2. Bölüm

12.3K 393 24
                                    

Sebahattin Alinin dediği gibi; " perişan bir haldeyim. Fakat içimde kendimden bile sakladığım bir ümit vardı"

 

Temsili

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Temsili

Sabah 8.00 suları

Sabah erkenden kalkmış sporumu yapmaya başlamıştım ama aklımı işime veremiyordum. Bundan sonra ne yapacaktık bana veya onlara ne olacaktı bunları düşünmekten kafayı yiyecektim. Yaptığım sporun ardından kendime yaptığım kahveyi içerken dışardan gelen sesle oturduğum yerden fırladım.

-KALELİLER BACIMI VE O İTİ BANA VERİN!

Diye bir ses yükseldi dışardan. Babamın belinde ki silahı çıkarıp emniyetini açtığını görünce bende silahımı çıkardım ve babamın peşinden çıktım ve tabi benim arkamdan da diğer uşaklar.

Bahçeye indiğimde  gördüğüm kişi yüzünden şoka girdim ama bunu belli etmedim ama polatın babama silah doğrulttuğunu fark edince bende silahımı ona doğrultup

-Lan şerefsiz  ya o silahı indirirsin ya da

Dedim tam lafımı tamamlayacakken sözümü kesip şöyle dedi

-Yoksa ne beni mi vuracaksın?

Dedi alaylı bir ses tonu ile bende sinirle  cevap verdim

-Hayır senin gibi bir piçi vuracağıma ben de

Dedim silahımı Servan Ağa’ya doğrultup cümlemi şöyle tamamladım

-Babama karşılık babanı vururum

Servan ağa kızı baştan aşağıya süzdü ve içinden şöyle geçirdi  'Tam aşiretime ve aileme uygun gelin dedi'.

Polat sinirlenmiş olacak ki sert bir ses tonuyla

-Sakın deneme bile indir lan o silahı

Bende

-Ulan  sen indir sonra ben!

Diye rest çektim. Birbirimize öldürücü bakışlar atarken Servan ağa

-İkinizde indirin silahlarınızı oturup konuşacağız

Deyince Polat sinirle babasına dönüp şöyle dedi

-Ne konuşacağız baba? sıkıp kafalarına gidelim

Deyince servan ağa yüksek bir sesle şöyle dedi

-KONUŞACAK DEDİYSEK KONUŞUCAZ ŞİMDİ İNDİR SİLAHI!

Polat silahı indirince bende silahımı indirip üstüne atladım ve dövmeye başladım

-ULAN PİC KURUSU ŞEREFSİZIN ÇOCUĞU SEN KIMSIN Kİ BABAMA SILAH DOGRULTUYORSUN PEZEVENK ULAN SEREFSIZ IT

Diye saydırarak döverken birinin belimden tutup beni geri çektiğini hissettim. Ama daha hıncımı alamamıştım ve bu her kimse kucağında debeleniyordum ileri atılmak için bireden arkamdan babamın sesi geldi ve beni kucaklayanın babam olduğunu  anlamış oldum

-Asi bir dur be kızım sizde buyurun içeri geçelim

Dedi bunun üzerine herkes üzerindeki  şaşkınlığı atıp içeri geçip oturdular, oturur oturmaz Servan ağa şöyle başladı:

-Bizde kaçanın hükmü bellidir ölümdür ama

İdris bey cümlesini kesip :

-Kimse benim gelinimi kızımı öldüremez hakkı yoktur eğer

Dedi tam devam edeceği sırada Polat sinirle şöyle dedi:

-Onun yüzden yüzümüz yere eğdi ve namusumuza leke sürdü hükmü ölümdür

Deyince benim şartellerim yine attı ve oradan diklenerek

-LAN KÖPEK YEDİGIN DAYAK AZ GELDI SEN KIMSIN KI ALLAHIN VERDIGI CANI ALIYORSUN KIMSIN KI BÖYLE BIR KARAR VERİYORSUN SEREFSIZ BU CANI ALLAH VERDI O ALIR SENIN OYLE BIR HÜKMÜN YOK HAKKIN YOK EGER ÖYLE BIR SEY YAPARSAN SENI GAYLARA SİKTİRİM SONRA

Polat tam söze girmek için agzını açmıştı ki Servan ağa konuşmasına fırsat vermeden

-Kimse ölmeyecek!

Babam saşkın bir ses tonu ile

-Nasıl yani?

Servan ağa ise şöyle cevap verdi

-Berdel olacak ve kimse ölmeyecek!

Annem oradan atlayıp

-Berdel nedu da!

Servan ağa şöyle cevap verdi:

-Biz size Dilan’ı verdik sizde bize kızınızı vereceksiniz yoksa ikisi de ölür

Bunun üzerine babam biraz Karadeniz ağzı ile

-Düşüneceğum?

Dedi. Neyi düşüneceksin baba neyi Allah aşkına yadüşünülecek tarafı mı var diye düşünürken Servan ağa da benimle aynı düşüncede olacak ki

-Vakit yoktur de hele hemen

Babam önce anneme sonra baktı zaten bana bakışından belliydi vereceği karar
-Bu yaştan sonra evlat acısı kaldıramayız en iyi bu bence

Aradan uzun bir sessizlik ’den sonra söze girdi:

-Tamam

Babama karşı çıkarak isyankar bir ses tonuyla

-Ne diyorsun baba oğlunun yaptığı hatayı ben mi temizlemeyeceğim?

Babam bana dönerek

-evet itiraz etme hakkın yoktur.

Hayatım boyunca kimsenin hatasının bedelini ben ödemedim bunu da ödemeye niyetim yoktu bir hışıla kalktım ve vestiyerden arabamın anahtarını alıp arabama atladığım gibi limana sürdüm. Gelince arabayı park edip gemiye doğru yürüdüm o sırada kahvede oturan ikinci kaptana

-Kaptan hayda vira demir bismillah
cemal kaptana dönerek şöyle dedim

-Kaptan beni sorarlarsa burada olduğumu söyleme ha birde bunu miçolara da söyle

Cemal kaptan bir şey diyecekken şöyle devam ettim

-Kaptan lütfen yalnız kalıp düşünmeye ihtiyacım var

Tamam anlamında kafanı sallayıp miçolara söylemek için gitti cemal kaptan bende  Karadeniz’e dönüp
uzun uzun baktım. O hırçın dalgaları benim rahatlamamı sağlıyordu aynı dağda it öldürmek gibi.

Bu komutu duyan cemal kaptan miçolara emir verdi halatları çözüp Karadeniz’in hırçın dalgalı sularına açıldık

Asi'nin cevabı ne olucak berdel evet mi dicek yoksa canına mı kıyıp karadenize gömülecek mi
 

Nayino  / Tamamlandı  (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now