5. Bölüm : Jeongin'in Chan'ı

908 127 54
                                    

Bang Christopher Chan

Evime girdiğimde direkt Felix'i arayıp telefonu hoparlöre aldım. Ben üstümü değiştirirken telefon açılmıştı.

"Bir an beni hiç aramayacaksın sandım. Gidince hemen beni unuttun." Felix'in nazlı sesi kulaklarımı doldurduğunda dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Ne unutması Lix, her tarafımdasın. Unutabilme gibi bir ihtimalim yok." Dedim gözlerimi devirirken. Gerçekten her tarafımdaydı. Odamın her köşesinde, telefonumun ana ekranında, konuşma uygulamalarımın arka yüzünde...

"Chris ben seni çok özledim ya! Lütfen artık geri gel! Neyi yanlış yaptıysam bana söyle ve bir daha yapmayayım, olur mu?" Felix'in masum konuşmalarına çok kanmıştım ama hayır bu sefer kanmayacaktım.

Üstümü son bir kez düzelttikten sonra "Lix bak, bunu daha kaç kere konuşacağız bilmiyorum ama ben burada en az bir yılımı geçireceğim. Sen istesen de istemesen de. Ayrıca... Beni burada tutacak bir şey daha buldum." Dedim ve telefonumu alıp salonuma girdim.

Felix'in sinirle çatılan kaşları gözümün önünde belirirken "Ne? Kim karıştırdı aklını?" Diye sordu sinirle.

"Kimse karıştırmadı Lix. Ben..." Deyip derin bir nefes verdim. "Ben ruh eşimi buldum."

"Ha, yani beni öylece bırakıyor musun? Sence buna izin verir miyim?"

Kaşlarım çatılırken "Pardon? Biz ne için sözleşmiştik, unuttun sanırım." Diye sinirle söylendim.

Felix'in titrek sesini duyduğumda çoktan ona söylediğime pişman olmuştum bile. "Hiçbir şeyi unutmadım. Sadece... Sen yanında olabilecek birilerini bulmuşsun fakat ben... Beni yanlız mı bırakacaksın? Yanımda senden başka kimsem yok benim. Olivia'nın umrunda bile değilim, annem desen hastalığının derdinde, babam bizi umursayıp bir kere bile yanımıza gelmiyor. Sen de babam gibi gidecek misin Chris?"

Dudaklarımı dişlerken cümlelerimi toparlayıp konuşmaya başladım. "Felix ben özür dilerim. Öyle demek istemedim. Seni zaten istesem de bırakamam ama sence de bu saçma ilişkiyi bitirmenin zamanı gelmedi mi? Biz başından hata yaptık Lix. Bizden sadece arkadaş olurdu, ruh eşi veya başka bir şey olamayız biz."

"Benden daha mı iyi?"

"Ne?"

"Ruh eşin diyorum benden daha mı iyi?"

"Lix onunla bir kere bile konuşmadım. Ona his besleyip de senden ayrılmak istemiyorum zaten. Bizim yaptığımız şey yanlıştı. Kendi kaderlerimizle oynarken ruh eşlerimizin huzurunu da bozuyoruz."

"Bak, bu konuyu sonra konuşalım tamam mı? Daha fazla moralimin bozulmasını istemiyorum. Görüşürüz."

Ben bir şey demeden telefon yüzüme kapanırken bacaklarımı kendime çektim ve kafamı yasladım. Yine olmuştu, yine doğruları kabul etmemişti. Kalbimi ince bir sızı kaplarken ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Başka çarem yoktu Jeongin her şeyi bilmeliydi.

👑🦊👑🦊👑

Bütün gece uyuyamamış hatta bunun üstüne daha Güneş bile doğmadan okulun girişinde beklemeye başlamıştım. Yavaş yavaş öğrenciler okula girmeye başladığında ayaklandım. Bir kaç dakika sonra görüş açıma giren kırmızı saçlar ile sertçe yutkundum. Yanında arkadaşı olduğunu tahmin ettiğim biri daha vardı. Hızla yanlarına ulaştığımda arkadaşına bir bakış atıp Jeongin'e döndüm.

  "Konuşmamız lazım." Arkadaşı sırıtarak yanımızdan uzaklaşırken Jeongin kafasını sallayıp beni okuldan içeriye çekiştirdi. Bir banka oturduğumuzda bir müddet sessizlik oluştu.

Le Petit Prince °Jeongchan° ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin