38. Bölüm

8.9K 411 74
                                    

 

Berzah Ağa ve Avjin,Rozerin'in gitmesiyle Rıha'nın tadını çıkarmak için uçurumun dibine oturmuştu. Avjin başını ağbeyinin omzuna yaslayarak Urfa'nın güzelliğine bakmıştı. Birkaç gün sonra ağbeyi Rozerin ile evlenecekti ve bu Avjin'i içten içe kıskandırıyordu. Berzah ağbeyi her zaman onun sorunlarıyla ilgilenirdi. Pamuklara sarmıştı adeta biricik bacısını. Şimdi ise durumlar değişiyordu. Sevdiği kadınla evleniyordu ve bunun hayaliyle yaşıyordu ağbeyi ama onu göremiyordu. Üzüldüğünü ve ikinci plana attığını görmüyordu ya da gerçekler Avjin'in gözünden çok farklıydı.

''Ağbey beni sevmeyi bırakmasın değil?" Avjin büyük umudunun bir beklentisiyle ağbeyine bakmıştı. Tüm masumluğu ve sevimli görüntüsüyle ağbeyinin gözlerinin içine bakmıştı.

''Hmm...bir düşeniyim bakalım.'' Berzah Ağa omzundan kendisine tüm sevimliliği ile bakan canın bir parçası olan kardeşine bakmıştı. Sevimli görüntüsüne kıyamıyordu Berzah Ağa ama aklından böyle düşünceleri silmek çok da kötü bir fikir değildi. ''Sevmem.''

Avjin öncelikle dudaklarını büzerek başını ağbeyinin omzundan kaldırmıştı. Gözleri dolu dolu ağbeyinin omzuna vurmuştu. ''Sevme o zaman öyle olsun.'' Avjin oturduğu uçurum kenarından kalkıp yürümeye başlamıştı.

Berzah Ağa kendisine kızan Avjin'in arkasından gülerek oturduğu yerden kalkmıştı. Hızlı hızlı giden Avjin'i yakalamak için hızlanmıştı. ''Avjin!Dur ve beni olduğun yerde beklemezsen seni evde çok pis gıdıklayacağım.''

''Beni sevmeyeceksin güldürmek için gıdıklamana gerek yok. AĞBEY!" Avjin sinirliydi ağbeyine böyle söylemesi kalbini kırmıştı.

Berzah Ağa sinirli olan kardeşini yakalayarak önüne geçmişti. Küçük kardeşinin daha fazla üzülmemesi adına sıkıca sarılmıştı. Saçlarının kokusunu içine çekerek küçük bir öpücük kondurmuştu. ''Avin...'' Sözlerini bıçak gibi kesen kurşunun sesiydi. Berzah Ağa sırtında hissettiği tarifsiz acıyla olduğu yerde dizlerinin üzerine çökmüştü. Bir kurşun daha ve bir kurşun daha sırtından içeriye girmişti. Berzah Ağa olduğu yerde yığılıp kalmıştı.

''AĞBEY!..Bana bak kurbanın olayım.'' Avjin'in ellerinde ağbeyinin kanıyla boyanmıştı.

''Avjin...''

''Konuşma ağbey yorma kurbanın olam.'' Avjin ağbeyinin başını dizlerine kaldırarak ona bakmasını sağlamıştı.

''Avjin...seni bir ağbeyin sevecebileceğinden daha çok seviyorum. Eğer ölürsem...''

''Böyle konuşma ölümden bahsetme.'' Avjin ağbeyinin siyah saçlarını okşayarak alnından öpmüştü.

''Eğer ölürsem...gözlerinden inci tanelerini dökme. Ağlama tamam mı?''

''HAYIR!..."

Avjin'in çığlığı tüm Rıha'ya yankılansa da duyan yoktu. Arslanoğlu aşiretinin Ağasının küçük kardeşi Cemşid Mardin'in acımasızlığıyla biliniyordu. Cemşid ve adamları ağır ağır ağlayan Avjin'in ve kanlar içinde yerde yatan Berzah Ağa'nın başına dikilmişti. Getirdikleri tabutu yere atarak ağlayan Avjin'in dikkatini çekmeyi başarmışlardı. Avjin korkuyla tabuta bakarak kollarında kanlar içinde yatan ağbeyine sarılmıştı. Cemşid gülerek Avjin'i Berzah Ağa'dan ayırarak yerde kanlar içinde yatan Berzah Ağa'yı öldüresiye dövdürdümüştü.

''Yapma...HAYIR ağbey! Yapmayın.'' Avjin çığlıkları susturulmuştu.

Cemşid gülerek ağlayan küçük Avjin'den etkilenmişti. Yazık olacaktı. Berzah Ağa'yı tabuta koyarak kapağı kapatılacağı sırada Avjin iyi debelenerek kendini yere atmıştı.

Vurmayın Yüreğime Pranga Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin