3.Bölüm

468 59 277
                                    

Bismillahirrahmanirrahim

Selamün aleykümm

Hemen okuyun garii

---------

"Oğlum kalksana! Saat kaç oldu hala uyuyorsun."

"Biraz daha uyuyayım kalkıcam zaten. Bugün maç yapıcaz bizimkilerle, az dinleneyim." Deyip geri kafamı yastığa bırakırken..

"Başlatma sizinkilere!" Diyen annem ile aniden yataktan doğruldum ve başımın dönmesi ile geri yatağa oturdum. Keşke aniden kalkmasaydım lan. Annemin 'valla mal bu çocuk' bakışlarına fazla maruz kaldığım zaman diliminde lavaboya gittim.

Eğer yataktan kalkmasaydım başımdan gitmeyecekti bu yüzden en iyisi kalkmak.
Ellerimi yüzümü yıkadıktan sonra odaya geçip iki dakika Rümeysa'nın watsapta ki son görülmesine baktım. En son 05.47'de gözüküyor. Sürekli bu saatlerde oluyor son görülmesi, bu saate kadar uyumuyor mu bu kız? Acaba yine ağlıyor mu?

"Talha!" Diye seslenen caanım babamın sesiyle adımlarımı salona yönelttim.

"Hadisene oğlum seni bekliyoruz kahvaltıya başlamak için."

"Geldim geldim." Diyerek gözlerimdeki uyku ile beraber yerime geçtim. Ölü gibiydim şuan. Ve açta değildim. Malûm akşam engel yedim Rümeysam'dan. Aslında tahmin ediyordum da böyle bir şey olacağını. Şu zamana kadar onu kardeşi hariç bir kaç kez tek yabancı erkeklerle konuşurken gördüm. Onlarla da fazla samimi gözüküyordu. Yani bu kişiler harici başka erkekler ile muhattap olduğu söylenemez. Dün ilk cevap verişinde beni kız arkadaşları sandı. Demek ki o zaman diliminde sürekli ağladığını, tek bilen ben değilim. Bir yandan üzücü olsa da, bir yandan iyi. Ağlamasının sebebini ben bilmiyorum ve onu teselli edemiyorum, derdini dinleyip acısını dindiremiyorum. Ama arkadaşları biliyordur.

Masadaki sessizliği bozan murat ile bakışlarımı ona yönelttim.

"Anne?"

"Efendim oğluşum." Hele hele bize böyle şeyler söylenmiyor. Oğluşmuş yesinler oğluşunu.

"Arkadaşlarımın hepsi oruç tutuyor. Biz niye tutmuyoruz?"

"Çünkü ben ilaç kullanıyorum. Baban da işe gidiyor yorulduğu için tutmuyor." Haklı bir sebep..

"Abi sen?"

"Çok susadığım için tutmuyorum."

"Arkadaşlarımdan gördüğüm kadarıyla onlarda çok aç ve susuz kalıyorlar. Orucun anlamı bu değil midir ki zaten?

Bana laf sokan kardeşimle içimden düşünmeye başladım. Ki zaten biz aleviyiz oruç tutmuyoruz, sadece Hızır orucu tutuyoruz.

"Biz aleviyiz ondan da kaynaklı biraz da." Gözlerini büyüterek; "Biz Müslüman değil miyiz yoksa?" Diye sorunca cevap verdim.

"Hayır Müslümanız ama aleviyiz. Yani bu bir mezhep. Herkesin uyduğu bir mezhep var."

"Ama ben din dersinde hiç alevi diye bir mezhep duymadım?"

"O da hocanın sorunu o zaman." Deyip müsaade istedim. Daha gidip Rümeysam'a günaydın uyanma sebebim diye mesaj atmam lazım.

"Murat. Ye yemeğini abicim. Hadi."

Annemin de "Zaten senin yaşın daha küçük." Demesiyle murat yemeğine devam edip aynı zamanda 'iyide arkadaşlarımla yaşıtım ki ben, onlarla ne farkım var?' deyip yemeğine devam etti.

Aç bıraksan bayılacak bir de gelmiş bize laf atıyor. Cücük.

Odama girip yatağımın üzerine kendimi atmamla komodinin üzerinde ki telefona uzandım. İnstagram'dan beni engelleyen sevdiceğim ile yeni bir hesap açmaya kararını çoktan vermiştim zaten. Engel atacağını biliyordum tabiki de.. Numarasına da yazabilirdim ama onu özel tutmam gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta instagram sürekli farklı hesaplarla mesaj atacağım bir yer. Ama kendi numarasına atmam ve onun beni engellemesi düzeltebileceğim bir şey değil. E sürekli hat da alamam..

KALDIRIMWhere stories live. Discover now