sen öldürdün, 16

192 26 65
                                    

"Lütfen o kutuyu üst kata bırakır mısınız?"

Bugün günlerden cumartesiydi. Dün annemden aldığım telefonla bir daha Kore'ye dönmek istemediklerini fakat bu evi de satmayacaklarını, söylediğinde çığlık atarak teşekkür etmemek için zor tutmuştum kendimi. Küçük evimi ne kadar seversem seveyim bu kocaman ve istediğim her şeyi yapabileceğim ev etmiyordu. Tamam ben orada gayet iyi bir şekilde yaşıyordum fakat ailemin olmadığı herhangi bir yerde de aynı mutlulukta yaşardım. Yani bunun o ev, bu evle alâkası bile yoktu.

Bu eve kıyafetlerimi getirmiştim fakat geriye kalan her şey diğer evimde kalmıştı. Eşyaların hepsini bir hayır kurumuna bağışlamış, geriye kalan lazım olacak eşyalarımı da bulduğum rastgele bir nakliye firmasıyla taşıtıyordum.

"Her şey bu kadardı, ödemeyi bıraktığım kart bilgilerine göre aktarabilirsiniz. Herhangi bir çatlak, kırık veya eksik durumumda şirketimizle iletişime geçebilirsiniz. İyi günler. Ustaları olduğunu düşündüğüm adam eğildiğinde bende kafamı eğip kapıyı kapattım. Yukarıya çıkıp teker teker eşyaları kontrol edecek halim yoktu. Kırılacak ya da çatlayacak bir şey de yoktu, olsaydı bile umrumda değildi. Sadece uyumak istiyordum, sonsuza kadar uyumak.

Bu evin içinde yapılacak onca şey varken ben tüm pencereleri siyah perdelerle kapatıp günler, aylar hatta yıllarca çıkmak istemiyordum. Şu an burada ölsem ne olurdu ki diye düşünmeden duramıyordum. Muhtemelen Yuta, beni rahatsız etmeye gelir kapıyı çalıp durduktan sonra açmadığımı görünce de geldiği gibu giderdi. Nayeon birkaç gün beni arar durur daha sonra da unutup Jihyo ile birlikte dedikodu yapmaya dönerdi. Belki annem arar endişelenirse de birilerine haber verip eve gelmesini sağlardı ve bu şekilde öldüğüm ortaya çıkardı. Herkes birkaç güne unuturken ben de eğer varsa Tanrı'nın beni sarıp sarmalayacağını düşündüğüm kolları arasında yanarak öldürülmeye devam ederdim.

Sabit bir şekilde bir yere bakıyorken gözlerimi kapatıp açtığımda görüşüm bulanıklaşmaya başlamıştı. Birkaç kez daha kırpıştırdığımda da ağladığımı fark etmiştim.

"Sen yaptın."

Aniden doğrulup kulaklarımı kapattım.

"Sürtük olan sen değil misin?"

Gözlerimi açıp etrafta gezdirirken gördüğüm kırmızı küt saçlı kızı görmemle çığlık attım.

"Ben hiçbir şey yapmadım!"

"Sen yaptın."

"O kızı çatıdan sen ittin, Sana."

Beynimin her yeri zonkluyordu, nefes alamıyordum sanki bir şey boğazımı tutuyordu ve nefesimi kesmeye çalışıyordu.

"Kaçıyor musun, kaçma."

"Sen de öleceksin."

Kulaklarımı daha sıkıca kapatırken attığım çığlıkların sesi yükseliyordu. Boğazımdaki ağrı kendisini hissettirmeye başladığı an oturduğum yerden kalkıp mutfağa gitmeye çalışıyordum fakat küt saçlı kız da peşimden geliyordu. Yere düştüğümde durmadan sürünerek gitmeye çalıştım. Beni yakalarsa öldürecekti, beni öldürecekti.

"Ben karıncayı bile incitmem, kimseyi öldürmedim!" küt saçlı kızın dudaklarına bir gülümseme yayılırken gördüğüm her şeyin bitmesini isteyerek Tanrı'ya yalvarmaya başladım. Mutfağa ulaşır ulaşmaz kolumu tezgâha uzattım, ilaçımı elime alacakken titreyen elim yüzünden hepsi yere döküldü.

"Kaçıyorsun Sana."

"Nereye gidiyorsun, çatıya mı? Atlamadan gelme."

"Hayır, hayır!" Tek bir ilacı ağzıma atarken zorla yutkundum. Gözlerimi kapatıp açtığımda küt saçlı kız mutfağın girişinde beni izliyordu. Yere dökülen ilaçların bir çoğunu daha ağzıma atarken bana yaklaştığını görmemle bir çığlık daha attım.

"Yaklaşma!"

"Ben kimseyi öldürmedim!"

Tezgâhta duran sürahiyi de yere indirip yanındaki bardağa doldurdum ve ilacın hepsini mideme gönderdim. Görüşüm bulanıklaşmaya başlarken damarlarımdan akan kanı bile hissedebildim. Tam yanımdan geçerken yavaş yavaş yok olan küt saçlı kız bana dokunmadan yok oldu.

"Ne oldu burada?" hatırladığım son şey açık mutfak kapısından giren Yuta'nın yanıma koşturuşu olurken gözlerimden süzülen yaşlarla gülümsedim ve tam o an gözlerim kapandı.

"Ne oldu burada?" hatırladığım son şey açık mutfak kapısından giren Yuta'nın yanıma koşturuşu olurken gözlerimden süzülen yaşlarla gülümsedim ve tam o an gözlerim kapandı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bu kitap düz bir grafikte ilerlemiyor demişti birileri hatırlıyor musunuz acaba???

sizce sana'nın duyduğu sesler neydi?

küt saçlı kız kim?

sana birini mi öldürdü?

sizi çoooook seviyorum, umarım küçük yıldızı doldurmayı ve satır aralarına bol bol yorum eklemeyi unutmazsınız 💗💞💗💖💗💖💗💖💗

Undercover, Yuta-SanaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin