yedi

32.8K 3K 1.8K
                                    


Medya: Ayris

Dipnot: Ehü ehü şey... İnekland belediye başkanı olarak, bir kaç gündür yeni bir kurgu üzerinde kazı çalışması yapıyorum. Bilginize sunar keyifli okumalar dilerim...

Dipnot2: Eniştemiz bu kitaba diğerlerinden erken girecek. Çünkü Ayris 22 yaşında ve eniştemizi iyi tanımanızı istiyorum. Neyse detaylı bilgi bölüm sonunda :*

*AYRİSDEN*

Duran taksiden inip önümde duran okula bakmaya başladım. Bu ne lan? Bu okulsa, bana okul diye yutturdukları şey neydi?

Gri, beyaz ve siyahtan oluşuyordu ve bahçesinin diğer ucu görünmeyecek kadar büyüktü. Bahçe de ki öğrencilerin bir kısmı otururken, bir kısmı da basket, futbol filan oynuyordu. Ayrıca kapıda da bir ton güvenlik vardı. Vay anam vay.

Egeyi futbol oynayanlar arasında görünce göz devirip kapıya yürümeye başladım. Adında beni kapıda hazır bir şekilde bekleyecekti. Aynen bak bekliyorsun şu an Ege.

Tam kapıdan bahçeye gireceğim sırada önüme bir güvenlik geçti.

"Adınızı söyler misiniz?" dedi.

"Ayris Öz. Ege Barkını almaya gelmiştim." dedim. Adam başını sallayıp elindeki kağıda baktı. Görende lise değil, mapus sanar. Ama neyse iyiydi böyle olması.

"Buyrun." deyip önümden çekilince içeri girdim. Sonra da götlerine fişek sokulmuş gibi futbol oynayan Egelerin yanına yürümeye başladım.

"Lan pas atsana!" diye bağıran Egeyle gülüp, onları izleyen çocukların yanına oturdum.

"Şerefsiz pezevenk!" diye bağıran Egeyle bu defa bir kaç kişi daha gülmüştü.

"Çok yakışıklı değil mi enişten?" diyen bir alt sırada oturan kızla kaşlarım çatıldı. Yanında ki arkadaşına eliyle Egeyi gösteriyordu.

Demek enişte...

Aradan geçen bi 10 dakikanın ardından maçı bitirdiklerinde sahaya inen bir kaç kişiyle bende indim ve su içen Egenin yanına yürümeye başladım.

Yanında arkadaşları vardı ve çevresi baya kalabalıktı. Maç esnasında önümde oturan ve Egeye 'enişten' diyen kızı da orda görünce kaşlarım havalandı.

Ardından Egenin kıza gülümsediğini görünce ise kaşlarım uçuşa geçti.

Bunu sen istedin yavrum...

Ablalık görevimi yerine getirmek üzere adımlarımı hızlandırıp Egelerin yanına yürüdüm.

"Selam." dedim yanlarında dururken. Egenin anında bakışları bana döndü ve kocaman gülümsedi.

"Hoşgeldin abla." dedi. Bende gülümseyip kollarımı hafif iki yana açtım.

"Ee bi sarılmamız yok mu?" dedim alayla. Bu defa sesli bir şekilde güldü.

"Terliyim." dedi. Yüzümü buruşturdum.

"Merak etme sarıldıktan sonra kendimi dezenfekte edeceğim." dedim. Güldü ve hızla yanıma gelip sarıldı.

Ulan velet. Sana bi haftada nasıl alıştım anasını satayım.

Aklıma birden kıza gülümseyişi gelince elimi sırtına koydum ve geri çekildim. O benden ayrılırken, ben kaşlarımı çattım.

"Oğlum terlemişsin hasta olacaksın." dedim hafif yüksek sesimle. Etraftakiler zaten bize baktığı için ne dediğimi gayet net duymuşlardı.

"Gel bez koyayım sırtına." diye devam ettim. Ege donup kalırken ben gülmemek için kendimi tutuyordum.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 27 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

BarkınlarWhere stories live. Discover now