yirmi yedi

19K 1.2K 565
                                    

4000 kelimelik bölümlerle zorum ne bilmiyorum ama yine 4500 kelime oldu kemerleri bağlayın iyi okumalar ✍🏻 eğer ki bu bölümün de bildirimi gelmezse bu geceki planım duvar yumruklamak 🥰🥰🥰

4000 kelimelik bölümlerle zorum ne bilmiyorum ama yine 4500 kelime oldu kemerleri bağlayın iyi okumalar ✍🏻 eğer ki bu bölümün de bildirimi gelmezse bu geceki planım duvar yumruklamak 🥰🥰🥰

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Perşembe 15.40

Dalgın adımlarla arabadan inerken Balkır ve Aytun'a biraz daha yanaşmıştım. Bu yakınlaşma çabamı anlamış gibi Balkır anında bedenimi kolunun altına çekmişti. Aytun küçük adımlarla yanımda yürürken işaret parmağımı parmağına geçirdim. Tedirgin hissediyordum, tedirgin ve şüpheci.

Birkaç gündür sürekli birlikte vakit geçiriyorduk ama çok yorgun hissediyordum. Bunun tedavi süreciyle ilgili olduğumu biliyordum ve bunu bilmek daha da üzüyordu beni. Tüm gün yataktan çıkmayabilirdim ya da yemek yemeyebilirdim. Bunları bile yapmak istemiyordum. Yine de bitkin düştüğüm her an Balkır ve Aytun bana yardımcı oluyordu. Sıkmıyorlardı, bunaltmadan ilgili olduklarını belli ediyorlardı ve bana nefes almam için alan tanıyorlardı. Yanımda olduklarını hissedebiliyordum. Bazen sessizce aramızdaki sessizliği dinliyorduk. Bu da iyi geliyordu. Konuşmak bile bazen zor olabiliyordu benim için.

Şimdi önümdeki eski eve doğru ilerlerken içimdeki tedirginlik daha da artmıştı. Anlam veremiyordum. Anlam veremediğim duygular toplanıyor ve benimle savaşıyordu. Zaten yorgun olan bedenim bunu kaldıramıyordu.

Babam aramıştı. Nedenini bilmiyordum, aramış ve eve gelmemi söylemişti. Normal şartlarda onu asla dinlemezdim. Aytun önemli bir şey olabileceğini söylediği için birlikte gelmiştik. Sesi garipti, sanki gelmeme ihtiyacı varmış gibiydi. Bunu ayırt edebilirken bile burada olmak korkutuyordu beni. Sadece nedenini merak ediyordum. Yoksa hayatıma bir etki edeceği falan yoktu.

Hala cebimde olan anahtarla birlikte kapıyı açtığımda Balkır ve Aytun geride kalmıştı. Bana özel alan tanımak istediklerini anlayabiliyordum. Babamla yüzleşmek zor olacaktı ama güçlü hissediyordum. Aytun ve Balkır'ın yanımda olması bile dağıtıyordu bu kasvetli havayı.

Buraya geliş amacım olan yüzü görmemle yutkundum. Beklediğim şey bu değildi. Babamın gözleri doğrudan bana bakıyordu ve yüzünde telaşlı bir ifade vardı. Farklıydı...Gerçekten farklıydı. Üzerinde gördüğüm kıyafetler her zamankinden farklıydı. Daha düzgün gözüküyordu. Üzerinde açık mavi bir gömlek altında ise kumaş pantolon vardı. Temiz ve düzenliydi. Tıraş olmuş olan yüzü sanki karşımdaki kişi babam değilmiş gibi hissettiriyordu. Gözlerim etrafa döndüğünde toplu olduğunu görmek şaşkınlığımı arttırmıştı. Normalde hep her yer her yerde olurdu. Şimdi daha derli topluydu. Çatık kaşlarımla ona doğru bakarken bir adım daha attı bana doğru.

"Ben...Bir şey söyleyeceğim sana." Derin bir nefes alırken şaşkınlığımı üzerimden atamıyordum. Neden buradaydım? Neden gözlerinde yumuşak bir ifade vardı? İki senedir gördüğüm adam değildi sanki karşımdaki. Bu farklılık korkutuyordu beni. Hafifçe arkamı döndüğümde bana iyi gelen yüzleri görerek derin bir nefes aldım.

lumière | bxbxbWhere stories live. Discover now