1.3 - 1

51 33 0
                                    

Evet öncelikle bir şey söylemek istiyorum. Bir önceki bölümde Caner grup mesajlarında (Caner olmayadabilir bilemedim şimdi) "yarın oruca başlıyoruz" diyor. Onun oruç diye söylediği şey Ramazan aslında. Yani ilk sahurlarını bugün yapacaklar ve ilk orucu da bir sonraki bölüm tutacaklarTeşekkürler teşekkürler. Iyi okumalarr

•••

Ulya'dan

"Ben anlamıyorum bu ikisi nasıl her seferinde şu masaya oturur oturmaz ellerine telefonu alıp asla yakalanmıyorlar? " Safir'in cümlesinden sonra bile telefonları ile oynamaya devam eden Dila ve Poyraz bizi asla dinlemediklerinin mükemmel bir kanıtıydı bence. Hala sessizliğin bile farkına varmayıp telefondan başını kaldırmayan arkadaşlarımıza Yankı ve Caner el atmıştı sağolsun. Yankı alttan Poyraz'ın ayağına vururken Caner ise kafasını omzuna yaslamış olan sevgilisine omuzlarını hareket ettirip rahatsız ederek fark ettirmişti toplu olarak oturduğumuzu. Ama sanırım Caner'in seçtiği bu yöntem iyi bir yöntem değildi. Dila'nın surat ifadesini Çağıl ve ben okuyabildiğimiz için yan yana oturduğumuz sandalyelerimizi biraz birbirine doğru çevirdik ve ben Çağıl'ın Çağıl da benim kulaklarımı ellerimizle kapattık. Diğerleri bize bakarken Dila derin bir nefes aldı ardından da Caner'e bağırmaya başladı.

"Ya Caner ne yapıyorsun? İnsan gibi kolumdan dürtsen, ne bileyim bi konuşmayı deneyip kaldır kafanı Dila desen olür müydün?" "Zaten size seslendik duymadınız Dila. O yüzden böyle yaptım. Yoksa "insan gibi" nasıl biri kaldırılır biliyorum. Dinlemeden etmeden bağırmasaydın." "Tamam özür dilerim haklısın. Siz bize ne diyordunuz?" Dila'nın sesi niye bu kadar inceydi ya? Bağırırken daha da bi inceliyor üstelik daha fazlası olabilirmiş gibi. Aman neyse alıştım zaten artık.

Tehlikenin geçtiğini fark ederken ellerimizi kulaklarımızdan çektik ve birbirimize dönüp asker selamı verdik. Ellerimizi alınlarımızdan çekip tekrar masaya döndük. Biz döner dönmez Neva bize bakarak soru sordu. "Bir şey soracağım. Siz niye böylesiniz? Ya da nasıl böylesiniz? Biz dışardan bakarken ilk başta ikinizi bu halleriniz yüzünden sevgili sanmıştık. Ama sonra Dila ve Çağıl'ın da aynı şekilde olduğunu fark ettiğimizde aranızdaki ilişki çok tuhaf gelmişti." Kafam karıştı şimdi benim. Bizde onlar gibi bir arkadaş grubuyduk işte nesi farklıydı ki bizim ilişkimizin? Düşünürken kaşlarımı çatmıştım ve sanırım Neva bunu fark etmiş olacak ki açıklama gereksinimi duymuştu. "Yanlış anlamayın lütfen. Sadece biraz daha farklısınız diğerlerinden. Hatta bizden bile. Bizde sizin gibi senelerdir arkadaşız ama siz birbirinizi herkesten daha iyi tanıyorsunuz. Göz göze gelip aynı şeyleri anında yapabiliyorsunuz. Bizde yapıyoruz ama bu her defasında olmuyor. Sizde ise bu hiç şaşmıyor." Yoo aslında bizde bazen anlamıyorduk. Dışardan gerçekten böyle mi duruyorduk ya? "Bence bunun senelerce arkadaş olmakla bir ilgilisi yok." Diyerek söze girdim. "O seneler boyunca birbirimizden gizlediklerimiz olsaydı eğer birbirimizi bu kadar iyi tanıyamazdık. Ben Çağıl ve Dila'nın surat ifadelerinden neye nasıl tepki vereceklerini anlıyorum. Onu da geçtim neye sinirleneceklerini neye sevineceklerini bildiğim için surat ifadelerine gerek bile kalmıyor. Aynı şekilde onlar da beni tanıyorlar bundan da çok eminim." "Biliriz tabii" diyerek beni destekledi Dila ve devam etti. "Mesela Çağıl yorgun olduğu zamanlar saçının okşanmasına bayılır. Zaten bunu yaptığımızı birçok kez görmüşzünüzdür. Ulya test çözerken herhangi bir şekilde ses duymak istemez. Bu yüzden onun evde bile çalıştığı zamanları az çok bildiğimiz için ona asla yazmayız. Her seferinde bu tutmuyor tabii ki ama çoğunlukla başarılı olmuşuzdur."

KARIŞIK DONDURMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin