1.0

57 33 11
                                    

Ulya 'dan

Dilayla konuşmamızın üzerinden 2 ders geçmişti. Şu an öğleden önceki son dersteydik. Zil çalmasına da az kamıştı.

Dilayla konuştuktan sonra Çağıl ın yanına uğramıştım. Dilayla konuştuklarımızdan bahsettim. Oda anlayışla karşıladı durumu. Zaten Dila onunlada konuşurdu. Açıkçası Dilayla bu konuyu konuşmak iyi gelmişti. En azından bizi anladığını bilmek güzeldi. Bizde artık elimizden geleni yapacaktık . Çünkü Dila Canere bakarken gözünde kalpler oluşuyordu. Nasıl diye sormayın. Daha kimseye öyle bakmadım bilmiyorum. Velhasıl bizde alışmaya çalışacaktık. Kötü insanlara bemzemiyorlardı sonuçta.

Beni düşüncelerimden ayıran şey zilin sesi oldu. Sınıftan çıkıp Çağılın sınıfına gittim. Matematik çözüyordu pis sayısalcı.

(Bunu yazan sayısalcı yazar çarpıldı kskdkdkdldllfkdlk)

Yanına gittiğimde test kitabından kafasını kaldırdı. Bana bakıp

-Başımı hissetmiyorum galiba. Yorgunluktan buraya bayılacağım.

-Az saçlarını okşayayım mı? Belki iyi gelir.

-Hayır demem valla

Hemen ellerimi saçlarına daldırdım ve okşamaya başladım. Anıda gözlerini kapatıp kafasını sıraya koydu. O sırada Dila geldi. Kaş göz yapıp kantine yolladım. Yemekleri halletsin diye. Oda anlayıp gitmişti. Biz böyle dururken yanımıza Neva ve Poyraz geldi. Çağılın saçından elimi çektim. Yani daha öncede gördüler ama şimdi tekrar görmelerine gerek yok. Çağıl ben durunca kafasını kaldırdı. Neva konuşmaya başladı

-Şimdi ben konuya direk dalıyorum. Caner Dilaya sevgililik teklifi yapacak.

-YUH! Çağılla aynı tepki verdiğimizde kısa bir süre gözgöze gelip onlara tekrar baktık. Normalde bu tarz ifadeler kullanmam ama yani şaşırmamak elde değil.

-Bizde aynı tepkiyi vermiştik duyunca. Bunu diyen Poyrazdı. Neva konuşmaya devam etti.

-Biz her şeyi ayarladık. Sadece sizinde bu anda yanlarında olmanızı istedik. Sizde bize katılırmısınız?

Lan kalabalık sevmiyoruz diyede bunlar bizi iyice yabani sanmışlar. Gerçi normal dışardan öyle gözüküyorum. Yabani olmadığımı anlasınlar diye gülümsedim.

-Tamam katılırız. Bizde onları mutlu görmeyi çok istiyoruz.

-Tamamdur o zaman yemekten sonra arkadaki ormana gelin.

-Tamam

Dediğimizde arkalarını dönüp çıkışa yöneldiler. O sırada Poyrazın Nevaya "Gülümseyebiliyormuş" dediğini duydum. Ne sanıyor bu çocuk beni robot falan mı? Çok uzaklaşmamışken Poyraz diye seslendim.

-Ben istediğimde çok güzel gülebiliyorum deyip yapmacık bir gülümseme takındım.

Kafasını eğip önüne döndü. Böyle rezil ederler adamı. Çağıl bana dönüp

- Caner biraz acele etmiyor mu? Dila onu seviyor mu?

-Bizimkinin bakışları belli. Bakışlarıyla bile kalp atıyor çocuğa. Canerde aynı şekilde hissediyorsa demek

-İyi bakalım umarım sonu güzel olur

-Olur inşallah

O sırada Dila geldi yemeklerimizi getirmişti.

-Eeeee naptınız bakalım?

-Napalım Çağılın başının ağrısı biraz daha azaldı. Seni bekliyorduk yemek için.

KARIŞIK DONDURMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin