Bölüm 9: İtiraflar

1.8K 141 40
                                    

...Cade usulca ona yaklaşırken sanki hipnotize olmuş bir şekilde usulca, titreyerek bekledi. Dudakları dudaklarına değdiğinde ise Vivian'a sanki başka bir dünyanın kapısı aralanmıştı. Gerçek olamayacak kadar güzel ve sadece ikisine ait olan bir dünya.

Hayat hiçbir zaman çok iyi ya da çok kötü değildir. Bazen iyi, bazen kötü, bazen stabil, ya da bazen çok çok kötü... Her zaman kötünün de kötüsünü yaşama ihtimaliniz vardır ve genellikle tüm bu kötü şeyler üst üste gelir. Peki acı hiç bitmez mi? Hiçbir mutluluğun sonsuz olmadığı gibi hiçbir acı da sonsuz olmamalıdır ve insan mutsuzken, umutsuzken, acı içinde ya da en dibi görmüşken bunun sonsuza dek süremeyeceğine inanmak ister. Güzel günlerin de geleceği umuduna tutunur. Vivian da farkında olmadan da olsa bu umuda tutunmuş, bu sayede iyi kötü ayakta kalabilmişti. Şimdi ise hep hayali olan iyi günlere yaklaşmış gibi hissediyordu. Mutluydu... İlginç bir şekilde gerçekten mutluydu. Cade ile birleşen dudakları sayesinde...

Bu kadar basit bir şey bu denli iyi hissettirmeli miydi? Tuhaf ve yanlış değil miydi hisleri? Basit bir öpücük... Neden kalbi hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu?

İlk önce heyecan vardı, Cade'in dudakları kendi dudakları üzerinde usulca hareket ederken kalp atışları had safhaya çıktı. Karşılık vermeyi denedi ancak korku alttan alttan kendini göstermişti. Vivian'ın zihnine parça parça anılar düşmeye başlamıştı. Teslim olmamaya çalıştı. Cade'in dudaklarına odaklanması gerekiyordu, nasıl da yumuşak güzel bir histi değil mi? Onu yavaş ve kırılgan bı şeymiş gibi usulca öpüyordu. Odaklan Vivian!

Vivian her ne kadar bu güzel hisse teslim olmaya çalışırsa çalışsın yapamadı. Zihni ona bir düşman gibi davranarak unutması gereken, hatırlamak istemediği anıları bir bir vurdu yüzüne. Aklındaki görüntülerden kurtulamadı. Ne kadar denerse denesin, geçmişte olup bitmiş olduğunu bilmesine rağmen o kadar gerçekti ki sanki tekrar o anları yaşıyor gibiydi. Canı yanıyor, midesi bulanıyor ve kendinden nefret ediyordu! Destek alabilmek için Cade'in omuzlarını sımsıkı kavramıştı. 'Cade'i hisset!' diye içinden kendine haykırıyordu ama zihnindeki görüntü Cade değildi. Zihnindeki adam onun canını yakıyor, dokunuşu midesini bulandırıyordu.

Vivian dayanamadı, midesi tüm şiddetiyle kasılırken kendini Cade'in kollarından son anda kurtardı. Gözyaşları içinde dışarı fırlayıp çimenlerin üzerine kusmaya başladı.

Vivian paramparçaydı. Hem tekrar tekrar öğürerek kusuyor, hemde içine düştüğü bu durum yüzünden hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

"Vivian!" Cade'in hemen ardında endişeli sesini duydu.

"Gelme" diye bağırdı. Kendisini bu şekilde görmesi isteyeceği son şeydi. Cade'in arkasında ayak seslerini işittiğinde elinde olmadan tekrar öğürdü.  Boğazları açıyordu.

"İyi misin Vivian?"

"Gelme dedim Cade!" Bu kez istemsizce bağırmak zorunda kalmıştı. Lanet olsun.

"Özür dilerim, bu kadar kötü hissedeceğini düşünemedim"

Cade'in sözleri  Vivian'ın tekrar hıçkırıklara boğulmasına neden oldu. Suçlu o değildi ki!

Arkasını dönüp ona bakamazdı. Bu halde kendisini görmesine asla izin veremezdi.

"İçeri gider misin Cade, lütfen."

"İyi olduğundan emin olmak istiyorum Vivian, özür dilerim!"

"Tanrı aşkına özür dileyip durma kendimi toparlamam için bana izin ver ve lütfen git"

Cade içeri girdiğinde sinirden duvara birkaç kez yumruk attı. Ne olmuştu? Nerede yanlış yapmıştı? Oysa Vivian'a gayet kibar davranmıştı, sorun neydi?

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 26, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

PAPUCUMUN LEYDİSİWhere stories live. Discover now