Özel Bölüm-1

256 10 19
                                    

23 Temmuz 2020'den 21 Ocak 2021'e kadar süren bu yolculuk bir kısmımızda içimizde zamanını bekleyen şeyin artık harekete geçmesine, bir kısmımızın hikayenin içinde kendisini bulmasına yardımcı oldu. Henüz benim bildiğim bunlar...

02.05.2021'de yazmaya başladığım bu bölüm inşallah en kısa zamanda size ulaşır...

Fazla konuşmadan bölüme başlayalım diyorum ne dersiniz?

Öyleyse okumanın keyfini çıkarın :)

Gözlerimi araladığımda yatağın diğer ucunun boş olduğunu farkettim. Kollarımı esnetip yatağın hemen yanında duran komodinin üzerindeki telefonumdan saate baktım. 10:27.

Genelde bu saat dilimlerinde uyanmış oluyordum fakat bu sefer beni şaşırtan şey Yalçın'ın yanımda olmamasıydı. Yorganı sağ tarafa yığıp yataktan çıktım. Sarsak adımlarla banyoya ilerleyip elimi yüzümü yıkadım. Yüzümü kurulama ihtiyacı duymadan üzerimi değiştirdim.

Siyah bol pantolon üzerine mavi uzun bir bluz giymiştim. Yatağı toparlayıp odadan çıktım. Sessiz ama hızlı adımlarla mutfağa gittim. Kapının pervazına yaslanıp, kahvaltı hazırlayan Yalçın'ı seyrettim.

Salatalığı küçük daireler şeklinde kesip domateslerin olduğu tabağa koydu. Ne zaman doğradığını bilmediğim soğanları da tabağa koyduktan sonra tasa kırdığı yumurtaları çırpmaya başladı.

Sessizce ona yaklaşıp arkasından beline sarıldım. Her sabah onun bana uyguladığı seansı benim ona uygulamam tuhafına gitmiş olsa gerek ilk başta kasıldı. Çenemi omuzunun üzerine yerleştirip ne yaptığını izlemeye devam ettim.

Yumurtayı yağı hafif kızmış olan tavaya döküp ellerini yıkadı. En sonunda kollarım arasında dönerek yüzünü benim hizama getirdi. O burnuma ufak bir buse kondururken fısıldadım.

"Günaydın sevgilim."

Kollarımı belinden ayırıp boynuna sardım. Onun kolları da belimi bulmuştu.

"Günaydın güzelim..."

Yanağıma da bir öpücük kondurduktan sonra beni kendinden ayırdı.

Tavaya döktüğü yumurtayı karıştırırken konuştu.

"Halam çağırdı bugün için. Henüz saat 07:30'da araması dışında bir problem yok..."

Kaşlarım havalanırken sordum.

"He sen o yüzden erkencisin yani?"

"Evet, senin için uygun mu bugün? Ben senin uyuduğunu yorgun olduğunu falan söyledim ama dinlemedi."

Dudaklarıma belli olduğuna emin olmadığım bir gülümseme yerleştirdim. "Alıştım Duygu halaya, sen rahat ol."

Ocağın yakınındaki duvara sırtımı yaslayıp kollarımı birbirine bağladım.

"Ne zaman çıkalım?"

Omuzumu silkip cevapladım. "Evi süpürdükten sonra çıkarız. Yani senin bir işin yoksa."

Başını iki yana sallayıp cevapladı. "Benim bir işim yok ama kendini yormana kızıyorum."

Bu tavrına gözlerimi devirmekle yetinmiştim.

Hazırladıklarını masanın üzerine koyup çaylarımızı doldurdu. Masada yerlerimizi alırken konuşmasına devam etti.

"Benim bildiğim kadınlar işten kaçmak için bahane arar ama sen halihazırda bir bahanen olduğu halde iş yapıyorsun."

"Zevk veriyor iş yapmak."

Bir anlık afallamadan sonra sinirli bir ifade takındım.

"Sen hangi kadınları biliyorsun? Nasıl bilebiliyorsun? Sanane milletin karısından!"

Anonim /Texting/ (DÜZENLENİYOR) Where stories live. Discover now