BÖLÜM 24; MİNİK BİR KALBİN ÇIRPINIŞLARI BÜYÜTTÜ, ÇİÇEK AÇTIRDI UMUDA...

3K 347 70
                                    

Mutlu haftalar Canlar,

Nasılsınız?

Bölümü okuduğunuz tarih?
Bölümü okuduğunuz saat?

Okurken yorum ve oylarınızı eksik etmeyin, lütfen. Biliyorsunuz, ilacım onlar.

Bugünün Dünya Emekçi Kadınlar Günü olduğunu ve hepimizin bize adanmış bu günü kutlamayı hak ettiğini biliyorum. Her birinizin gününü kutluyorum tüm kalbimle ama kendi adıma; kadınların her şeyden önce 'insan' olarak görüleceği, kalıplara sokulmayacağı, vasıflar yüklenip yalnızca bunlardan ibaretmiş gibi davranılmayacağı, ölmeyeceği, dövülmeyeceği, sövülmeyeceği, şiddetin hiçbir türüne maruz kalmayacağı güne kadar kutlamayacağım.
Bizleri bir güne sığdırıp yüzümüze gülmelerini, çiçekler almalarını ama ertesi gün bile olmadan her şeyin başa dönmesini kabul etmeyeceğim.
Bize günler adamasın, çiçekler almasın, hediyelere boğmasınlar. Yalnızca özgür, sağlıklı, saygı duyulan, eşit bir şekilde yaşamamıza izin versinler.
Hepinizi seviyorum, okuduğunuz için teşekkürler. ❤️

Perşembe görüşünceye kadar kendinize çok dikkat edin. Sağlıkla ve mutlu kalın.
Hepinize kalpten sevgiler, kocaman öpücükler💕💋

Kişisel ig: gulcin.ozbek
Hikâye ig: gulcinozbekhikayeleri
Twitter: gulcin_ozbek
***

Bölüm 24; Minik Bir Kalbin Çırpınışları Büyüttü, Çiçek Açtırdı Umuda...

* La Vie En Rose - Edith Piaf

Düğünden sonraki ilk sabahları, Aden'in bulantıları sebebiyle biraz tatsız başlamış ve öğleden sonraya kadar Dağhan'ın telaşı biraz olsun yatışmamıştı. Kısa bir şekerlemeden uyanan kadının eline kocaman bir bardak meyve suyu tutuşturup kendi de yatağa uzandı.

"Seni dinlemeliydim..." Aklından geçenler için çok geç kaldığı düşüncesi, adamın ses tonundan ve yüz ifadesinden de belliydi.

"Muhtemelen dinlemeliydin," derken Aden gülmemeye çalışıyordu çünkü konunun hamileliğiyle ilgili olduğuna tamamen emindi. "Ama beni dinlemen gereken anların hangisinden bahsediyoruz?"

"Düğünü, düğün hazırlıklarını boş verip dünyanın herhangi bir yerindeki bir konsoloslukta evlenmeli ve ardından da balayına gitmeliydik."

"Evet, böylesi daha kolay olurdu ve yorulmazdık ama hamileyken balayına gidilmeyeceğini kim söyledi de böyle hüzünleniyoruz?" Söylediklerinin üzerine, ani bir baş çevrilmesi ve büyümüş gözlerdeki dehşete düşmüş bakışlar tam da görmeyi beklediği şeydi.

"Böyle bir riski almayacağız tabii! Değil mi?"

Bebek için öyle heyecanlı, öyle hevesliydi ki normal bir gebelikte risk olmayacak ufacık eylemler için bile korkacaktı. Aden'in sevgi dolu gülümsemesi, içini titreten şefkatle titredi ama Dağhan'a bunu gösteremezdi. Yüzünde haylaz bir ifadeyle gözlerini kapattı.

"Diyorum ki şöyle mutfağıyla ünlü, birbirinden güzel tatlarla kendimizden geçeceğimiz bir yer seçelim. Ben de hamile olmanın verdiği yetkiyle kocaman sofralarda, büyük porsiyonları mideye indirebilmenin keyfini çıkarayım. Hiçbir pişmanlık duymadan, yememeliydim diye düşünmeden önüme gelen her şeyi silip süpüreyim."

"Böyle kendinden geçerek yediğini görmek için bütün o sofraları hemen şimdi hazırlatabilir, hatta mutfağa girip günlerce çıkmamam gerekse bile ellerimle hazırlayabilirim."

"Ben gidip yerinde yemek istiyorum. Yerel şeflerin mutfağında hazırlansın istiyorum. Sadece bir tatlı ya da sebze yemeği ya da bir hamur işi için kilometreler aşmam gerekse, hatta en güzel yapanın ellerinden tatmak için çat kapı mutfağına misafir olmam gerekse bile orada yemek istiyorum."

DÜŞ KAPANI (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin