25. Bölüm

2.5K 219 123
                                    

İyi okumalar~
...

"Sen ne yapmamı isterdin?"

Başını Felix'in olduğu yöne doğru çevirmeden önce Hyunjin'in sorduğu şey bu oldu. Kapıdan çıkmadan önce, salonda konuşurlarken erkek arkadaşına çoktan dokunduğunu ifade ederkenki yüzünü düşünüyordu, yalan söylüyor gibi değildi. 

Onların yatıp yatmadığını merak etti.

Cevabı duyabilmek adına omzunun üstünden baktığı oğlana tamamen yüzünü dönüp sırtını duvara yaslayarak bekledi. Bu gece muhtemelen onun ummadığı şekillerde davranıyor, yakınlaştıkları bilgisini öğrenmesine rağmen ürkütücü bir sakinlikte bakıyordu. Minho'ya hesap sormaktan ve Felix'le yarışmaktan usanmış, ve rakip gördüğü kişinin kafa karıştırıcı oyunlarına yetişemediğinde davranış ve düşünce şekilleri kendiliğinden değişime uğruyordu. Şimdiye dek denediği yolların bir işe yaradığı söylenemezdi, yalnızca erkek arkadaşıyla arasındaki mesafeyi daha da fazla açıyordu. Yaptığı hiçbir girişimin onların yakınlaşmasını engellemediği gerçeğini bizzat öğrenmişti, yalnızca bir süredir bundan şüphelenmesine rağmen bunu kendisine nasıl kabul ettireceğini düşünüyordu. 

Minho'nun yalnızca ona ait olduğunu söylerken iç sesi artık o kadar samimi gelmiyordu. Üzerine çökmüş bu kararsızlık havaya karışarak Felix'e de geçti. 

Kollarını bağlayarak kendisine karmaşık bir yüz ifadesiyle bakan uzun saçlı gence doğru "Hiç" diye mırıldandı. "Hiçbir şey" Parmakları hala kucağındaki kıyafetleri sıkı sıkı tutuyordu.

Hyunjin onun kızarmış göğüs uçlarına, beklenmedik şekilde belirgin kasları bulunan karnına, doğru düzgün kapatamadığı kalçalarının açıkta kalan kısımlarına ve ince bacaklarına ayrıntılı bir şekilde baktı, gece boyunca ilk defa. Ekrana odaklanmaya ya da doğrudan gözlerine bakmaya gösterdiği çaba bu yolla kırılmış oldu, dakikalardır itinayla kaçındığı görüntü hemen önünde, yakasına yapışıp günlerce bırakmayacak kadar belirgindi. Zevk sonrasında bir miktar baygın gözlerle bakıyordu. 

Hyunjin onun kendisine her zaman hırs ve üstünlükle bakmasına aşina olduğu için bu fırsatı değerlendirerek onun bakışlarını daha da dağıtmak, irislerindeki duyguları bir fırçayla karıştırır gibi bulanıklaştırmak istedi.   

"Herhalde," dedi, yüzünde belirsizliğe karşı bariz bir merak ifadesi bulunan oğlanın yanına ilerledikten sonra, tıpkı salonda yaptığı gibi koltuğun arka kısmına elini atarak çilli yanaklara eğilip tepeden baktı. "İşini yarım bırakarak uyumazsın?"

Sorar gibi tonladığı cümlesinin ardından boşta kalan eliyle çıplak bacakların üzerinde küçük bir yığın gibi duran kıyafetlerden birini alıp yere attı. Felix onun ne yapmaya çalıştığını anlamıyordu. 

Bir diğer kumaş parçasını daha kavradığında Felix'in parmakları sıkılaşarak kucağından çekmesini engelleyip yüzünü inceledi. "Yeterince tatmin olduğunu düşünüyordum" Videoyu çoktan aldığına göre daha ne istediğini bir türlü çözemedi.

Hyunjin bunu duymamış gibi tuttuğu kumaşı çekiştirme konusundaki ısrarına devam etti. Kaba veya sert değildi, hareketleri zarafetle süzülüyordu. Yalnızca devamlılık sağlamak konusunda fikri değiştirilebilir gibi değildi. Oğlanı yeniden az önceki haline döndürdükten sonra ne yapacağı konusunu kendisi bile ayrıntılarıyla düşünmemişti.

Nihayet gevşeyen küçük parmaklar ile birlikte kalan iki parçayı da kucağından sıyırarak çekip diğerinin yanına yolladığında oğlan bir kez daha bütünüyle çıplak kalmıştı karşısında. Aynı refleks yeniden yaşandı ve pürüzsüz bacaklarını birbirine daha fazla bastırıp ellerini kasığının üzerine yerleştirdi. Kirpikleri yanaklarına doğru eğilerek bakışlarını önüne düşürmüştü.

LIVEVIL | HyunholixWhere stories live. Discover now