6.Bölüm

500 61 22
                                    

Flashback

Yu xin, 8 yaşındaydı. Cariye sarayının küçük köpeği olarak biliniyordu.

Diğer cariyeler, Yu xin'in küçük olmasından faydalanıyorlar ve ona iş yaptırıp, eziyet ediyorlardı.

Yu xin, zayıf ama güzel bir çocuktu.

Yağmurlu bir günde elinde bir tepsi ile cariye sarayına gidiyordu.

Hava oldukça kötüydü.

Saatin erken olmasına rağmen hava kapalıydı. Gökler sinirlenmiş gibi bütün kinlerini aşağıya yağmur ve  gökgürültüsü olarak gönderiyordu.

Yu xin, elinde ki tepsiyi sıkıca tutuyordu. Bu yağmurlu günde yerler kaygan olacaktı.

Yu xin, eğer düşer ve tepsiyi dökerse kötü bir dayak yiyeceğini biliyordu.

Yavaş ama emin adımlarla ilerliyordu.

Bir anda ilerde ki çalılardan bir ses duydu.

Bir çocuk ağlıyordu.

Yu xin, ilk başta emin olamadı. Bu yüzden doğru duyup duymadığını anlamak için durdu.

Evet, gerçekten de bir çocuk ağlama sesi vardı.

Yu xin, kendisine vazife olmadığı halde gitmek istedi.

Bir cariyenin çocuğu olabilirdi. Suç üstüne kalsın istemiyordu.

Yu xin, yavaşça çalılara doğru ilerledi.

12-13 yaşlarında bir çocuk vardı. Üstü başı çamur olmuştu. Yere oturmuş hüngür hüngür ağlıyordu.

Yu xin, en tatlı sesi ile konuştu.

-Merhaba, neden ağlıyorsun?

Çocuk, duyduğu tatlı sesin sahibine döndü.

Çocuğun, kısacık hayatında gördüğü en güzel çocuktu. Elinde bir tepsi vardı. Bir köle ya da hizmetçi olabilir miydi?

Çocuk, sesin sorusuna da şaşırmıştı ayrıca. Neden burada olduğunu ya da kim olduğunu sormamıştı. Direk neden ağladığını sormuştu.

Çocuk, ağlamasını durdurduktan sonra konuştu.

-Sanane, git buradan pis hizmetçi.!

Yu xin, çocuğa kızmadı. Kıyafetleri kirli olsa bile oldukça kaliteli görünüyordu. Belli ki bir prens'di.

Bu yüzden, elinde ki tepsiyi yere bıraktı ve en nazik ses tonu ile çocuğa sarılıp konuştu.

-Bana söylemek zorunda değilsin. Sadece sarılmaya ihtiyacın var gibi gözüküyor.

Çocuk, yu xin'i itmek istiyordu ama yapamadı.

Çocuğun gerçekten de sarılmaya ihtiyacı vardı ve kendisinden küçük olan çocuk çok nazik ve güzeldi.

Yu xin, hiçbir şey demeden bir süre sarıldı.

Çocuk, sarılmanın ardından rahatladı ve konuştu.

-Ben Hong zhen, bir prensim. Kimse beni anlamıyor.  Kimse beni dinlemiyor.

Yu xin, bu kibirli çocuğa gıcık olmuştu ama kullanılabilir duruyordu. Bu yüzden çok nazik ve sevimli bir ses tonu ile konuştu.

-Ben seni anlarım, ben seni dinlerim. İstediğin her zaman yanında olabilirim.

Hong zhen, bir anda sinirlendi ve yu xin'i itti. Ardından bağırdı.

-Bir hizmetçi beni nasıl anlayabilir? Sen sadece bir hizmetçisin! İstediğim zaman asla yanımda olamazsın.!!

Yu xin, sinirlense de belli etmedi. Saf ve masum bir ifade ile konuştu.

-Ben bir hizmetçi değilim, bir cariyeyim. Beni İstiyorsan, istediğini yapabilirsin prensim.

Hong zhen ve yu xin bu sayede yavaşça ilişkilerini genişlettiler.

Hong zhen, ne zaman sinirlense ya da üzülse hep yu xin'e gitti.

Yu xin ise Hong zhen'i oldukça iyi manipüle etti. Kendisine bir köpek gibi bağladı. Onu imparator olması için ikna etti.

Yu xin, 13 yaşında soğuk saraya gönderildi. Bu süre boyunca da bir plan yapmıştı.

Kendisi çok kötü zamanlar geçirmişti ve Hong zhen ise prens olmanın keyfini çıkartmıştı. Bu yüzden yu xin, zamanı gelince kendisini de başkalarını da aşağı çekecekti. Şimdilik bir süre sessiz kalacaktı.

Cariyelerin planını biliyordu ama bilmiyor gibi yaptı.Onların,  Planlarına göre davrandı.

-Kaçmak!

Doğru, kaçmaya çalıştığı hakkında iftira atıldı.

Yu xin'in kaderi mühürlenmişti.

Yu xin, kaçamazdı çünkü kovalanacağını biliyordu.
.
.. 
.
.
.
Nasıl, bölümü beğendiniz mi?

Yu xin hakkında ne düşünüyorsunuz?

Hong zhen, hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bir sonra ki bölümde neler olacak?

Beni takip etmeye devam edin canlarım sizi seviyorum 😘😘😘

Concubine and Dog prince[BL] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin