Tek Sayfalık Kitap

33 8 0
                                    

Tek sayfalık kitap yazacak olsam baştan sonuna kadar sadaka-i câriye konusunu anlatırdım. Bir önceki bölümde sadaka-i cariye konusunu bilerek anlatmadım, bu sayfada işlemek istedim. 

Öldükten sonra amel defteri kapanmayan üç kimse var demiştik. Bunlardan bir tanesi; arkasında kendisine dua edecek sâlih evlat bırakmak demiştik. Lakin kimi zaman bu mümkün olmamaktadır. Yani alimden zalim, zalimden alim doğabilmektedir. Bu sözün, bir genellenmiş hakikati ifade etmediğini belirtmekte yarar vardır. Çünkü bir çok zalimin de çocuğu zalim, alimin de çocuğu alim olarak yetişmiştir. Yani alemde her iki türün örneğini bulmak da mevcuttur.

Ebu Cehil gibi bir küfür erbabının oğlu olan İkrime, Müslüman olmuş ve şerefli sahabeler listesinde yerini almıştır. Öte yandan, Hz. Nuh (as)'ın bir oğlu, babasından ayrı düşmüş ve zalimlerden olmayı tercih etmiştir.

Öldükten sonra amel defteri kapanmayan üç kimse var demiştik. Bunlardan bir diğeri de; İlmi ve bilgiyi  başkalarına öğretmek ve kendisinden sonraki nesillere  aktarmaktır demiştik. Bunu da günümüzde herkes yapamamaktadır..

Onun için sadaka-i câriye konusu hepimiz için çok önemli bir konudur. Sadaka-i cariye, herkesin faydalandığı ve varlığı devam ettiği müddetçe sevabı da devam eden hayırlardır. Câmi ve mescidler, mektep ve medreseler, yollar ve köprüler, çeşmeler ve sebiller, hanlar ve hamamlar, her çeşit hayır vakıfları bunun örneğidir. Bunları yapanların, yapımına katkı sağlayanların amel defteri kapanmaz ve sevabı sürekli olur. Bunun içindir ki eşlerinize, kardeşlerinize veya bir yakınınıza; cuma çıkışında sizin adınıza para yardım kutusuna bir miktar bırakmalarını söyleyin. O paralarla yapılan bir caminin bir vakfın bir betonunda faydanız olması demek, öldükten sonra bir ırmağın akışı gibi akışı devam edecek bir sevap döngüsüne katılmış olmanız demektir. 

Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'in, "Kıyametin kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı dikiniz." hadis-i şerifini hatırlayın. Diktiğiniz ağacın meyvesinden, gölgesinden, yaprağından, odunundan her kim olursa olsun faydalandığında size sevap yazılıyor. Bu da gerçekten çok önemlidir. Çevrenin yeşillenmesine ve havanın temizlenmesine, yağmurun gelmesine vesile oluyoruz. Onun için fidan dikmek gerçekten çok önemlidir. Bizler de Peygamber Efendimizin bu sünnetini uygulayalım İNŞALLAH. Ağaç ayakta kaldığı müddetçe o kimseye bir sadaka-i câriye hükmüne geçmektedir.

"Bir Müslüman ağaç diker de bunun meyvesinden insan, ehlî hayvan veya vahşî hayvan veya kuş yiyecek olsa, yenen şey onun için bir sadaka hükmüne geçer. Her kim ne eksiltirse bu kendisi için kıyamete kadar sadaka olur."

Tek bir damla su ile dünyanızı ve ahiretinizi kazanca çevirebilirsiniz. Ve bu tek bir su kuyusu ile dahi mümkün. Nasıl mı ? Sadaka-i cariye ile.. Açılacak olan bir su kuyusu senin dünyanı da ahiretini de kazanmana vesile olabilir . Coğrafi kıtalar içerisinde Afrika ülkeleri susuzluk konusunda en başta yer alıyor ve çekilen su sıkıntıları ümmet olarak hepimizin canını sıkıyor. Afrika'da yaklaşık bir milyar insan sağlıklı ve temiz suya erişemiyor. Tek bir su kuyusu ile gönül damarlarına bir damla su serpip yanan İslam coğrafyasının ateşini sen de söndürebilirsin.. Kendi ihtiyaçlarını giderecek dahi suları yok . Yok'un için de Var olmak istersen hemen harekete geçebilirsin . Su Kuyuları için de tek bir damla hayata vesile olmak senin elin de...





 

HikmetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin