1. Bölüm

6.9K 329 377
                                    

Çarpık ilişkiler, terapilerden sapmalar görülebilir; bunları göze alarak başlamanızı öneririm~

İyi okumalar~
...

Günün ilk ışıkları yatak odasını doldururken, Minho bu ışıltıların hala uyumakta olan sevgilisinin yüzüne nasıl da hayran olunası biçimde uyum sağladığını düşünüyordu. Titreyen uzun kirpikleri, Minho'nun bakışlarını sık sık davet eden dolgun dudakları, hemen altındaki küçük çenesi ve şekilli yüz hatları güneş ışınlarıyla süslenip mümkünmüş gibi onu daha da hoş bir hale getiriyordu.

Pürüzsüz beyaz teniyle usta bir elden çıkmış heykellere benzeyen vücudu ona her baktığında Minho'nun gözlerini kamaştırırdı. Neredeyse 2 yıldır birliktelerdi ve Hyunjin'in tüm eşyalarını alıp bu eve taşınması konusundaki Minho'nun ısrarları sonucunda evli bir çift gibi yaşamaya başlamışlardı. Minho evinin her yerinde Hyunjin'e ait bir şeyler görmeyi severdi, yaşadığı yer fazlasıyla geniş olduğu için hiçbir sıkıntı çekmemişlerdi.

Eşikte durup izlemek yetersiz geldiğinde adımlarını yatağa ilerletip boş kısma uzanarak Hyunjin'in üzerine eğildi. Kollarının arasında olmasına bayılıyor gibi ellerini beline sararken dudakları Hyunjin'in boynunu bir tüy gibi okşadı.

Sevgilisinin açık kumral saçları arasındaki altın parıltılar onu büyülü bir şeymiş gibi gösteriyor, yüzünü aralarına gömüp akşama kadar orada kalmak istemesine sebep oluyordu.

Onun sıcaklığı ve tatlı kokusuyla gözlerini kapatırken hoş bir melodi ile "Hyunjin" diye mırıldandı, ismini zikretmeyi seviyordu. Onu uyandırmanın bencillik olduğunu biliyordu ancak yine de ofise inmeden önce vakit geçirmek istedi.

Kendisi çoktan sabah rutinini yerine getirmiş ve hazırlanmıştı. Kahvaltı yapmadan önce Hyunjin'e sormak üzere yeniden yatak odasına dönmüştü ve yine yataktaydı. İşine başlaması için çok zamanının kalmadığını bildiği halde Hyunjin bu kadar güzel uyurken buradan ayrılmak zor geliyordu.

Minho'nun psikolog olması sebebiyle müstakil evlerinin zemin katı bir psikolojik yardım ofisiydi. Akşama kadar üst kata neredeyse hiç çıkmaz ve tüm gününü danışanlarına ayırırdı, en azından şimdi Hyunjin'in sesini duymadan gitmek istemiyordu.

"Uyan hadi"

Hyunjin gözlerini açmadan Minho'ya dönüp kollarını boynuna doladığında kendisiyle beraber uyumaya devam etmek için onu ikna etmek istiyor gibi kendine çekti. Yüzünde neredeyse bir gülümseme vardı, hala uykunun ağırlığı üzerinde duruyordu.

Minho'nun kolları onun belinde daha da sıkılaşırken "Uyandığına göre kalkmalısın kedicik" dedi. Kedileri severdi, Hyunjin'e bu şekilde seslenmeyi sevimli ve oyuncu buluyordu. Dışarıdan böyle bir profil çizmediğini biliyordu, arkadaşları dahi Minho'nun sevgi kelebeği hallerini görmezdi; bu sadece Hyunjin'e özeldi.

İtiraz eden mırıltılarla "Bugün dersim yok" dedi Hyunjin.

Minho geri çekilip Hyunjin'in yüzüne düşen saçlarını kulağının arkasına attıktan sonra "Biliyorum," dedi. "Gitmeden önce kahvaltıda bana eşlik etmelisin"

Hyunjin uyuşuk bir tavırla ellerine yüzünü gömdükten sonra gözlerini araladı. "Hazırladın mı?"

Duyduğu soruyla Minho kısa bir kahkaha attı, "Hep ben hazırlıyorum"

Genellikle her zaman Hyunjin'den erken kalkar ve kahvaltıyı o hazırlardı. Küçüğünün dersleri Minho'nun mesaisi kadar erken başlamıyordu, bir an için Minho da üniversitedeki hayatını özledi. Omuzlarında çok daha az sorumluluk vardı, tek derdi derslerini başarılı bir şekilde geçmekti. Aynı başarı hırsını Hyunjin'de de görüyordu.

LIVEVIL | HyunholixWhere stories live. Discover now