0.3 "Siyah Koltuk"

401 39 31
                                    

Hyunjin"öncelikle korunmayı denemeliyiz" diyip eliyle sağındaki adama içeriye gir işareti yaptı. Adam içeriye girip Seungmin'in karşısına geçti.

"odaklanın ve size karşı yapılabilecek her şeye karşı güçlü olduğunuzu düşünün."

Seungmin kekeleyerek cümlesini kurmaya çalıştı. "h-hayır durun ben ne yapa-"

Adam Seungmin'i dinlemeden direk saldırıya geçmişti.

Seungmin kendini korumak için yere eğilirken adam saniyeler içinde Seungmin'in hiçbir şey yapmamasına rağmen yere yığılmıştı.

Seungmin korkuyla Hyunjin'e bakarken, Hyunjin'in ağzı açık kalmıştı. Hızlıca içeriye girip Seungmin'in ellerine ellikleri geri taktı.

"çok...çok güçlüsün"

Seungmin dolu gözleriyle Hyunjin'e baktı."Ben özür dilerim...bir şey yapmak istemedim...ben..yapmadım"

Seungmin'in yavaş yavaş ağlamaya başlarken, Hyunjin Seungmin'i kendine çekip sarıldı.

"sorun değil, bilerek yapmadığını biliyorum"

Seungmin kafasını iyice Hyunjin'in boyun girintisine yerleştirdi."özür dilerim"

Hyunjin biraz Seungmin'in sakinleşmesini bekledikten sonra Seungmin'in saçlarını karıştırıp sarılışlarını böldü. Beraber yerden kalktılar.

"gözlerini kapatmak zorundayım, evimizin yok olmasını istemiyorum"

Seungmin suçlu çocuklar gibi başını sallarken Hyunjin Seungmin'in gözlerini bağlayıp bir elini beline koydu. Diğer eli ise ellerindeydi. Demirler Seungmin için ağır sayılırdı. Ona destek oluyordu.

Tekrar Seungmin'in odasına geldiklerinde Hyunjin, Seungmin'in önce gözlerini sonra ellerini açtı.

Seungmin titrek sesiyle sordu."Onu..öldürdüm mü?"

"hayır, muhtemelen bayıldı sadece"

Bu sefer Seungmin Hyunjin'i kendine çekmiş sarılmıştı. Hyunjin ilk başta afallasa da karşılık vermişti. Kısa süre sonra ayrıldılar.

"hadi dinlen sen yarın devam ederiz"

Seungmin cevap vermemişti. Giden Hyunjin'i izlemişti sadece. Odadan çıktığında tekli koltuğa oturup ellerine bakmaya başladı. Orada adama olan şeyi bu cılız çocuk mu yapmıştı? Kendinden kat kat büyük birine nasıl bunu yapabilmişti?

Uzun süre ellerini izledikten sonra sıkıntıyla nefes verdi, tekrar gözlerini tavana dikti. Düşünüyordu. Nasıl?

Bugün gördüklerinden sonra Hyunjin'in ya vampir ya da deli bir bilim adamı olduğunu düşünmüştü. Vampir olduğunu düşünen tarafı daha baskın olsa da deli bir bilim adamı da olanaksız değildi.

Koltuktan kalkıp yatağa uzandı. İçinde garip bir his vardı. Daha önce hiç hissetmedi bir his. Kötü bir şey olacakmış gibiydi. Nefes alışverişini zorlaştırıyor, hızlı nefesler almasını sağlıyordu. Titreyen eli kalbin üstüne giderken nefesini düzenlemeye çalıştı küçük olan. Sanki her an bir şey olacakmış gibiydi. Yataktan hafifçe doğruldu. Eli hala göğsünün üzerindeyken kapıya yürüdü. Güçsüz elleriyle kapıya birkaç kez vurdu. Yardıma ihtiyacı vardı.

Kısa süre sonra Hyunjin içeriye girdi. Gözlerinden biraz endişeli oldığu anlaşılsada oldukça soğuk kanlı davranmaya çalışıyordu.

Seungmin sol elini Hyunjin'e uzatırken bir kaç adım atarak Hyunjin'e iyice yaklaştı. Hyunjin ise kendine uzanan eli hızla kavrayıp dengesini kurmasına yardım etmişti.

Seungmin hala hızlı derin nefesler alırken kafasını Hyunjin'in omzuna yasladı.

"ne oldu?"

"b-bilmiyorum sadece kötü bir şey olacakmış gibi hissediyorum"

"hislerinize güvenim sonsuz prensim ama sizi buraya getireceğim için her şekilde güvenlik önlemini önceden aldım."

Seungmin Cevap vermemişti. Gözlerini kapatmış,düzelmesini bekliyordu. Hyunjin ise ne kadar içeriye gidip en sevdiği diziyi izlemek istese de Seungmin'in yanında kalmalıydı.

Kısa süre sonra aşağıdan gelen gürültüyle Hyunjin hızla odanın kapısını kapattı. Seungmin'i giyinme odasına sokup güçlerini kullanarak yapılan büyüyü güçlendirdi. Tekrar Seungmin'in yanına döndüğünde Seungmin yere oturmuş bacaklarını kendine çekmişti. Hala nefesi düzelmemişti.

"bize buradayken zarar vermeleri imkansız, rahatlayın lütfen"

Seungmin de bir değişiklik olmamıştı. Hyunjin Seungmin'in yanına oturdu. Elini tuttu. Küçüklüğünden beri Seungmin, el ele tutşmayı sarılmayı severdi.

??"HWANG HYUNJİN"

O kokutucu ses odanın duvarlarında biraz yankılandı. Hyunjin yüzünde ki gülümsemeyle yerden kalkdı, Seungmin'in önünde eğildikten sonra odadan çıktı.

Seungmin biraz daha duvara yaklaşmıştı. Nefesi yavaş yavaş düzene giriyordu. İçeriden ise sesler geliyordu. Birkaç kez kendi ismini duysa bile yerinden kımıldamamıştı. Aslında kısa olsa da uzunmuş gibi geçen bir saatin sonunda hyunjin kıyafetleri kan içinde odaya girdi.

"prensim şu an güvenliğinizden eminim. Daha iyi misiniz?"

"Üstün?"

"kan sıçradı biraz. Korkulacak bir şey yok."

"Gelenler kimdi?"

"Sizin için gelmişlerdi. Bana gerek kalmadan siz öldürdünüz. Benim şimdi gitmem gerek. Birazdan döneceğim."

Hyunjin odadan çıkarken gülüyordu. Keyifle seke seke merdivenlerden indi. Az önce Seungmin'i kaçırmak için gelen vampirleri temizleyen adamlara döndü, hızlı olmalarını söyledi. Ve klasik yerine oturdu.

Babasının eski, siyah, büyük koltuğu. Üstüne oturanı delirten, bağımlılık yapan, güçler sağlayan o lanetli Siyah koltuk. Babasından sonra koltuk Hyunjin'e kalmıştı. Koltuğun varisi çoktu ama abilerinin birbirlerini öldürmesi Hyunjin'in işine gelmişti.

_________________________________________________
Yanlışlarım varsa görmezden gelin plz

Bu bölümde uzun oldu gibi gibi whatever diyelim

I'm Not Sorry I'm Dirty / Hyunmin✅जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें