Bölüm ♦14♦

3.5K 216 3
                                    

     "Ben gitmek istemiyorum ama..." Nefes kardeşinin yanı başında isteksizce Kemal ile olanları anlatıyordu.

"Hayır! Gideceksin Karo haklı en doğrusu bizim ayrı olmamız. Seni bulmalarını göze alamam Nefes"

"Bak ya! Sanki ben seni bulmalarını göze alabilirim. Onların ikimizi de bulamayacağı bir yerlere gidebilsek çok güzel olurdu"

"Evet tatlım ama şu halde pek kıpırdaya bileceğimi sanmıyorum" Nefesin ne kadar üzgün olduğunu görünce ekledi "Hem Kemal bana burada ki işim bitince bakımım için yanına onun evine gelebileceğimi söyledi" kendisi bundan çok hoşnut görünmüyordu.

Ama genç kız aldığı bu habere o kadar sevindi ki onun rahatsızlığını fark etmedi bile "Bu harika! Tamam o zaman içim biraz daha rahat olabilir"

"Evet! Hadi artık beni de merak etme. Hasta edeceksin kendini. Git biraz uyu yemek falan ye iyice kemiklerin çıktı" dediğinde kardeşine sataşıyordu.

"Hem sen kokmaya da mı başladın ne?" bunları söylerken Nefes'in suratında oluşan dehşet ifadesi o kadar komikti ki gülmemek için kendini zor tutuyordu Derin.

"Ne? Kokuyor muyum?" sona doğru kızın sesi tiz bir çığlık gibi çıkmıştı.

"Evet kokuyorsun" gözleri hala kocaman kardeşine bakan Nefes'in küçük suratını elleriyle sardı "Bana göre gül kokuyorsun canım kardeşim" sözleriyle kızı göğsüne çekip kafasını öptü.

Nefes de ona sıkıca sarılırken artık o da gülüyordu "Şakacı seni. Gıcık" hafifçe koluna vururken onu incitmemek için dikkat ediyordu.

"Seni çok seviyorum Derin. Lütfen kendine dikkat et. Tamam mı?" artık sesi gayet ciddiydi.

Kardeşinin tonunun bir benzeri ile ona karşılık verdi "Tamam canım. Merak etme. Ve sen de hatırım için kendine iyi bak"

İki kardeş birbirlerine sözler vererek ve zaman zaman da birbirleri ile ikizlere özgü sadece bakışarak anlaşırken kapı tıklatıldı ve Mert içeri girdi.

    Nefes Mert'e yandan bakınca ilk olarak genç adamın ne kadar ciddi olduğunu düşündü. Bu şaşılacak bir şey değildi tabi ne de olsa iş başındaydı. Genç kızın boyunda ve aynı yaşlarda olmasına rağmen genç adamdan aynı patronu gibi güç ve ciddiyet akıyordu. Aslında bu Nefesi güvende hissettirdiği için hoşuna gidiyordu. Ama aklında hep bir soru dolandığı için kendini o kadar da iyi hissedemiyordu.

Yola çıktıklarından beri konuşmamış oldukları için Nefes biraz çekinerek sordu "Kemali hastanede bir daha göremedim. İyidir değil mi?"

Mert yandan kıza bakıp tekrar önüne döndü "Abi iyidir merak etmeyin"

"Şeyy benim asıl merak ettiğim bu adamı nasıl bulacak. Tabi bulunca da iyi olacak mı?" eklemeden duramadı "Kesin mi yani?"

Mert bu kez samimiyetle gülümsedi "Çok endişelisiniz değil mi?"

"Evet. Ayrıca şu sizi bizi bırakırsan sevinirim. Bu beni daha çok geriyor"

"Tamam! Bak abi kendi başının çaresine gayet iyi bakar hiç yorma kendini bunun için. Hem Erdem abi de yanında"

Ama elinde değildi ki genç kızın. Onunla konuşması sanki ona söylemesi gereken milyonlarca şey varmış gibi hissediyordu.

Hem ne zaman bu kadar ona bağlandığını yada yakınlaştığını da bilmiyordu. Ama olmuştu işte merak ve endişeden çıldırıyordu.

Sonra hiç aklından çıkmayan diğer bir konu düştü diline "Peki annemden haberin var mı? İyi mi?"

