26. Bölüm

2.5K 218 129
                                    

İyi okumalar~
...

"Neredeydin?" 

Işıksız yatak odalarında Minho hala yatakta uzanıp uykulu sesiyle sorarken, üzerindeki örtüyü tutup Hyunjin'in girebileceği genişlikte kaldırarak kollarının arasına yerleşmesini bekledi.

Yaklaşık 15 dakika önce yan kısmın boş olduğu hissiyatıyla uyanmış, Hyunjin'in su içmek gibi bir amaçla kalkmış olduğu tahminini göz önünde bulundurarak yeniden uyumaya karar vermişti. Şimdi ise Hyunjin sessizce odaya girmiş, lavaboya ilerleyerek birkaç dakika boyunca ellerini yıkayıp yeniden aynı temkinlilikle yatağa ilerlemişti. Onun su içmek için dakikalarca vakit harcaması ve odaya döndüğünde lavaboda uzun bir süre elini yıkayıp çıkması merak duygusunu uyandırırken nihayet kendisine yönelmesi ile yanına davet eder gibi pikeyi kaldırıp soru sormuştu. Uykusu 15 dakika öncesine göre daha dağınıkken, Hyunjin'in bakışları da yeterince odaklı değildi. Kendisine yöneltilen nerede olduğu sorusunun cevabı bütün gerçekliğiyle aklının içinde dönüp duruyordu.

'Üst kattaki hobi odasındaydım. Hobim ise sana aşık olan eski danışanını cinsel anlamda tatmin etmekti.'

Dilinin ucuna kadar gelen ve suçlu bir günahkarlıkla yutkunmak zorunda hissettiren açıklamayı es geçip onun yerine balkonu kastederek, "Biraz hava almak istedim" dedi. Aklına gelen ilk ve en uygun cevap buydu.

Minho'nun kolları sevgilisinin bel boşluğunu daha sıkı sardı. "Üşüdün mü? Hasta olabilirsin." Yastığının hemen üzerindeki Hyunjin'in yüzü çok donuk bir ifadeye sahipti, sebebini dışarıdaki havanın oldukça serin oluşuna bağladı. 

"Hayır, pek sayılmaz." dedi Hyunjin, yatağın içine daha da yerleşip erkek arkadaşının kollarındaki duruşunu rahat bir pozisyonda sabitledi. 

Ürpermiş olabilirdi ama kesinlikle üşüdüğü için değildi.

Video yeniden aklına geldiğinde, zihninde hala tahtını sürdürmekte ve kendisini dürtmeye devam etmekte olan diğer şüpheleri bir kez daha uyanıp ayaklandılar. Elini kaldırıp kendisini sarmakta olan kolun üzerine yasladı ve parmak uçlarıyla nazikçe omzuna dek okşadı. Üzerindeki bu sakinliğin kendisini ürkütmesi gerekiyor muydu bilmiyordu ancak Hyunjin, günün birinde bir başka bunalım ya da öfke patlaması yaşayıp yaşamayacağı konusunda emin değildi. Yalnızca şimdilik, geri kalan eksik parçaları tam anlamıyla öğrenebilmek için bir süre daha Felix'e katlanabilir ve Minho'nun karşısında da üç maymunu oynayabilirdi. 'Felix'e katlanmak' diyordu çünkü kalıplaşmış ifadeleri yerlerine daha ılımlı kavramlar kullanmak konusunda henüz çok çekingendi. Onu bilgi kaynağı olarak kullanacağını ve istediğini alınca bırakacağını söylüyordu, ancak karşı taraftan asi bir ses ise bunu yaparken penisini çekmek ve dudaklarını öpmek zorunda olmadığını bas bas bağırıyordu. Rahatsız edici bir sesti, Hyunjin onu derhal susturdu. 

Minho tekrar uyumaya hazırlanırken burun kemeri Hyunjin'in sarımsı saç tutamlarının arasında geziniyor, gözlerini huzurla kapatıp sevgilisinin tüm ayrıntılarını hissetmenin verdiği memnuniyeti yaşıyordu. "Sana sarılmayı seviyorum. Böyle, kollarımın arasında, sıkıca." diye mırıldandı, mesleğinin verdiği alışkanlık ve hislerinin yoğunluğuyla birlikte duygularını dürüstçe ifade ederek. Şimdiye dek içindekileri hep olduğu gibi yansıtan bir adam olmuştu, düşüncelerini ve hislerini utanılacak unsurlar değil açıkça ifade edilip konuşulacak kadar değerli görür, Hyunjin'in de kendisine aynı tutumda yaklaşmasını isterdi. Felix ile tanışana kadar durum böyleydi, sonra araya sesli bir şekilde ifade edemeyeceği, kendisinin bile farkına varmakta zorlandığı hisler ve gizliliği ihlal edemeyeceği olaylar girmişti. Bunları hala korumak zorundaydı fakat bu gece Hyunjin'in bunlardan birini öğrendiğini bilmiyordu.

LIVEVIL | HyunholixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin