ON BİR

2.6K 199 171
                                    

Mark odasındaki balkonda durmuş, önündeki denizi izlerken Derek arkasından gelip sarıldı. Mark sesini çıkarmadan biraz geriye yaslandı. Derek boynuna kokulu birkaç öpücük kondurup onunla birlikte denizi izlemeye başladı. Mark oldukça düşünceli duruyordu. Sürekli canını sıkan bir şeyler varmış gibi gözleri dalıp gidiyordu. Derek neyin canını sıktığını biliyordu ama bir şey yapamıyordu. En azından şu anlık yapmıyordu.

"Yüzelim mi?" Derek yüzünü boynuna gömüp konuştu. Dudakları boynuna değiyordu ve nefesi esen rüzgara rağmen boynunu yakıyordu. Mark kızışmaları yaklaştıkça azmaya başladığını fark ediyordu ama reddetmeye çalışıyordu. Şu ana kadar bütün sorumluluklarını yerine getirmişti ama bu en zoruydu. Kurdu Derek'in kurdunu tanısa ve onu sevse bile kendisi Derek'i çok fazla tanımıyordu ve sevmiyordu. En azından kurdu kadar çok sevdiği söylenemezdi. Derek'in ise sevdiğinden mi, yoksa kurduna kapıldığından mı bu kadar yakın davrandığını bilmiyordu. Derek'in bu belirsiz davranışları da kafasını karıştırıyordu. Derek hiçbir şey demeden sadece temas kuruyordu, kafasını karıştıran bir diğer şey de buydu. Sadece vücudunu istediğini mi, yoksa sevdiği için mi yakın davrandığını anlamıyordu. Kendisi şu ana kadar onu sevmeyen kızlarla birlikte olmamıştı. Seven kızların da duygularına karşılık vermeye çalışmıştı. İlk defa bir erkekle ilişkisi oluyordu ve ilk defa ilişkide bu konumdaydı. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Anneleri eşine teslim olması gerektiğini söylemişlerdi ama nasıl teslim olunur bilmiyordu.

"Olabilir." Derek'in bir soru sorduğunu hatırlayınca ona dönüp konuştu. Derek bir an neyi onayladığını anlamaya çalıştı ama soru sorduğunu hatırlayınca gülümsedi.

"Öyleyse mayonu giy." Derek geri çekilip üstünü göstererek konuştu. Kendisi deniz şortunu giyiyordu. Mark onun bu hareketine gülmeden edemedi. Odasına girerken tişörtünü çıkarttı ve yatağının üstüne attı. Dolabından deniz şortunu alıp altındaki normal şortla değiştirdi ve şortunu tişörtünün yanına attı.

Birlikte alt kata inip evden çıktılar. Evin önündeki yolu geçip plaja ayak basınca Mark hafif bir tempoyla koşmaya başladı. Derek eğilip bacaklarının arasından kafasını geçirdi. Mark şaşırıp kafasına sarıldı. Derek onu omuzlarına oturtarak doğruldu. Mark gülerek kafasına hafifçe vurdu. Derek gülüp daha hızlı koştu. Mark gülerek kollarını iki yana açtı ve rüzgarı hissetti.

Derek denize gelince durmadı ve koşmaya devam etti. Mark kahkaha atıp ne yapacağını beklemeye başladı.

Derek biraz derin bir yerde durup Mark'ı bıraktı. Mark tutunmadığı için omuzlarından kayıp suya düştü. Ardından hızlıca gülerek yüzeye çıktı. Kafasını sallayarak saçlarının suyunu savurdu. Derek de böylece ıslanmış oldu. Mark elini saçlarından geçirip güldü. Ardından birden Derek'in üzerine atladı ve onunla birlikte denize daldı. Derek ile suyun altında biraz boğuştular.

En sonunda yüzeye tekrar çıktıklarında gülerek öksürdüler. Mark nefeslenirken Derek bir anda su sıçrattı. Mark sudan kaçmak için gözlerini kapatıp tuhaf bir pozisyonla büzüldü. Derek onun bu haline kahkaha atıp su sıçratmayı bıraktı. Mark tekrardan kafasını sallayarak saçlarının suyunu savurdu. Gülerek Derek karşı bir hamle yapamadan kaçmaya başladı. Suyun içinde koşmaya çalıştıkları için oldukça komik duruyorlardı. Kıyıdaki güneşlenen birkaç kişi onları izleyerek gülüyordu.

En sonunda Derek suya daldı. Birden Mark bacaklarını tutan bir şey hissetti ve havaya yükseldi. Bir anlığına bağırıp Derek'in kafasını tuttu. Sonra Derek olduğunu anlayınca sakinleşip güldü. Derek kafasını geriye yatırıp ona baktı. O da eğilip dudaklarına dudaklarını bastırdı. Derek dudakları ters dursa da bir öpüşme başlattı.

Dēlita ina Vīta (ዴልታ እና ቪታ)     {Omegaverse} / {BXB}Où les histoires vivent. Découvrez maintenant