24.BÖLÜM

1.1K 87 42
                                    

İyi Okumalar..

...

Alt dudağımı parçalarcasına dişlerken ağzıma gelen demir tadı umurumda bile değildi. Beynimde dönüp duran tek şey az önce Bambam'ın dediği şeylerdeydi.  

"Hesabı Chaeyoung açmış. Lisa, üzgünüm ama hesabı uzunca bir süre o kullanmış. Aklımı kurcalayan birkaç şey var. Jisoo ile o yazıştıysa senin kim olduğunu biliyordu. Yani seni o havaalanında gördüğünde zaten kim olduğunu biliyordu. Lisa baban onun annesini öldürmüş. Demek iste-"

Gözümden bir damla yaş akarken direksiyonu biraz daha sıktım. Cümlesini devam ettirmesini istemediğim için telefonu yüzüne kapatmıştım. Diyeceği şeyden ölesiye korkmuştum. Kendimde devamını dinleyecek cesareti bulamamıştım. Dediklerinin yanlış çıkmasını istiyordum. 

 Bambam'a inanmak istemiyordum. Dediği şey çok saçmaydı. Ama diğer bir yandan Bambam'ın bir şeyi emin olmadan bana söylemeyeceğini de biliyordum.

Üstün körü park ettiğim arabadan hızla inip arabadan aldığım evin anahtarını kilide soktum ve aceleyle kapıyı açıp hızla içeriye girdim. Adımlarımı üst kata çevirirken ağlamamak iççin çok büyük bir çaba sarf ediyordum. Önce emin olmam lazımdı. 

Daha önce hiç de hoş olmayan şeyler öğrendiğim çalışma odasına girdim ve telefonumu koltuğun üzerine fırlatıp masaya yaklaştım ve masanın üzerindeki kağıtları karıştırmaya başladım. 

Masanın üzerinde beklediğim gibi bir şey bulamamak içimdeki minnacık umut ışığının parlamasına sebep olurken çekmeceleri açmaya başladım. Çıkardığım her kağıdı okuduktan sonra herhangi bir yere bırakırken odanın dağılması umurumda bile değildi. Tek düşündüğüm Bambam'ı haksız çıkartmaktı. 

Elime aldığım kağıt ile kaşlarım çatılırken bir elimi masaya dayadım ve derin bir nefes aldım. Geçen gün odamdan bir anda kaybolan bu kağıdın Chaeyoung tarafından alındığını hiç düşünmezdim. O odaya o saatlerde ondan başka kimsenin girmemiş olması gerçeğini bildiğim halde böyle bir şeyi düşünmek istememiştim. 

Aptalmışım..

Dolan gözlerim görüş açımı bulanıklaştırırken zar zor bir nefes aldım ve çekmecenin en altındaki büyük dosyayı çıkardım. Titreyen ellerimle ilk birkaç sayfayı çevirdim. Gözüme takılan birkaç isim oldukça tanıdık gelirken hepsinin şirketteki yönetim kurulundan olduklarına emindim. 

Bir sonraki sayfaya geçtiğimde bunun normal bir kağıt değil de bir sözleşme olduğunu fark ettiğimde merakla kağıdı sonuna kadar okudum. Daha geçen gün yönetim kuruluna yeni katılan Seokjin'in aslında gerçek hisse sahibi değil de sadece bir piyon olduğunu görmek üstüne üstlük bu piyonu yönetenin de Chaeyoung olduğunu öğrenmek canımı yakmıştı. 

"Sen sadece adaylığını ortaya koy, emin ol senin yanında olacak birileri kesinlikle var."

Kalbimde bir ağrı oluşurken hayal kırıklığıyla yere çöktüm. O gün bu kadar emin konuşmuştu, çünkü zaten her şeyi önceden ayarlamıştı. Ben de yine bir aptal gibi birilerinin kendi isteğiyle benim yanımda olduğunu düşünerek karşısında çocuk gibi sevinmiştim. 

Yanaklarımdan süzülen yaşlar elimdeki dosyaya bir bir damlarken burnumu çektim ve bir sonraki sayfaya geçtim. Ne olursa olsun sonuna kadar gidecektim. Canımın acımasına göz yumarak en başından beri gözümün önünde olan gerçekleri öğrenecektim. 

Birkaç sayfa sonra kendimle ilgili bir şeyler görmem çöktüğüm yerde doğrulmama sebep olurken kimlik bilgime kadar her şeyin bu kağıtta yazıyor olması nefes alışverişlerimi hızlandırmıştı. Hangi okullarda okuduğum, daha önce kimlerle beraber olduğum, neyi sevip sevmediğim, en yakın arkadaşlarım, Amerika'daki adresim her şeyim bu kağıttaydı.

Tempted //ChaelisaOnde histórias criam vida. Descubra agora