YAZARIN KALEMİNDEN
Doğa uyanır uyanmaz hazırlanıp gitmiş Çağatay'a da acil gitmesi
gerektiğine dair özürlü bir not bırakmıştı. Genç kızın çirkin
el yazısına bakarak gülümsedi ve ayaklandı notu dolabındaki
kadife siyah kutusuna koymuş daha sonra da bahçeye çıkmıştı.
Genç Adam doğa korkmasın diye bahçe kulübesine kilitlediği
köpeklerini çıkarmak için patika da büyük adımlar atarak ilerledi.
Adım seslerini duyan köpekler havlamaya başlamışlardı bile.
Kapıyı açınca hızla üstüne atlayan siya, koyu ve açık kahverengi
köpeklerle Çağatay iki adım gerileyip başlarında elini gezdirdi.
Köpekler sahiplerini yalarken beyaz olan usulca kulübeden çıkmış
ve sahibine bakmıştı. Thor onlara göre fazla duygusal bir köpekti.
Sahibi onu buraya tıktığı için ona darılmıştı. Kendisine üzgün
gözlerle bakan köpeği görünce Çağatay eğilip thora gel anlamında
elini salladı. Köpek ise bakmaya devam edip daha sonra arkasını
dönüp eve doğru yürüdü."Thor ! Gel buraya !"
Sahibinin komutlarını çok da iyi anlıyordu köpek ama gitmek
istemez gibi anlamsız sesler çıkardı. Daha sonra eğer sahibinin
dediğini yapmazsa zarar göreceğini bilen köpek sahibine doğru
yavaş adımlarla ilerledi. Köpek dibine kadar gelince yüzleri
birbirine bakıyordu Çağatay oğullarını tanırdı bir bakışlarından
anlardı, açlar mi, sinirliler mi , üzgünler mi"Yat" komutuyla uzun ön iki ayağı sahibinin dizine gelecek şekilde
yattı. Çağatay ise usulca beyaz tüylerini kaşıyıp sevdi oğlunu.
Köpek ise derin bir nefes alıp kaburgalarını genişlettikten sonra
bıkkınca verdi nefesini. Çağatay ise köpeğin anlamayacağını bile
bile anlatmaya başladı "Oğlum siz iyice büyüdünüz. Korkardı sizi
görseydi. Bana bile zor alışıyor zaten şimdilik o geldiğinde burada
duracaksınız ama daha sonra tanıştıracağım sizi söz" Thor sanki
anlamış gibi başını kaldırıp sahibinin elini yaladı.ŞEBNEM
"Allahım! Çok heyecanlıyım !" Yerimde duramıyordum.
Bugün büyük gündü Sertap denen şımarık ama aynı zamanda
kurtarıcımız bugün geliyordu ve akşam partisi vardı.Kerem "Yeter şebnem dur artık başım döndü" Kerem ben oradan
ora sallanırken elimi tutmuş kanepeye oturtmuştu." Ne yapayım ?
Duramıyorum Allah'ım lütfen işe yarasın lütfen " Tek sorunumuz
Çağatay'ı o partiye getirtmekti ama benim zeki aşkım onun da
çözümünü bulmuştu Doğa partileri çok da seven bir kız değildi
ama bir şekilde ikna edilirdi. Çağatay ise Doğanın gittiği her
yerde bitiyordu zaten. Doğayı takip ettiriyordu o yüzden Sertap'ın
Çağatay'a davetiye göndermesine bile gerek yoktu ama kız tam
bir sürtüktü. Çağatay'ın altına girmek için her şeyi yapardı yani
davetiye göndereceği kesindi. Biz gerekli hazırlıkları yaparken
kapı çaldı " Birini mi bekliyordun ? "Kerem kafasını sağa sola
sallayarak tedbirli bir şekilde kapıya yaklaşıp beni de arkasına
aldı. her an tetikte yaşıyorduk o geri zekalı adam yüzünden.
Kerem gece kabuslarından bağırarak uyanıyor gördüğü işkenceleri
unutamıyordu. Derin bir nefes verip rahatça çekilip kapıyı
açarken Doğa görünmüştü. İki tarafta bir birine şokla bakıyordu
çünkü Doğa bizim sevgili olduğumuzu bilmiyordu ve biz şuan
el eleydik. Biz de Doğayı görmeyi beklemiyorduk tabi. Doğa bir
bize bir de birleşen elimize bakıyordu. Kerem kapıdakinin iri
yarı adamlar olmadığını görünce o kadar rahatlayarak açmıştı ki
elimi bırakmayı unutmuştu ama zaten biz doğa ya söyleyecektik
uygun bir zamanda. Saklayacak bir şeyimiz yoktu ancak bu şekilde
öğrenmesi de hoş olmamıştı ilk konuşan doğa oldu."Pardon ? Bir şeyler kaçırmışım ben galiba ?"
ürkekçe konuştum " Biz de seninle konuşmak istiyorduk"

YOU ARE READING
BEYAZ
Teen Fiction"Lütfen bırak beni yalvarırım" Artık yakarışlarıma cevap bile vermiyordu ben ise sadece pişmandım çok pişmandım. Hani herkesin hayatına bir insan girer ve hasarlar vererek çıkar ya sonra dönüp baktığımızda bu insanı hayatımıza aldığımız için pişman...