•the neighbourhood - daddy ıssues•
•••
"Hadi Zeynep, servis akşama kadar beklemiyor."
Ölüyorum burda neden kimse görmüyor. Yatağıma sırtüstü devrilmek isteyrek giydim çoraplarımı ve ayak sürüyerek çıktım odamdan.
Sabah insanı olmadığımı bağıra bağıra söylesem ne değişecekti ki, kimin umrundaydı. Yerinde duramayan Nil'in olmadığı kesindi.
Bütün hafta sonu odamı adam etmekle geçmişti. Cuma gecesi bana, ertesi gün Muğla merkezde alışveriş yapmama yardımcı olacağını söyleyen Nil, takip eden son iki ve devam eden tüm hafta yüzüme bile bakmadı.
Kayıt gününden bu yana bir hafta geçmişti. Enişteme verdiğim para ve alışveriş yüzünden kuruşsuz kaldığım ilk an aramıştım annemi. Bir ton söylendi, paramı bu kadar erken bitirdiğim için, bu yüzden ona hala telefonumu sattığımı söylemeye bir taraflarım yemiyordu.
Geride bıraktığım oryantasyon haftasında servis olmadığı için kendi imkanımla gidip gelmiş, Nil bir ezik olmadığını ve okulu zaten bildiğini söyleyerek benimle gelmediği için de, birkaç kez yanlış duraklarda inerek cüzdanımı iyice boşaltmıştım.
Odadan çıkıp kapımı kilitlediğimi gördüğü ilk an, "Hadi!" Diye çıkıştı.
Hemen sağ tarafımdaki kapıya kararsızca bakıp , daha fazla Nil'i bağırtmamak için, ondan tarafa yürüdüm.
Teyzem, kullanılmadığı için boş araba garajına açılan kapının anahtarını vermiş ve oradan girip çıkmamı söylemişti. Ordan gidersem bahçenin etrafını dolaşıp yola çıkmam gerekecekti ama ilk gün, Nil okula geç kalırsa bunu benim yanıma bırakmayacak kadar çenesi düşük olduğunu artık kanıtlamıştı.
Nil, odadan çıktığımı gördüğü an koyu gri okul pantolonuma ve beyaz okul tişörtüme öylesine bakarak beklemeden arkasını döndü.
Bana olan bu yersiz mesafesinin nedenini bildiğimden artık yadırgamıyordum.
O cuma, ben odamda bütün darmadağınıklığın ortasında hayatı sorgularken, bana kendi yaptığı limonatadan getirmiş ve boşalttığım valizimin üzerine oturarak öylesine konuşmaya çalışmıştı.
Hatta gideceğimiz okula dair anllattığı eski hikayelerinden biri, bozuk sinirlerime dokunarak bir anlığına da gülümsetmişti beni. Sevecendi, sanki biraz da el bebek gül benekliğinden kaynaklı saftı. Görünüşü kadar zararsız birine benzese bile, Nil ile olan iletişimim de tıpkı babasıyla olduğu gibi, gülüşüm kadar kısa sürdü.
Teyzem odaya girdi, kibar bir dille Nil'i gönderdi. Bunu yaparken evden getirdiğim ve koyacak yerimin olmadığı kitaplarımı, ayağının ucuyla kenara itelemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyüdüğüm YOL
Teen Fiction••• Kim sadık kabuslarından kaçabiliyordu ki ben yakamı kurtaracaktım bu korkudan? Bütün çabam kurtulmak için değil miydi? Tek isteğim beni hayatta tutacak güce sahip olmak değil miydi? "Bu işte yalnızız Zeynep." Ben zaten yalnızdım, dedim içimden...