Auditions And Fighting

608 59 148
                                    

"Hey Lia!" Draco sessizce defterine karalama yapan kıza seslendi. "Lia!"

"Ne var Malfoy?" Kız sessizce arkasındaki çocuğa döndü.

"Bugünkü seçmelere geliyor musun?" Gri gözleri karşısındaki kızın simsiyah gözlerine takılmıştı şimdi. Kendi yansıması mı yakışıklıydı yoksa kızın gözleri mi çok güzeldi karar veremedi.

"Ash, Ginny, Harry ve Ron oynuyor. Tabii ki geleceğim." Genç kız sinsice gülümseyerek önüne döndü.

Çocuğun biraz morali bozulmuştu. Lia ile de arkadaşlardı ama onu saymamıştı. Üstelik bunu bilerek yapmıştı. Kendini geriye doğru attı ve düşen suratıyla etrafına göz gezdirdi. Harry ve Ron not yetiştirmeye çalışırken Neville boşluğa dalmıştı. Ash ve Hermione harıl harıl bişeyler yazarken, Lia arkasına yaslanmış, elindeki mavi-yeşil ipi örmeye başlamıştı. Kendi önündeki kısa simsiyah saçlı kıza bakmaya başladı.

✨✨✨

"Malfoy? İyi misin?" Adrian elini çocuğun sırtına koymuş, suratı düşen Draco'nun neyi olduğunu öğrenmeye çalışıyordu. "Malfoy?"

"Hı?" Draco sessizce Adrian'a döndü ve sahte bir gülümseme takındı. "İyiyim Pucey."

Adrian önüne dönünce o da önüne döndü. 'Sadece çok sevenim yok o kadar.' İçinden söylenip kağıdına bişeyler karalamaya başladı genç çocuk. Neden bu kadar üzüldüğüne anlam vermemişti.

✨✨✨

"Hadi ama Pucey! Bu sadece bir seçme!" Oliver, Ash'i zor tutuyor bir yandan da Adrian' laf anlatmaya çalışıyordu.

"Aptal! Bu sadece seçme! Oyun değil sen niye çarpıyorsun bana?!" Oliver tekrardan Ash'i perdeleyip gitmesine engel oldu.

"Asıl sen ne diye benim sıramı çalıyorsun?" Adrian, Blaise'nin kolundan kurtulmaya çalışıyor ama asla başarılı olamıyordu. Daha da sinirlenip çırpınmaya başladı.

"Ya seni adamdan saymamışlar, unutmuşlar beni çağırdılar sıran geldi diye. Ne yapayım acaba Pucey aptalı gelir diye bekleyeyim mi?" Ginny kolundan kavramış, genç kızın gitmesine izin vermiyordu.

"Ya iki dakika gruptan ayrıldım! Bekleseydin iki dakika! Ölür müydün?"

"Gitmeseydin Pucey! Banane ya! Bana niye çarpıyorsun? Beklemek zorunda mıyım?"

"Sen bu kadar beceriksiz olduğun sürece sadece beni değil, herkesi bekleyeceksin Bell! Hem de en aptal olanından! En aptal Bell!" Ash son kelimeyle daha da sinirlenip Oliver ve Ginny duvarından kurtulmuş hızlı ve sinirli bir şekilde Adrian'a doğru yol almıştı.

"Sen az önce ne dedin?!" Blaise'den kurtulan Adrian'ın yanına ışınlanırcasına hızla geldi genç kız. Önüne düşen saçlarını kafasıyla dağıttı ve göz teması kurmaya başladı.

"En aptal Bell olduğundan bahsetti-" Lafını tamamlayamadan acıyla yere yığıldı Adrian. Bacak arasına gelen tekmeyle inlemeye başlamıştı. Ash keyifle saçlarını tekrar savurdu. Harry refleksle belinden kavrayıp biraz havaya kaldırmış ve diğerlerinin olduğu yere doğru götürmeye başlamıştı genç kızı.

"Bunu kendi sinirim için değil dünya için yaptım Pucey! Ürersen büyük sıkıntı çünkü! Sana benzeyen bikaç aptalı daha kaldırmaz bu dünya! Hoş, sana bakıp senden çocuk yapanın da kafasın tüküreyim ben! Eğer varsa!" Harry'in onu taşıdığıni bile farkedememişti, arkasından hala yerde kıvranan çocuğa bağırmakla meşguldü.

"Ash yeter artık!" Harry elini çekip Ash'in gözlerinin içine doğru bakmaya başladı. "Yeter."

"Daha sin-"

La Douleur Exquise | Harry Potter FanfictionDonde viven las historias. Descúbrelo ahora