bir

54.6K 3.3K 4.3K
                                    


Tarihleri alalım hacılar;)

Medya: Ayris

*AYRİSDEN*

"Annan var ya anan! Selam söyle anana!" diye bağırıp penceremi sertçe kapattım.

"Allahın bok yolunda olan ineği! Sokuk puşt!" diye söylenip kendimi sinirle koltuğa attım.

Baykuş gözlü, ağzı don lastiği kadar geniş ve ultra dedikoducu olan manyak pencere başı dedikoducu teyzelerden birinin çocuğu balkonuma top atmıştı.

Ve tahmin edin ne oldu? Dolaba koymadan soğuması için tabakla balkon masasına koyduğum ıslak kekimin tam içine girdi!

Anası bilerek yaptırmadıysa bir bok bilmiyorum lan! O karıdan her şey beklenir.

Ayrıca ben o keki mezun olmamı kutlamak için kendime süpriz olarak yapmıştım!

Bir kek partisi bile yaptırmadılar!

Bir süprizi bile bana çok gördüler!

Bir Türk gencini daha çileden çıkarıp intihara sürüklediler!

Koltukta bacaklarımı ve kollarımı iki yana açıp tavanız izlemeye başladım.

Aklımda bok yoluna giden kekim vardı...

Sanki her şey yolundaymış gibi o da bok yoluna gitmişti...

Kapımın çalmasıyla ayağa kalktım ve bir elime kapının yanında duran sopayı alıp delikten dışarı baktım. Yemek sepeti kuryesiydi.

Aha geldi sevgilim...

Türkiyede yaşayan bir kız olarak elimdeki sopayı bırakmadan tedbirli bir şekilde kapıyı açtım.

Poşetleri alıp teşekkür ederek kapıyı kapattım ve kilitledim. Bu saatten sonra dışarı çıkmazdım. Zaten bana gelebilecek biriside yoktu.

Hemen poşetleri mutfak ve oturma odasını ayıran masaya koyup dolaptan kola çıkardım ve sandalyeye oturdum.

"Ah inek desenli kekim benim..." diyerek açtığım lahmacuna bir öpücük kondurdum.

Lahmacun ve Ayris arasındaki aşkı kimse anlayamazdı.

Bu aşk; sevgiydi, dostluktu, emekti...

Hemen kumandayı alıp televizyonu açtım. Yemek yerken bir şey izlemem gerekiyordu. Yoksa kankası okula gelmeyen biri gibi kendimi yıkık hissediyordum.

Youtubea bağlanıp bir süre video aradım. İzleyebileceğim bir video bulunca da hemen açıp, lahmacunaşkıma döndüm.

Walla 1 iskender, 2 sen lahmacuncum...

Ağzıma katladığım bir bütün lahmacunu sokup çiğnemeye çalıştım. Ama galiba fazla sıkıştırmış olacağım ki ağzımda döndüremedim bile.

Bunu yalnızca gerçek açlar bilir...

Ağzımdaki hareket ettiremeyince uğraşmayı bırakıp boşluğa odaklandım. Birden bire hayatı sorgulama modum açılmıştı.

22 yaşındaydım. 22 ulan 22. Ne ara ve hangi süre zarfında büyüdüğüme dair en ufak bir fikrim yoktu.

Eşek kadar olmuştum eşek sopası ben.

Ailem... Daha doğrusu ailem sandığım insanlar ölmeden kısa bir süre önce beni evlatlık aldıklarını söylemişlerdi. Ve ben 17 yaşımdayken vefat etmişlerdi.

Daha onlara neden bunu benden sakladıklarının hesabını soramadan da ölmüşlerdi. Ölümleri ise faciaydı...

Felaket...

BarkınlarWhere stories live. Discover now