DD -10-

604 76 78
                                    

Medya Dylan'ın kolyesi.

Yorum ve vote yapmayı unutmayın iyi okumalar!
















"Nereye gidiyoruz?" diye fısıldadım. Gem sokaklarında dolaşıyorduk ve tıpkı onlar gibi durmama rağmen gerilmiştim.

"Sakin ol." Koluma girdiğinde dışarıdan iki yakın arkadaş gibi gözüktüğümüzün farkındaydım. "İyi gidiyorsun." Derin bir nefes aldım.

"Ya biri beni tanırsa?" Et Evi'ndeki tüm Gem'leri asmışlardı ama o gün orada olmayan sürekli gelen Gem'ler de vardı. Küçük bir olasılık bile olsa biri beni tanıyabilirdi.

"Tanımayacak, korkma." Burası İmp şehri gibi değildi. Gece olduğunda, bizim orada asla dışarı çıkamazdınız, canınızı seviyorsanız. Burada ise, şehrin düzenli ve güzel sokaklarında gece olmasına rağmen hayat yeni başlamış gibi duruyordu.

İçeriden gürültü gelen bir kapının önünde durduğumuzda kapıdaki iki muhafız hafif eğildi. "Efendi Dylan, buyrun."

Dylan ve ailesi Gem'ler arasında oldukça önemli olmalıydı.

İçeri girdiğimizde loş ışık ve sert bir koku karşıladı beni. Elimi tuttu ve müzikle dans eden kalabalığın arasından geçmeye başladık. Neden telaşlanmadığını anlamıştım, bu ışık altında Gem'lerin birbirini ayırt edemeyeceği oldukça belliydi.

Kenarda dizilmiş şık masalardan birine geçtiğimizde, şaşkınca etrafta dans eden insanlara bakıyordum. Bu müzik kulağıma ilk kez geliyordu ve alışık olmadığım bir şeydi. Çok düzgün ve tekrarlı bir melodi ile birlikte şarkıcının sesi geliyordu.

Bir Gem kız gördüm. İki Gem oğlanın arasındaydı ve beni oldukça şoklar içinde bırakan bir temasla dans ediyordu. Aynı anda hem arkasındaki erkek ile hem de önündeki erkek ile bu kadar etkileşimde olması... Vücudumu istemsiz bir utanç kaplarken gözlerimi Dylan'ın gözlerine çıkarttım.

"Neden dans ediyorlar?" Önümüze iki oldukça şık bir bardakta sarı bir sıvı geldiğinde o eline aldı bardağını yavaşça. Ardından diğer kolunu arkamdan koltuğa yasladı.

"Buranın olayı bu." diye konuştu kulağıma eğilip. "Gece kulübü. İnsanlar buraya sarhoş olup kafa dağıtmak için geliyor."

Kaşlarım çatıldı şaşkınlıkla. "Kafa dağıtmak için..." Gözlerine baktım. "Dans mı ediyorsunuz?" Güldü ve ortamdaki gürültüye rağmen melodik sesi kulağımı doldurdu. "Ama bu çok saçma." dedim tekrar dans eden Gem'leri izlemeye devam ederken.

"Senin gibi düşünenler, yani ben..." İçeceğinden bir yudum aldığında onun içki türü olduğundan yüzde yüz emindim. Bir sürü tür olduğunu biliyordum ama bizim orada tek satılan biraydı. "Buraya bunun için geliyorum."

Benim önümdeki içeceğe baktım. Tadı nasıldı acaba? Elimi uzattığımda elimi tuttu ve elinin arasına kenetledi. "Bu çok çarpar. Daha önce hiç içki içtin mi?"

"Hayır." dediğimde yüzünde bir gülümseme yayıldı. Kendi boş bardağına benim dolu bardağımdan çok az döktü.

"Al bakalım." Bana uzattığı bardağı aldım ve kokladım ilk. Burnumu yanmasıyla yüzümü buruşturduğumda gülüşü kulağımı doldurdu. "İç hadi." Bardağı dudaklarıma dayadım.

İçindekinin hepsini içtiğimde sıvı boğazımı yakarak indi mideme. Yüzümü buruşturtuğumda gözlerimin önüne düşmüş saçlarımı eliyle geriye taradı. "Çok mu acı geldi?" dediğinde olumlu anlamda başımı salladım.

Darağacı Dansı [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Where stories live. Discover now