Bu sefer Mert yine o ciddi tavrıyla "Abi sana o konuda ne dedi?" diye sordu.

"Onun iyi olacağını. Merak etmememi"

"O zaman öyledir" biraz durup düşündükten sonra Mert devam etti "Bak Nefes abi bir söz verirse mutlaka tutar, bundan şüphen olmasın. Onun canı da öyle kolay kolay yanmaz bunları sakın unutma. Sadece kendini her zaman emniyette tut ve kendi iyiliğin için aptalca işlere kalkışma"

Son söylediği kızın canını sıkmıştı "Nasıl yani? Saçma kahramanlıklar mı yapacağımı düşünüyordun?" diye sinirle sordu.

"Yani kızların bazıları söz dinlemek yerine çok sinemavari takılıyorlar sonra olan bize oluyor"

"Kaç kızla bu konuda uğraşman gerekti bilmiyorum ama ben onlardan değilim. Bilmediğim şeylere burnumu sokmam. Kardeşimle olan durumu söylüyorsan o çok başka bir konuydu" Nefesin siniri gerçekten bozulmuştu. Kim bilir hangi kızlarla karşılaştırılıyordu şu anda.

"İyi ben uyarıyım da" derken Mert bıyık altından kıza gülüyordu.

       Eve geldiklerin de etraf çok sessiz olmasına rağmen kızı yine ilk etkileyen sımsıcak oluşu oldu. Kapıda adamlarla konuşan Merti bırakıp eve girmişti. Kendini boşlukta gibi hissetse de kardeşi ile geçirdiği birkaç gün ona harika gelmişti.

Hemen yukarı çıkıp banyo yapmak için hazırlandı daha önceden yıkadığı için yedek kıyafetinin oluşu ile mutlu oldu. Sıcacık suyun teninde ki etkisi harikaydı.

Banyodan sonra aşağıya inip çay demlemeyi ve kardeşine söz verdiği gibi bir şeyler yemeğe çalışmaya karar verdi.

Mutfağa girdiğinde orada geçirdiği ilk akşam gibi hayran kaldı beyazın hakim olduğu mutfakta ankastreler mücevher gibi parlıyordu. Orada olup dolanmak bir şeyler hazırlamak büyük bir zevkti.

Hemen çayı koyup kendine bir tost yaptı. Çayı bardaklara koyarken çokça yaptığına sevindi. Kapıyı açıp dışarı çıkınca ileri de Onuru gördü, Kemal her zaman evde bir ihtiyacı olursa ona iletebileceğini ve Onur'un halledeceğini söylemişti.

Kendisi kapıdan çıkar çıkmaz Onur da zaten yanında bitti "Bir şey mi istediniz?"

Genç kız gülümseyip "İçeri de hepinize çay koydum onu alırsan iyi olur" dediğinde Onur'un kalbini kazanmıştı bile.

"Of çok iyi yapmışsınız ya. Bugün hava iyice soğudu"

Hemen içeri girip mutfağa ilerledi tepsiyi aldığında genç kız "Yanına da bir şeyler yapmak isterdim ama bugünlük beni affedin" dedi.

"Önemli değil. Bu şimdi bize süper gelir" dedi ve evden çıktı.

Nefeste bir elinde sıcak çayı diğerinde tostu masaya oturup tırtıklayıp durdu bir süre. Elinden geldiğince yemeye çalışsa da pek fazla boğazından geçmiyordu.

Aklı tüm sevdiklerine duyduğu endişe ile karma karışıktı ve bunların başında Kemal geliyordu. Kız ona duyduğu yoğun duygudan öyle çok etkilendi ki boğazı kalbinin hızı yüzünden olsa gerek düğüm düğüm oldu. İnkar etmiyor ve kabulleniyordu duygularını ama endişesi bu duygularla binlerce defa katlanıyordu.

Daha fazla yiyip içemeyeceğini anlayınca tabağını ve bardağını yıkayıp salona geçti. Koltuğun köşesinde ki katlanmış battaniyeyi alıp ses olsun diye televizyonu açıp L koltuğun köşesine kuruldu. Çok geçmeden tüm endişelerine rağmen uyumuştu.


♦Karo'nun ♦ Nefesi♦Where stories live. Discover now