*Tepki*

481 16 13
                                    

「️İlk öpücüğünüzü sen verirsin.」️

NAMJOON:
   Yaklaşık 2 saattir Namjoon'a ulaşmaya çalışıyordun ama telefonuna bakmıyordu. Sonunda bunun böyle olmayacağını anlayıp şirkete gittin. Tahmin ettiğin gibi sevgilin, kafasını önündeki kağıtlara gömmüş çalışıyordu. Öyle ki geldiğini bile fark etmemişti. Yavaşça yanına yanaştın ve arkasından sarıldın. Birkaç saniye sonra ayağa kalktı ve arkasına döndü. Böylece sana daha güzel bir kucaklama verdi. Hala sarılırken kafanı kaldırıp yüzüne baktın ve o an gelen bir dürtüyle sevgilinin dudaklarına bir öpücük kondurdun. Geri çekildiğinde Namjoon sana şaşkın bir şekilde bakıyordu. Ama gamzelerinin ortaya çıkması uzun sürmedi ve seni kendine çekip öpücüğüne karşılık verdi.

JİN:
   Havanın güzel olmasından faydalanıp yürüyüşe çıkmıştınız. Koca bir gün sadece birbirinizle ilgilenip başka hiçbir şeyle uğraşmamıştınız. Deniz kenarındaki banklardan birine oturup bir yandan manzarayı seyrederken bir yandan da sohbet ediyordunuz. Jin, sana üyelerle şirkette yaşadıkları komik anlardan bahsediyordu. Arada bir sana dönüp gülümsüyor daha sonra tekrar anlatmaya devam ediyordu. İşte ne olduysa o anlardan birinde oldu. Büyülenmiş bir şekilde onu izlerken tam sana döndüğü anda yaklaşıp onu öptün. Kızaran yanaklarınla geri çekilmeye yeltendiğinde seni belinden tutup kendine çekti ve sana dolgun dudaklarıyla unutamayacağın bir öpücük verdi.

YOONGİ:
   Yoongi ile bütün hafta sonunu yatakta geçirmeye karar vermiştiniz. Sabahın erken saatlerinde ondan önce uyanmıştın. Onun bu saatte uyanmayacağını bilmenin rahatlığıyla yanaşıp saçlarını okşadın, kirpiklerine dokundun ve bir süre sadece yüzüne baktın. Ve bir an gözüne o kadar tatlı ve masum geldi ki kendini tutamadın. Deli gibi atan kalbinle yanaştın ve onu öptün. Birkaç saniye öyle kaldıktan sonra birkaç santim geri çekildin. O sırada gözlerini açtı ve içini delip geçen bakışlarıyla sana baktı. O an o kadar heyecanlandın ki geri çekilemedin. Birkaç saniyelik bakışmadan sonra seni ensenden tutup kendine çekti ve dudaklarınızı tekrar birleştirdi. Artık deli gibi atan tek kalp seninki değildi.

HOSEOK:
   Bugün Hoseok'un izin günüydü. Bu yüzden beraber lunaparka gitmeye karar vermiştiniz. Neredeyse bütün oyuncaklara binmiş, deli gibi eğlenmiştiniz. En son ne zaman bu kadar güldüğünüzü ikiniz de hatırlamıyordunuz. El ele kalabalığın arasında yürürken dikkatini köşedeki pamuk şekerci çekti. Hoseok elinde 2 koca pamuk şekerle döndüğünde birini hiç zaman kaybetmeden kaptın. Arabanıza doğru yürürken bir yandan pamuk şekerini yiyor bir yandan da Hoseok'u izliyordun. O an senin fark edip onun fark etmediği şey dudaklarının kenarında duran küçük pembe pamuk şekerdi. Refleks olarak elini uzatacağın sırada aklına gelen fikirle elini geri çektin. Adını seslendiğinde ve sana döndüğünde parmak uçlarında yükselip dudaklarını onunkilere bastırdın. Geri çekilip yürümeye başladığında arkanda yanakları kızarmış ve heyecandan hıçkıran bir Hoseok bıraktığını bilmiyordun.

JİMİN:
   Güzel bir akşam yemeğinin ardından film izlemeye karar vermiştiniz. Sırf sen film izlemek istediğin için Jimin koca sinema salonunu kapatmıştı. Romantik komedi türünde bir film seçtikten sonra izlemeye başladınız. Film bittiğinde el ele tutuşup arabaya yürüdünüz. Jimin arabayı evinin önünde durdurduğunda birbirinize sarılıp vedalaştınız. Arabadan ineceğin sırada anlık gelen cesaretle Jimin'i yakasından tutup kendine çektin ve öptün. Olanları algılaması birkaç saniye sürmüştü. Ama kendine geldiğinde bir elini beline, diğer elini yanağına yerleştirip öpücüğü kısa süreli ama ateşli bir öpüşmeye çevirdi.

TAEHYUNG:
   Tae sana hazırlanman gerektiğini, çünkü seni bir yere götüreceğini yazan bir mesaj gönderdiğinde ilk sorduğun şey ne tarz bir şey giymen gerektiğiydi. Sana şık bir şeyler giymeni söylediğinde hızla odana çıktın ve üzerine kırmızı bir elbise giyip üstüne siyah bir ceket geçirdin. 10 dakika sonra Tae evinin önüne geldiğinde siyah topuklularını giyip çantanı aldıktan sonra evden çıktın. Yaklaşık 15 dakika sonra geldiğiniz yere baktığında bir resim sergisi olduğunu anında anladın. Sergide keyifli vakitler geçirdikten sonra manzaralı bir terasta yemek yediniz. O sırada elinde kemanlarla birkaç kişi yanınıza geldi ve Tae seni dansa kaldırdı. Dansın ortasında Tae'nin sana olan bakışlarına daha fazla dayanamayıp dudaklarına küçük bir öpücük bıraktın. Fazla anlamlı bir bakıştan sonra seni öpmeye başladığında arka planda hala kemanlar çalıyordu.

JUNGKOOK:
   Jungkook ile oyun üzerine bir iddiaya girmiştiniz. Kazanan kaybedene istediği bir şeyi yaptıracaktı. İlk başta şans senden yana gidiyordu. Neredeyse bütün elleri sen kazanıyordun. Ama daha sonra işler değişti. Nasıl olduysa arka arkaya kaybettin ve oyun bittiğinde aradaki puan farkı oldukça fazlaydı. Jungkook zafer gülümsemesiyle sana döndüğünde ne istediğini sordun. Beni öp diyerek yanağını çevirdiğinde bu kadar kolay bir şey istediği için şaşkındın. Dudakların yanağına değeceği sırada vazgeçip ellerini Jungkook'un yanaklarına koydun ve sana dönmesini sağladın. Ardından gözlerini kapatıp ona kısa ama samimi bir öpücük verdin. Geri çekildiğinde sevgilin kızaran yanaklarıyla şaşkınca sana bakıyordu. Ve sanırım asıl zafer senindi.

~~~~~~~~~~
Benim bunları yazarken bu kadar heyecanlanmam normal mi? Çünkü kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissediyorum... Umarım siz de benim kadar etkilenir ve beğenirsiniz. Vote atıp yorum yapmayı unutmayınnn :D

BTS İle Hayal EtWhere stories live. Discover now