ON YEDİ

1.8K 134 93
                                    

"Mark! Pantolonum nerede?" Derek kafasını dolaptan kaldırıp seslendi. Mark kapıya gelip omzunu kapının kenarına yaslayarak ona baktı.

"Hangi pantolon?" rahat bir şekilde bakıp uyuşuk bir şekilde sordu.

"Şu, hani, buraya getirdiklerimin arasında mavi bir tane vardı ya." Derek bir şeyler işaret ederek anlatmaya çalıştı. Mark yanına gelip dolaba eğildi ve aşağıdaki pantolonların arasından bir tanesini çıkarıp Derek'in eline bıraktı.

"Biraz daha iyi bak." Derek'in saçlarını karıştırıp odadan çıktı. Derek de kafasını sallayıp pantolonunu giyinmeye başladı.

"Dikkatli olun, olur mu? Gözün çocukların üzerinde olsun." Samsara Nora'nın yakasını düzeltirken tembihler bir şekilde konuştu. Nora kaçıncı kez duyduğunu bilmediği sözleri bir kez daha kafasını sallayarak onayladı.

"Anne, su getirir misin?" Mark odaya girip Samsara'ya hitaben konuştu. Samsara kaşlarını çatarak baksa da sorgulamadan odadan çıktı.

"Oraya gittiğimizde lütfen yanımızdan ayrılma, olur mu?" Samsara odadan çıkınca Mark hızlıca konuştu. Nora kaşlarını çatarak baktı.

"Kendimi koruyacak kadar güçlüyüm, Mark." oğlunun da Samsara gibi başlayacağını düşünüp bıkkınlıkla konuştu.

"Başkalarına karşı kendini koruyabilirisin ama bir Delta veya Vita'ya karşı hiçbir şey yapamazsın. Anne, içimde kötü bir his var. Lütfen yanımızdan ayrılma." Mark hızlıca endişeli bir şekilde konuştu. Nora kaşlarını çatsa da kafasını sallayarak onayladı. Bu sırada Samsara elinde bir bardak suyla içeri girdi. Mark hızlıca gülümseyip suyu aldı. Samsara'nın yanağına bir öpücük kondurup suyu içti.

"Ben götürürüm." diyerek bardakla birlikte odadan çıktı. Samsara merakla arkasından baksa da bir bildiğinin olduğuna inanıp sesini çıkarmadı. Mark ne yaparsa yapsın mutlaka iyi bir sebebi olurdu. Oğluna güveniyordu. Bu yüzden hareketlerini pek sorgulama ihtiyacı hissetmiyordu.

Kısa bir süre sonra hazırlıkları bitmişti. Kapıda Emily ve Samsara ile vedalaştılar. Onları iyice tembihleyip gittiler. Nora evin etrafına bir sürü koruma dizmişti ama endişelenmeden edemiyorlardı. Her an her şey olabilirdi.

*

Büyük sürü binasının önüne gelince arabalardan indiler. Mark ve Derek el ele tutuşup ilkokuldan sonra ilk defa geldikleri büyük binaya baktılar. İlkokulda okullar gezi düzenleyerek çocukları buraya getirirler ve etrafı gösterirlerdi. En son gördüklerinden bu yana değişen pek bir şey olmamıştı.

Nora'nın işaret vermesiyle içeri girdiler. Etrafta pek kimse yoktu. Olanlar da onları görünce sesini çıkarmadan kendi işine devam ediyordu.

Delta ve Vita'ların tutulduğu en üst kata kadar karşılarına herhangi bir engel çıkmadı. Oldukça şüphe uyandırıcı bir durumdu.

"Önce biz girelim." Mark ve Derek şüpheli durumdan dolayı öne çıkıp konuştular. Nora kafasını sallayarak onayladı.

Mark ve Derek birbirlerine bakıp kısaca düşüncelerini aktardıktan sonra Mark dikkatlice kapıyı açtı. Birden fırlayan bıçaktan refleksle yana kaçarak kurtuldular ve bıçak duvara saplanarak durdu. Neyse ki arkalarında kimse yoktu.

Mark dikkatli bir şekilde tekrar içeri baktı. Vita'lar şaşkın bir şekilde öylece duruyorlardı. Delta'lar ortalıkta görünmüyorlardı.

"Merhaba." Mark gülümseyerek konuşup içeri girdi ama dizinin arkasına vurulmasıyla düştü. Derek hızlıca arkasından ona uzanan iki eli sıkıca tutarak durdurdu.

Dēlita ina Vīta (ዴልታ እና ቪታ)     {Omegaverse} / {BXB}Where stories live. Discover now