5. KATİLİN TUTSAĞI

1.1K 191 88
                                    

Sophie bir ürpertiyle uyandı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sophie bir ürpertiyle uyandı. Soğuk hava dalgası ona çarparken, bilinci gidip geliyordu. Uyku ile uyanıklık arasındaydı. Sonunda gözlerini açtığında karanlık bir odada buldu kendini. Hava karamış, açık pencerenin perdesi rüzgarda uçuşuyordu. Büyük bir yataktaydı. Ahşap oymadan yapılmış görkemli bir başlığı vardı. Odadaki her şey ahşaptan yapılmışa benziyordu. Küçük bir masa, sandalye ve dolap. Derin bir nefes aldı. Bilinci yavaş yavaş yerine gelirken, yaşadıklarını hatırlamaya başladı. Endişe ve korku bütün bedenini sardı. Burasının neresi olduğu hakkında en ufak bir bilgi yoktu. Buraya nasıl geldiğini de hatırlamıyordu. Hızlıca yataktan kalkmaya çalışırken, omzuna derin bir acı saplandı. Dönüp baktığında, omzunun bandajlarla sarılmış olduğunu fark etti. Biri yarasıyla ilgilenmişti ama kimdi bilmiyordu. Hala elbisesi üzerindeydi ama yaralı omzunun üzerindeki askı kesilmişti.

Etrafına daha dikkatli bakınca çantasını gördü. Masanın üzerinde duruyordu. Büyük bir gayretle ayağa kalkmaya çalıştı. Çantasının içindekileri hızlıca masanın üzerine döktü. Her şey içindeydi. Cüzdan, anahtarları, astım ilacı ve acı sprey. Ama telefonu yoktu. Alınmıştı. İşte şimdi kimseye haber veremezdi. Polislere ulaşamazdı. O anda yaklaşan ayak seslerini duydu. Nabzı yükseldi. Aceleyle eşyaları çantaya attı. Eline acı spreyi aldığı gibi yatağa attı kendini. Bunu yaparken de omzunu çarptı. Acıyla kıvranırken, nabzını düşürmeye sakinleşmeye çalıştı. Uyuyor gibi görünmeliydi. Böylece uyandığını kimse anlamayacaktı. Sophie'da kaçmanın yollarını aramaya devam edecekti. Kapı hafifçe aralandı. Bir süre durdu. Sonra Sophie yaklaştığını hissetti.

'Uyanık olduğunu biliyorum' dedi kısık bir ses. Ama ses Sophie'nın zihninde yankılandı. Hemen bu sesi tanıdı. Bu onun sesiydi. Katilin. Demek öldürmek için kaçırmıştı. Şimdide öldürmek için uyanmasını bekliyordu. Niye uyurken öldürmemişti?. Daha kolay olmaz mıydı? Belki de katilin tarzı buydu. Sophie elindeki spreyi sıkıca tuttu. O tek umuduydu. Elindeki tek silahı. Biran, sadece biran onu durdurabilirse, kaçabilirdi. Gözlerini biran açamaması, ona bu şansı verecekti.

Sophie hala hareketsiz yatmaya devam ederken 'Sana zarar vermek gibi bir niyetim yok. Benden korkmana gerek yok. Şuan bile düzensiz nefes alışlarını duyabiliyorum. Uyanık olduğunu biliyorum' dedi alaylı bir sesle. İşte bu Sophie'ı çok sinirlendirdi. Hem bir katildi hem de onunla alay ediyordu. Madem ölecekti, o zaman savaşarak ölecekti. Kimsenin onunla alay etmesine izin vermeyecekti. Adamın kendine doğru eğildiğini anlar anlamaz, elindeki spreyi gözlerine sıktı. Adam acı dolu bir iniltiyle elleriyle gözlerini kapatırken, ayağa kalktı. Omzundaki sızlamayı görmezden gelerek, adamı bacaklarıyla itti. O bir balerindi. Bacakları güçlüydü. Adamı yere devirmeyi başardı. Büyük bir hızla adamın yanından geçip, kapıya ulaşmaya çalışırken adam bileğinden yakaladı. Büyük bir güçle yere doğru çekti. Sophie yüz üstü yere kapaklandı. Adama doğru güçlü bacaklarıyla tekmeler savurmaya başladı. Ama kötü yaralanmıştı.

Adam bütün ağırlığıyla üzerine çöktü 'Benden çok kendine zarar verdin. Böyle devam edersen o yarayı mahvedeceksin. Bırak artık. Bana direnmek sana bir şey kazandırmayacak' dedi nefes nefese.

Ilık nefesi Sophie'nın nefesine karışıyordu. Yarasına baktığında bandajın kana bulandığını gördü. Şimdi acısı dayanılmaz boyutlara ulaşmıştı.

Adam sanki onun ne düşündüğünü anlamış gibi 'Yaranın bakıma ihtiyacı var. Şimdi seni bırakacağım ve sende mücadele etmeyeceksin' dedi sert bir sesle. Sophie gittikçe daha çok kan kaybediyordu. Acı bütün zihnini ele geçirmişti. Vücudunun uyuştuğunu hissetmeye başlamıştı. Son gücünü nafile bir çabayla bu adamdan kurtulmak için harcamıştı. Şimdi bu adamla mücadele edecek gücü bile kalmamıştı. Adam onun kıpırdamadan durduğunu görünce üzerinden kalktı. Kollarını ona dolayarak kaldırdı, nazikçe yatağa yatırdı.

Ellerini ona doğru uzatınca Sophie irkilerek geri çekildi. 'Yarana bakmama izin ver' dedi adam tekrar. Sophie'nın mücadele edecek gücü kalmasa da bu adamın kendine dokunmasına izin vermeye niyeti yoktu. O bir katildi. Soğuk kanlı bir katil. O ellerde bir katilin elleriydi.

Adam yüzünü Sophie'nin yüzüne yaklaştırarak 'Seni ben vurmadım. Sana zarar vermeyeceğim. Şimdi izin ver' dedi gözlerine bakarak. Sophie o gözlerin içine işlediğini düşündü.

'Peki kim? Sen değilsen kim?' dedi çatlak bir sesle.

'Cinayetin tanığı olarak seni arıyorlar'

'Sende o yüzden aramıyor musun?'

'Onlar öldürmek için arıyorlar. Hayatın tehlikede'

'Onlar kim? Yoksa öldürdüğün adamın, adamları mı?'

Adam kafasını sallayınca 'Anlamıyorum? O adamı sen öldürdün? Neden benim peşimdeler?' dedi.

'Çünkü sen tanıktın ve ben seni öldürmedim' dedi.

Sophie hiçbir şey anlamıyordu. Adamda daha fazlasını anlatmaya niyetli değilmiş gibiydi. Vücuduna yayılan uyuşukluğa daha fazla dayanamadı. Zihni yavaş yavaş kapanmaya başlıyordu. Adam dikkatlice bandajı çıkardı. Sert ellerinden beklenmeyecek bir nezaketle yarasını temizledi. Bandajını yeniledi.

Sophie derin bir uykuya dalarken hayal meyal adamın üzerine örtü örttüğünü fark etti. Soğuk eller yüzünde tekrar dolanırken uykuya daldı.

KATİLİN KOLLARINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin