25.Bölüm

1.4K 70 9
                                    

mediadaki-Taner

bölüm şarkımız MV Jang Jae In=

Auditory Hallucinations  (lütfen okurken dinleyiniz)

AYAZ

Nasıl bitecekti içimde ki savaş? Nasıl son bulacaktı can acımaları? Yeniden nefes nasıl alabilecektim? Nasıl yapacaktım bunu? Onun gece gözlerini unutamadan nasıl vazgeçecektim? Artık, gerçekten kimsesiz kalmıştım. Keşke diye geçirdim içimdeki yanan alevlere karşı. Keşke o sıcacık dudaklarını benimkine dokundurmasaydın. Belki de en çok dudağımda aldığım o alev kalbimi yakıp kavurmuştu. Belki de o yüzden canım bu kadar çok yanıyordu. Hayır... Hayır, sadece dudaklar beni bu hale getiremez? Gözleri yaptı her şeyi. Kalbimin en derininde kasırgaları başlatan o gece gözleriydi. Ondan vazgeçmemi zorlaştıran gülümsemesi de olabilir. Bir tebessümü ile kalbimi titreten, ama tamamen kahkaha attığı zaman beni yerle bir eden şiddetli sarma gücüne sahip olan gülüşleriydi. Delirmek üzereydim. Az önce duyduklarıma mı yanayım? Yoksa sevdiğim kızın katil oluşuna mı? Karar veremeyen alçak kalbim ve aklım vardı.  İlk onu gördüğüm ana gitti aklım. Okul koridorunda karşımda emin adımlarla geliyordu. Gece gözleri soğuk bakarken, ukala gülümsemesini atıp yanımdan sınıfa girmişti. O an saçlarının kokusu burnumu doldurmuş, o an içimde kargaşa yaşamama sebep olmuştu. Sınıfta soluma döndüğüm her an onun masum hali içimi garip bir heyecanla doldururdu. Başkası olmaz derdim hep. Ondan başka sevda artık olmaz. Belki de ilk o an girdi ruhuma, oradan da kalbime aktı.  Beni yiyip bitiren düşüncelerle arabama binmiştim. Ne zaman bahçeden çıktım farkında değildim. Zaten Egemen, söyledikleri ile birazcık kalan aklımı da almıştı benden. Arabanın kontağını çevirip düz yola çıktığımda hala aklımda Gece vardı. Bu kez o uyanırsa yanında olamazdım. Bir kez daha o güzel gözlerinin bana aşkla baktığını görürsem ondan vazgeçemezdim. Vazgeçemediğim için de kendimi suçlar önce onu sonrada kendimi öldürürdüm. Bu kadar da psikopattım. Karanlık yolda ilerlerken kafamı toparlayamıyordum. Ve bu beni tamamen dağıtıyordu. Direksiyona defalarca vururken gözlerimden yaşların süzülmesine izin verdim. Ben Baharda bile böyle ağlamamıştım. Bu denli yıkılmamıştım. Şimdi ne olmuştu bana? Gece bana ne yapmıştı?

''Neden sana âşık oldum ki?'' diye fısıldadım yalnızlığıma... Belki de yalnız yaşamalıydım. Bahar bana lanet mi etmişti? Onun katiline âşık olduğum için kendimi asla affetmeyecektim. Arabamı her zaman bu kadar canım yandığında gittiğim deniz kenarında durdurdum. Güçsüz bir şekilde arabadan çıktım.  Beyaz karavanım beni bütün ihtişamıyla bekliyordu. Acı içinde gülümsedim.

''Yine sana geldim yalnızlığım...'' dedim. Bu sözümde çok şey vardı. Belki de yanan canımı böyle açıklıyordum kendime. Cebimden karavanın kilidini çıkarıp kapısını açtım. Uzun zamandır ayak basmadığım karavana girdiğimde Bahar'ın kokusu sardı burnumu. Onunla benim tek sığınağımızdı burası. Ayakta duramayan bedenimi karavana tutunarak durdurmaya çalıştım.  Minik buzdolabından bira kutusunu aldım. Ağzını açtıktan sonra yudumlayarak arka tarafa yatak odasına yürüdüm. Güçsüzce ışığı açtığımda loş ışık minik odayı doldurmuştu. Bahar'ın çerçevedeki fotoğrafı yatağın üstünde duruyordu. Pijamaları da öyle... Yatağa çöktüğümde Bahar'ın resimdeki gülümseyen yeşil gözlerine baktım.

''Aşkımmm, ben geldim...'' derken bir hıçkırık kaçmıştı ağzımdan. Acım kat ve kat artıyor beni tüketiyordu. Soluksuz kaldığım her an kendime lanet ediyordum. Çünkü şu an Bahar'a değil Gece'ye ağlıyordu bu gözler. Öfkemden gözlerimi göz yuvamdan çıkarıp ayaklarım altında ezmek istiyordum. Biramdan bir yudum daha alırken sol elimde de çerçeveyi tutuyordum.

''Canım hiç yanmadığı kadar çok acıyor be Bahar. Çok acıyor dayanamıyorum...'' derken gözlerimden süzülen damlalar Bahar'ın gülen yeşil gözlerine dökülüyordu.

GECE'NİN HÜZNÜWhere stories live. Discover now