10. Bölüm

2.1K 93 8
                                    

mediadaki -Gece

AYAZ'DAN

Yeniden çalan telefonumla aşağı inmiş motoruma binmek üzereydim.

''Maskeli vuruldu. Duydun mu beni? Hemen buraya gelmelisin. Pes etmiyor. Onu yakalamak için kısa zamanımız kaldı.''diyen Ozandı. Endişeliydi. Bu kez maskeliyi kaçırmamamız gerekiyordu. Motoruma binip hemen çalıştırdım. Hızlıydım. Bu kez ölmesi lazımdı. Fazla bile nefes almıştı.

GECE'DEN

Telefonumu Çağrı açınca hızla konuşmaya başladım.

''Pusuya düştüm. Duydunuz mu beni? Orman çıkışındayım. Yardım edin.''dedim. Çağrı'nın sözlerini dinleyemeden sol kolumdan vurulmuştum. Elimden düşen telefonumu hızla alıp cebime koydum. Şu an yaralarımı sarma derdinden çok kaçma derdindeydim. Ayağımdan akan kanı ve acıyı umursamadan koşmaya başladım. Ormanın karanlığında gizlenmeye çalışsam da mümkün değildi. Peşimden gelip ateş ediyorlardı. Hızımı artırmıştım. Ormandan çıkınca önümde koca bir şirket vardı. Kapalı olmasına rağmen koşarak ona yaklaştım. Camını kırıp kapıyı açtım. Yeniden koşarak şirkette gizlenmeye çalıştım. Yağmur başlamıştı. Havada yavaştan soğuduğu için üşüyordum. Adamlarında içeri girmesi ile ne yapacağımı şaşırmıştım. Bir duvar ardına sindim. Adamlara görünmeden hızla merdivenlerden çıkıp en üst kata çıktım.

AYAZ'DAN

Ozan'ın dediği yere geldiğimde adamlarım sarmıştı binayı. Hızla koşup içeri girdim. Elimdeki silahla en yukarıya çıktım. Koridorda kızı ararken kenarlardan da aşağı bakıyordum.

''Maskeli nerdesin?''diye bağırdım.

GECE'DEN

Canım çok yanıyordu. Kan kaybediyordum. Bana seslenen adamın ayak sesini duymak heyecanlandırmıştı beni.

''Maskeli nerdesin?''dedi. Derince nefes almaya çalıştım.

''Ölümün benim elimden olacak. Nereye kaçarsan kaç. Sevdiğim kadını öldürmenin bedelini ödeyeceksin.''dedi. Sanırım sona yaklaşmıştım. Silahımı ona doğrultarak karşısına çıktım. Ölüm kadar soğuk olan mavi gözlerini bana dikti.

''Demek buradasın?''dediğinde hızla alıp verdiğim nefes arasından ''Evet buradayım.''dedim. Sol kolumdan akan kan zemine düşüyordu. Adam önce yaralı koluma bakıp gülümsedi.

''Kan, senin üzerinden akınca en sevdiğim şey oluyor.''dedi. Öfkelenmiştim. O bana yaklaşırken arkamdan sırtıma vurulması ile dengemi kaybedip kenardan aşağı düşüşe geçmiştim. Ama düşmek üzereyken yaralı kolumdan tutan mavi gözlü ile şaşırmıştım.

''Şimdi olmaz. Şimdi ölemezsin. ''dedi. Bu sözleri daha da şaşırtmıştı beni.

''Ölmemi istemiyor musun?''dedim. Gözlerinde ki ifadeden sırıttığını düşündüm.

''Ben öldüreceğim seni. Hem de acı çektirerek.''dedi. Kolumun acısından dişlerimi sıkmıştım. Adam beni yukarı çektikten sonra onu itip hızla cama koştum. Onlarında koşma sesinden peşimden geldiklerini anlamıştım. Camın açık yâda kapalı olmasını önemsemeden atladım. Kırılan camla yere düşmeye başlamıştım. Arabanın arkasına düştüğümde gözlerim bulanıklaşmaya başladı. Hareket eden arabadan sonra yine silah sesleri yankılanıyordu. Yanıma gelen kişi ''Gece ''diye seslenince Çağrı olduğunu anladım. Ve kendimi güvenli ellerde olduğum için karanlığa bıraktım.

ÇAĞRI'DAN

Hızla yola çıkmıştık. Bütün adamlar düşmanın etrafını sararken bizde cam altına arabayı koyduk. Arabanın arkasına Gece'nin atlaması beklemediğim bir şeydi. Şaşırmıştım. Burada olduğumuzu anlamış mıydı? Hızla arabayı Efe çalıştırdı. Ben mavi aracın arkasında Gece'yi tutarken bir yanda peşimizdeki adamlara ateş ediyordum. Sonunda onları atlatınca Gece'yi eve götürdük. Bizim doktor kurşunları çıkarmıştı. Ama vücudunda birçok yara vardı. İyileşmesi biraz sürecekti. Sıkıntı ile okulu düşündüm. Böyle nasıl gidecekti? Gitmezse de dikkat çekebilirdi. Düşmanımızın kim olduğunu bilmiyorduk. Ve her an önlem almak zorundaydık.

GECE'NİN HÜZNÜWhere stories live. Discover now