♦Karo'nun ♦ Nefesi♦

Bölüm ♦8♦

    Genç kız o kadar güzeldi ki Erdem'i iliklerine kadar etkiliyordu. Onun bu şımarık tavırları bile genç adama şirin geliyordu ki büsbütün "saçmalık" olarak görüyordu tüm bunları.

Erdem aşka inanırdı. Kemal gibi bu konuda sınırlı ve yüzeysel düşünceleri yoktu. En azından o bir hafta falan kızlarla birlikte takılmaktan hoşlanırdı.

Şimdiye kadar yanından geçmemiş olsa da  güçlü duygular besleyebileceği birinin olması onu rahatsız etmezdi. Bu kıza karşı duyduğu hisler tarif edilemez olsa da güçlü kelimesinin yanında tüy siklet kaldığını biliyordu.

Tek sorunu ilk defa hissettiği bu yoğun hislerin karşılık bulup bulamayacağıydı.

Şimdi de karşısında oturmuş derin yırtmaçlı siyah eteği ve beyaz gömleği ile gayet düzgün görünüyordu ama o bacaklarını üst üste kondurmaz mı? Erdem hayatında hiç karşılaşacağını düşünmediği kalp krizi ile burun buruna geldiğini hissediyordu.

Ufak tefek şirince şey ateş gibi alevliydi de ayrıca, o küçük ama dolgun dudaklarını büzüp "Eeee Erdem bey kardeşimden haber var mı?"

Heh! Erdemin de tek derdi buydu zaten. O sümsük ne yazık ki bu güzelliğin abisiydi.

"İyidir Gülay hanım iyidir. Sağlığı sıhhati yerinde" genç adam arkasına kaykılıp devam etti "Ama psikolojisi için aynı şeyi söyleyemem tabi. Ki zaten sevgili babanızın istediği de bizden tam olarak buydu."

Erdem ofisine gelmeyeceğini bildiği için arada onun katına gellip bölüm müdürüne toplantı talep edip onu da çağırıyor böylece bu güzelliğin seyrine doymaya çalışıyordu.

Bunun artık yetmeyeceğini de anlamış gibiydi. Gelip gidiyor ama hiç bir girişimde bulunamıyordu.

Kız abisinin durumunu babasıyla da konuşup tatmin olamasa da kabul etmiş gibiydi son günlerde.

İçini çekip hoşnutsuz "İyi! Kemal beyi uzun zamandır göremiyoruz. O nasıl?" diye sordu merakla.

Neeey! Erdem kafasına gelen düşünce ile içi şüphe ve korkuyla kaplandı ama dışarıya her zaman ki kibirli halini takındı.

"Oldukça iyi. Aslında kız arkadaşının bazı sorunları var onunla ilgileniyor"

Genç kızın samimi şaşkınlığı o kadar açıktı ki düşüncelerinin doğru olabileceği ihtimali genç adamı iyice endişelendirdi.

"Neden bu kadar şaşırdınız Gülay hanım? Yoksa sizde mi Kemal'e umutsuzca hayran, aşık kulubündesiniz de haberimiz yok?"

"Ne alakası var canım? Sadece şaşırdım. Kemal bey sizin kadar yakışıklı olmasa da çok karizmatik ve çekici bir adam. Bir kız onun çekimine çok kolay kapılabilir. Ama beni başka şeyler etkiler. Benim şaşırma nedenim ise herkes onun kimseyle birlikte uzun süre olmadığını bilir" durdu utangaçça fısıldadı "Yani... Bilirsiniz işte tek gece dışında"

Duydukları çok hoşuna giden adam meraklanmıştı da ve tüm söylediklerinde tek bir cümle dikkatini çekmişti.

"Demek beni yakışıklı buluyorsunuz?"

Gülay'ın tüm o cesur ve şımarık hallerine rağmen kızarıp heyecanlanması Erdem'in daha da ondan hoşlanmasını sağlıyordu.

Sonunda belli ki genç kız köşeye sıkıştırılmaktan rahatsız olup öfkelenmişti.

"Evet ne var yani? Belli ki sen de bunu gayet iyi biliyorsun ki flört etmediğin tek dişi kalmamış"

Kollarını göğsünde bağlamış sinirle ayağını yere vuruyordu.

Erdem işte bu! diye neredeyse yumruğunu havaya sallayacaktı.

"O zaman benimle yemeğe çık"

"Ne?" genç kız şok olmuştu.

"Herkesle flört edebilirim ama kolay kolay kimseyle yemeğe çıkmam. Çık benimle!" Öne eğilmiş çok ciddiydi.

Gen kız ayağa kalkıp sinirle "İyi! Bu akşam iş çıkışı beni al" deyip sinirle odayı terk etti.

                                                                                 *****

   

     Abisinin başına gelenler ilk önce onu çok şaşırtmış ve kızdırmış olsa da babasına hak vermeden edemiyordu. Koca adamı sürekli delirtmekten başka bir şey yapmıyordu. En son şirketin yarı hissesini neredeyse gizlice satmak üzereyken muhasebecilerin uyanması üzerine babası oğlunun taşkınlıklarına dayanamamış ve kalp krizi geçirmişti. Tüm bunlar Gülayı çok üzmüş ve yıpratmıştı. Hayatta babasından çok değer verdiği kimsesi yoktu.

Yine de konu aile olunca abisinin onun için asla göze almayacağını bildiği halde genç kız onu kurtarmak adına başarısız bir girişimde bulunmuştu. Bununla beraberde bu adamlardan hiç bir şeyin kaçmadığına kendi şahit olmuştu.

O gün gerçekten çok korktuğunu kendi kendine itiraf etti. Ama babasının bunları planlaması onu çok şaşırtmıştı. Yine de kendince ağır olan bu ceza hakkında yaşlı adamla ne kadar tartışsa da kalbini düşünüp sonunda teslim olumuştu.    

  Gülay bu adamdan etkilendiğini hiç saklamamıştı aslında. Tabi sadece kendine.

Tüm bunların yanı sıra bu varlıklı ve başarılı iki arkadaşın gazete ve dergilerde ne zaman haberleri çıksa özellikle Erdemi incelemeden edemiyordu.

Onun için ona pek direnemiyordu. Onun için her gün iki üç kere bölümüne geldiğinin ve onu gözleriyle yiyip bitirdiğinin farkındaydı. Bunlar onun hoşuna gidiyor, onere ediyordu. Yine de bu adama durumu kolaylaştıracak değildi tabi diye düşündü genç kız.

Akşam için kendince hain planları vardı. Bunların yanı sıra bu adam için o her zaman yanında dolaştırdığı çeşitli kızlardan olmaya da asla niyeti yoktu.

Ya hep ya hiç!

Gülay yerine geçtikten sonra kalbinin heyecanla çarpmasını mutlulukla hissetti. Bu akşam artık bir şeyler değişmek zorundaydı!.