5

209 11 9
                                    


Selam! Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi lütfen yorum yapmayı unutmayın. Hadi başlayalım!

***********

Adrien, benim Luka'yı öptüğümü gördü, bize el salladı ve gitti. Harika. Boşuna öpmüştüm Luka'yı. Dudağımı onun dudağından ayırdım ve koşa koşa oradan uzaklaştım. Luka'nın peşimden geldiğinden adım gibi emindim. Ben ne tür bir aptaldım? Adrien'ı hala unutamadığım kesindi. Onu görür görmez onu kıskandırma çabası da neydi? Zaten beni sevmiyordu ki! Üstüne üstlük Luka'yı boşuna ümitlendirmiştim. Kendimden nefret ediyordum!

"Marinette!" diye bağırdı Luka, duymamazlıktan geldim. Sanırım birkaç gün utançdan evden dışarı çıkamayacaktım. 

Luka bana yetişti ve beni durdurdu. "Kendimden nefret ediyorum! Çok özür dilerim Luka, isteyerek yapmadım!" dedim. Ağlamaya başladım. Salak Marinette! Neden ağlıyorsun?! "Marinette, sakin ol. Kendinden nefret etmeni gerektirecek bir durum yok. Bu arada, Adrien'dan vazgeçtim diyorsun ama, ona hala aşık olduğun çok belli. Sen ona gerçekten aşıksın ve ben senin mutluluğun için her şeyi yaparım. Sana yardım edeceğim, Adrien'la ilgili, ne istersen." dedi gözlerimin içine bakarak. Bu kadar iyi bir insan olabilir miydi hayatta? Olabilirdi ve işte karşımda duruyordu. "Luka, sen en iyisisin. Seni çok seviyorum, ve tekrardan çok özür dilerim!" deyip ona sarıldım. "Önemli değil Marinette."

*******

Ertesi gün büyük bir heyecanla yatağımdan kalktım. Adrien'ın doğum günü partisi bugündü. Kesin partiye sevgilisi de gelecek. Bunu düşünüp somurtmaya başladım.

Adrien'dan...

"Bugün bir şey unutmuyor musun?" dedim Claire'a gülümseyerek. "Bilmem." dedi telefonuyla ilgilenirken. "Bugün sevgilinin doğum günü olabilir mi acaba?" dediğimde bana baktı ve "Ha evet. Mutlu yıllar. Neyse benim bugün bir arkadaşımla buluşmam lazım. Hoşça kal." dedi ve tam beni öpmek için bana yaklaşıyordu ki kendimi geri çektim. Hiçbir duygu belirtmedi mutlu yıllar derken! Hiç önemsemedi beni! Benim tanıdığım uğur böceği bunu yapmaz! Hayır, artık bu sondu. Sinirim en yüksek seviyedeydi. "Niye öpmeme izin vermiyorsun Adrien?" dedi bağırarak. Harika. Şimdi de sanki ben suçluymuşum gibi bana bağırıyordu. "Claire, uzun bir süre sabrettim ama artık yeter! Egoist kızlara dönüşmeye başladın! Her geçen gün daha da kötüleşiyorsun! Benim tanıdığım Claire sen değilsin, sen olamazsın! Benim doğum günü ya bugün! Şimdi de hiçbir şey demeden arkadaşınla mı buluşacaksın?!" dedim artık içimdekileri tutamayarak. 

"Adrien, şey ben çok özür dilerim! Böyle davranmak istememiştim... Sadece sevgiliyiz diye rahat davranıyordum. Ben arkadaşlarıma da böyle davranırım!" dedi kendini savunmaya çalışarak. Ama ben artık ne istersem söyleyecektim. Sınırını aşmıştı çünkü ve beni kimse durduramazdı. "A öyle mi? Demek ki o yüzden az arkadaşın var! Senin gibi gıcık birini çekemiyorlar diye! Bak  mesela benim sınıfımda Marinette diye bir arkadaşım var, onu niye bütün sınıf seviyor? Çünkü senin gibi değil! Chloe'yi biliyorsun değil mi? O bile senden daha iyi. Hatta çok iyi. Ben artık bıktım Claire, bıktım. Hecelememi ister misin? B-I-K-T-I-M ! Ben, beni seversin sanmıştım. Ama artık yeter. Artık sevgili falan değiliz!" Nefes nefese kalmıştım. Hiç düşünmeden bir çırpıda söyleyivermiştim. Pişman mıyım? Hayır, bir daha olsa yine aynısını yapardım. Vay canına, bunu babama da yapmalıyım. Çok iyi geldi biriktirdiğim şeyleri bir anda söylemek. Ya da babama yapmasam daha iyi.

Claire ağlamaya başladı. "Adrien! Lütfen, lütfen böyle yapma! Seni seviyorum! Ayrılmak istemiyorum!" 

"Biliyor musun, artık sırf ünlü olduğum için ve senin arkadaşlarına hava atman için sevgili olmamızı istediğini düşünmeye başladım. Claire, ben seni sevmiştim. Neden böyle şeyler yaptın da sevgimi azalttın?!" 

MASKENİN ARDINDA... (ADRIENETTE)Where stories live. Discover now