1.9

3.6K 389 243
                                    

minho

"changbin aşkım sen yanıma otursana ya,"felix mızmızlandı ve kendisinden sadece birkaç santimetre uzağında olan sevgilisine sarıldı. yapışık olmaları onun için yanına oturması oluyormuş demek ki.

"uhm, hyung..."jeongin sessizce bana fısıldadı. "burada olmamızın amacı ne acaba?"

inan bana, bunu bende çok merak ediyorum jeongin. gözlerimi changlix çiftine devirdim ve sıkılmışçasına yanaklarımı şişirdim.

"ne yapacağız ki şimdi?"pijama partisi demişti felix ama sadece üstümüze saçma saçma kıyafetler giymiştik, bende tavşan kıyafeti olması da cabası. film izlemeyi düşünüyorduk ama herkes birbirine itiraz ettiği için bu da mümkün olmadı.

"yani... bizim ilişkimiz zaten açık."diyerek changbin saçını okşadı felix'in. "anlatacak bir şeyleri olan varsa o da siz olmalısınız."

jeongin buna karşılık kızardı ve gözlerini bizden kaçırdı. felix onun bu haline heyecanlı bir şekilde tepki vererek yerinde doğruldu.

"yoksa yaptınız mı?"öyle bir söylemişti ki imasını anlamamak mümkün değildi. jeongin kulaklarına kadar kızarırken kızgın bir ifadeyle felix'e baktım.

"çok ayıp, öylece sorman doğru mu felix!"diyerek onu azarladım. sevgilisiyle özel hayatını bizimle paylaşmak zorunda değildi—

"kim üstteydi?"changbin'in sorusuyla bir tane ensesine vurdum. çok olmaya başlamışlardı. changbin acıyla inleyip bana döndü.

"hyung ya!"o mızmızlanmaya devam ederken umursamadan öldürücü bakışlarımı atmaya devam ettim.

"değişiyor, y-yani ne zaman istersek fark etmiyor,"jeongin'in cevabıyla gözlerim kocaman açıldı. cidden! şu evde bir aklı başında olan ben mi vardım?

"woah!"changbin acısını unutmuş olacak ki hemen şaşkınlık tepkisi verdi. "açıkçası senin üstte olduğunu düşünmüştüm." felix bu sefer şokla changbin'e döndü. "saçmalama! ben jeongin'in altta olduğuna emindim ilk gördüğümde!"

onlar ikisi bu saçma konuyu tartışırken elleriyle yüzünü kapatmış utançla gülümseyen jeongin'e döndüm. hafifçe omzunu okşayarak ona sorun olmadığını belirtirken, changlix çiftine bu sefer yanımda bulduğum ilk yastığı attım.

"ah, hyung!"diyerek kafasını tuttu felix. tam bir drama oyuncusuydu. "sen niye bu kadar aksisin ya?"

bu sefer istemsizce benim yanaklarım ısınırken kekeledim. "b-ben mi aksiyim? hiçte bile!"

"hyung... siz jisung hyung'la birlikte olmadınız değil mi?"jeongin yanımda bu soruyu sorunca ağzım şokla açılırken cevap vermeye fırsat bile bulamadan felix kolumun altına girdi.

"hyung~"aegyo yapan changbin'i gördüğüm zaman artık kaçmak için çok geç olduğunu biliyordum. "bizden utanmasana! kaç yıllık tanıyoruz seni aaa,"felix alınmışçasına söylenirken jeongin de utanmış şekilde bana döndü.

"yani hyung, ben varım diye çekiniyorsan eğer—"başımı hayır anlamında salladım ve derin bir nefes verdim.

"hayır, innie. seninle alakası yok."ardından meraklı ama bir o kadar da sinsi bakışlar bana döndü.

"jisungie kendini bu zamana kadar tuttuğu için yavaştan alıyor sanırım,"felix'in dediğiyle gözbebeklerim yine büyürken bakışlarımı kaçırdım.

"hadi ama hyung, ikinizinde bu an için bir kıvılcım çıkarmasına bakar~"diyerek kıkırdadı changbin. diğer elimde olan yastığı bu sefer ona atarken kaçtı. isabet ettirememiştim.

"jisung ile bunu hiç konuşmadık ama,"diyerek tekrar bir nefes verdim. "ikimizde birbirimize isteklerimiz konusunda saygı duyacağız, buna eminim." evet, eğer bunun erken olduğunu düşünüyorsa jisung, onu bekleyebilirdim.

"oha hyung yani,"jeongin'in tepkisiyle hepimiz ona bakarken öksürdü. "yani jisung hyung'un seni çok fazla istediğini bilmeyen yoktur herhalde." felix ve changbin onu onaylarken duruma ağlayacaktım resmen. bunları konuşmak zorunda mıydık?

"sungie bana böyle hissettirmiyor, nasıl desem benimle bir bebek gibi ilgilenirken şu an bana cinsel bir ilgi— felix telefonumu ver!"cümlem yarıda kesilirken telefonumu aşıran felix'e uzandım fakat changbin üstüm uçup beni engellediğinde her şey çok geçti.

"ya! changbin seni döverim çocuk! kalk şuradan,"changbin ve jeongin Halime kahkahalarla gülseler bile üstümden kalkmıyorlardı ve felix'in o sinsi civciv gülümsemesinden de iyi bir şeyler yapmadığından emindim.

"sakın jisung'a bir şey yazma!"diyerek kalkmaya çalıştım ama nafile, kesinlikle üçünü de boğacağım!

"tamam bitti!"diyerek telefonu bırakıp tuvalete doğru kaçtı felix. anında onunla beraber kalkıp üstümden geçti ve tuvalete koştu changbin de. hepsinin kahkahaları evi inletirken hızla telefonumu aldım ve mesajlar kısmına girdim.

minho
jisung
yanıma gelebilir misin?

jisung
bebeğim
noldu
tabi ki geliyorum evdesin değil mi

minho

bir daha kıyafetlerini bende unutmamalısın sungie ;)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bir daha kıyafetlerini bende unutmamalısın sungie ;)

[görüldü, 23.50]

"LEE FELIX KAÇMA GEL BURAYA!"

"hadi ama! o fotoğrafı çeken sensin, ben sadece aracı oldum hyung."ardından kapı sesleri duyduğumda hızla camdan dışarı baktım.

changbin iki kat aşağıda bana gülümseyerek el sallarken elimi yumruk yaparak baş parmağımı havaya kaldırdım. felix ve jeongin'de onun yanına ulaşırken yavaşça boynumu baş parmağımla kesiyormuş gibi yaptım, bu onlara bir uyarıydı.

üçüncünde gözleri kocaman olurken changbin sokağa doğru koşmaya başladı. gözlerimi devirip gülmeme engel olamadım.

önemli olan fotoğrafı benim çekip çekmemem değildi, evet bilerek çekmiştim belki ama jisung'a göndermeyi planlamıyordum! tamam, planlıyordum ama bu kadar etken değildi ki!

şimdi, ben ne yapacaktım?

arkadaslar noluyo burada
neyse malum bolumleri iftardan sonra atariz artik

sugar crash •minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin