DD -33-

399 50 12
                                    

Ben geldiiim.

TRNC yeni bölüm attım dün, ona da bakmayı unutmayın.

Yorum ve vote bekliyorum. İyi okumalar!



















Gözlerimi araladım yavaşça. Gördüğüm ilk şey babamın evinde kaldığım odanın, geniş tavanı oldu.

Gözlerimi ağır ağır yan tarafımdaki sandalyeye çevirdiğimde Thorn ile karşılaştım. Başı yatağıma düşmüş, kaşları çatık uyuyordu. İstemsizce güldüm.

Koltukta da durum aynıydı. Ellie başını Will'in omzuna yaslamış, Will de yanağını Ellie'nin saçlarına yaslamıştı. Üstlerindeki örtüye rağmen Will'in Ellie'ye sıkıca sarıldığını anlayabiliyordum. Uyuyorlardı.

Onları uyandırmamaya özen göstererek yavaşça kalktım ayağa. Sonra Thorn'a kaydı bakışlarım, beli tutulacaktı. Omzuna dokunup sarstım yavaşça. "Thorn." Homurdandı. "Yatağa yat hadi. Belin tutulacak, sonra bana patlayacaksın." Başını uyku sersemi olduğu için kimin konuştuğuna ya da ne dediğine özen göstermeden sallayıp ayağa kalktı ve yatağıma uzandı. Saniyesinde geri uykuya daldığında üstüne örtü örttüm ve kendi üstüme bir kazak geçirip odadan çıktım.

Aşağı kata indim. Ardından mutfağa yürümeye başladığımda sesler gelmeye başlamıştı kulağıma. Mutfağın girişinde durduğumda görmeyi beklemediğim bir manzara karşıladı beni.

Babam Dylan ile gülüşerek yemek yapıyordu.

"İlginç gelişme." diye mırıldandığımda ikisi de şokla bana döndü.

"Sen niye ayaktasın acaba?" diye babam elindeki mutfak havlusunu bırakıp hızla yanıma geldiğinde Dylan'a gülümsedim.

"Sarılmayacak mısın?" dediğimde öksürür gibi yapıp babamı işaret ettiğinde güldüm.

"Hadi dinlen biraz daha." Kolumdan tuttu hafifçe. "Makarna yapıyorum sana hem."

"Odamı ele geçirdiler." dediğimde Dylan güldü. "Thorn öyle bir horluyor ki Gem'lere bunu gösterse hepsini baştan nakavt eder." Bir şey bacaklarıma sürttüğünde başım aşağı dönerken neşeyle gri kediyi kucağıma aldım. "Selam!" Başından gürültüyle öpüp göğsüme yasladığımda Dylan derin bir nefes aldı.

"Kedinin yerinde olmak vardı." dediğinde babam ona öyle bir baktı ki sertçe yutkundu. Yüzümü buruşturdum. Bu söylenecek yer miydi Dylan?

"Sen." dedi işaret parmağını sinirle Dylan'a sallarken. Dylan onu nasıl kızdıracağını her ne kadar yapmak istemese de, iyi beceriyordu. "Sen oğluma yaklaşmıyorsun. Anladın mı?" Korktucu haliyle sertçe yutkundum.

Dylan tek bir nefeste korkuyla, "Anladım efendim." dediğinde istemsizce bir kıkırtı döküldü dudaklarımdan. Öfkeli yeşilleri bana döndüğünde kendimi toparladım.

"Ben şey yapayım o zaman." Kucağımda kediyle sırıtarak geriledim. "Uyuyayım ben. Evet." Arkamı dönmeden önce Dylan'a baş işareti yaptım. Tam arkamı dönmüştüm ki eli ensemi kavradı ve durdurdu beni.

"Üst kata çıkıp benden kaçacağınızı bilmiyor muyum sence?" Oflayarak Dylan'a baktım. "Yürü. Yattığını göreceğim."

"Dylan da bizimle gelsin." dediğimde az önce şeker gibi bir ruh haliyle yemek yapmasına rağmen, şimdi şeytanlaşmış babam öfkeyle Dylan'a baksa da başını salladı. Üçümüz, kucağımdaki kedi ile birlikte dördümüz yukarı çıkmaya başladık.

Darağacı Dansı [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Where stories live. Discover now