın içine baktı. "İzle şimdi." Dedi ve yüz çehresini sertleştirdi ve yeşil gözlerini kısarak kaşlarını çattı. Bir abi gibi…

Camı iki üç kere tıklattı sertçe. Berke uyanmadı. Tekrar tıklattı ve yine uyanmadı. "Berke efendi!" Hakan sesini yükseltti ve camı yine tıklattı. Berke sıçrayarak uyandı ve dağınık görüntüsü gözlerimin önündeydi. Sersem gibi olanları anlamaya çalıştı ve Hakan ile beni gördü. Göz göze geldik ve uyku mahrumu olan göz bebeklerini uzun uzun izlemek istedim. 

ELMA HIRSIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin